“Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız vardığınız yerin önemi yoktur!”
***
Türkiye tekraren 1 Kasım seçimlerine gidiyor.
Bölgemizde; değişimler, yüzyıllık hesaplar, kan üzerinden sahne alırken, içerde çalkantı, belirsizlikler ve büyük tahribatlar istikbalimizi tehdit eder boyutlara ulaşmış durumda…
Bu şartlar altında Cumhuriyet tarihimizin en önemli kararlarından birine sayılı günler kalmışken, vahşi bir algı operasyonunun esaretinde tüm katmanlar savruluyoruz. Ülke olarak içinde bulunduğumuz şartlar ne kadar ağır, ne kadar vahimse, gündemi işgal eden, öne çıkan konular o kadar basit, o kadar yüzeysel, o kadar çarpık gelişiyor.
Hükümet kurulma aşamasında, yaşanan acı gerçeklerin bilinciyle, bugünü ve yarını değerlendiren, ilkeli, vatanperver duruş, kaos sebebi olarak sunulurken, bir beka meselesi olduğu aşikar, “örtülü kaos” ısrarla dikkatlerden kaçırılabilmektedir.
***
Durum vahimdir.
Nitekim çöküşler ve tehlikeli gidiş, siyasi gündemde her türlü imkân, araçla kapatılsa da yapılan kamuoyu araştırmalarında gizlenemez oranlar ortaya çıkıyor.
Bu durum tespitini 2 ayrı araştırmanın sonuçları gözler önüne seriyor…
***
AKP Hükümetinin icraatları sorulan araştırmada;
– Türkiye’yi kutuplaştırdı diyenlerin oranı %66.4
– Medyaya baskı var diyenlerin oranı % 72.4
– Yargıya müdahele ettiler diyenlerin oranı % 68.2
– Suriye politikası yanlıştı diyenlerin oranı %84.2
– Yolsuzluk yaptılar diyenlerin oranı % 72.3
– Ekonomiyi kötü yönettiler diyenlerin oranı % 72.6
– Çözüm sürecini iyi yönetmediler diyenlerin oranı % 76.5
– Teröre taviz verdiler diyenlerin oranı % 84.5
– Işid terör örgütü ile yeterli mücadele yapılmadı diyenlerin oranı % 84.6
– 4 Bakanı yargılamadılar diyenlerin oranı % 76.2
– İşsizliği çözemediler diyenlerin oranı %68.2
………………
Yine başka bir araştırmada 3 konu dikkat çekici!
1- Var olan durumu bir siyasi kriz diye değerlendirenlerin oranı yüzde 80.
2- Ülkenin yüzde 75’i hem bireysel hem ülke hayatı için önümüzdeki 3 ve 6 ayda büyük bir ekonomik kriz bekliyor. Bu ülkenin 4’te üçü.
3- Ülkenin üçte ikisi çatışma terör meselesini her an her yere bulaşabilecek bir risk olarak görüyor.
***
Ülke gerçekleri bu şekilde çıkarken, partilerin oy oranlarına bakıldığında bu çöküş ve çürümenin sorumlusu mevcut iktidar yine ilk sırada çıkmakta, tek başına iktidar hesapları yapacak gücü bulabilmektedir.
Bu şaşırtıcı garabet durum, araştırma sonucu yapılan açıklamalar içinde; “Toplumda nasıl bir basınç birikmesi olduğu görülüyor.. Buna rağmen oy değişmiyor diyorsak bu sürrealist bir durum..” ifadeleri son derece ilginç!..
***
Bu garabet duruma nasıl gelindiği önemlidir.
Türkiye Cumhuriyeti’ni devleti ve milletiyle bölme parçalama düşünce ve niyetine, pazarlık masasında vücut bulduran, kahpe zeminin iki tarafından birine mecbur kalınan tabloda, tüm değerleri hiçe sayan bir “evet” peşine sürüklenmek neredeyse kutsanmıştır.
Bir kişi ve zümrenin ihyası üzerine, kurum ve kuruluşların dizayn edilişine “evet” demek övgü sebebi olabilmiştir.
Tüm alanlarda yaşanan çöküş, çözülme ve çürümenin meşrulaştırılması anlamı taşıyan “evet” yadırganmaz olmuştur.
***
“Örtülen; istikbali dahi uhdesinde taşıyan kaostur!..”
Örtülü kaosa “hayır” diyen tek lider Devlet Bahçelidir…
“1919 Şartlarına girilmiştir” ikazı açıktır…
Türk Milleti; aklına, ahlakına, vicdanına, şuuruna reva görülen “örtüleri” bertaraf etmeli, varlığına sahip çıkmalıdır!..