Ortada PKK’nın silah bırakma iradesi yoktur. Yalnızca Öcalan tarafından yapılan bir açıklama var. Yapılan açıklama ve PKK tarafından dayatılan on emir de sınırları belirsiz, esnek ve kabulü mümkün olmayan unsurlar içeriyor.
Yapılan açıklamada da silah bırakmadan söz edilmiyor. PKK’ya "silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik ve tarihi karar vermek için PKK’yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya” davet ediliyor.
Yani ortada silah bırakmak değil, silah bırakmak için olağanüstü bir kongre toplama çağrısı var. AKP’nin ve derin bölücülerin pazarladığı gibi ortada iyimser olabilecek bir durum yoktur.
PKK, Öcalan’ın çağrısıyla olağan üstü toplanacak kongresinde silah bırakmaya olduğu gibi şartlarının yerine getirilmediğini ileri sürerek silahlı mücadeleye devam kararı da verebilir. Hem AKP hem de Öcalan silah bırakma iradesi için PKK’ya mahkûmdur.
Benzer bir senaryo iki yıl önce de sahneye konmuştu. AKP tarafından “Çözüm süreci” adı altında PKK’nın sınır dışına çıkması, silah bırakması ve sivil hayata dönmesine yönelik olduğu söylenen proje büyük bir kampanya eşliğinde yürürlüğe konmuştu. PKK, bu projeye ve AKP ile vardığı mutabakata rağmen Türkiye’den çekilmeyi durdurduğunu ilan etmişti.
Bu süreç, PKK’yı yargı yapan, yol kesen, vali atayan, özerklik ilan eden bir otorite haline getirirken T.C Devletinin etkisini de bölgeden büyük ölçüde azaltmıştır. AKP ve PKK’nın “Çözüm Süreci” bölgede devleti küçültürken PKK’yı da büyütmüştür. 6/7 Ekim olayları da PKK’nın çözüm sürecinden yararlanarak ülke genelinde sokakları nasıl mobilize etme yeteneğine kavuştuğunu ortaya koymuştur. Gerçek budur.
Diğer yandan silah bırakmak için on madde halinde Öcalan tarafından ortaya konan şartlar, T.C devletini PKK’nın talepleri doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti devleti olmaktan çıkarmayı öngörüyor. Öcalan resmen devleti hem AKP hem de PKK talepleri yönünde yeniden dizayn edilmesini dayatıyor. Öcalan bu talepleri dile getirirken AKP’nin “Yeni Türkiye” kavramından cesaret aldığı anlaşılıyor.
Öcalan’ın dayattığı on madde devlet içinde devlet, anayasa üstünde anayasa, millet içinde millet inşa etmeyi öngörüyor.
“Demokratik cumhuriyet”, “ortak vatan”, “milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması”, “yasal ve anayasal güvence” gibi masum görünen kavramlar bölücülüğün anayasal, ideolojik ve kültürel teminat altına alınmasını sağlayacaktır.
AKP’nin ve bölücü cenahın PKK’yı silahlı mücadeleyi bırakma temelli toplantı yapmaya çağırmasına olağan üstü anlamlar yüklemektedir. Ancak Öcalan, içinde bulunduğu şartlardan dolayı “silahlı mücadeleyi bırakma temelinde” PKK’yı olağanüstü kongre toplamaya davet ederken, silahı elinde bulunduran terör örgütünden bambaşka sesler gelmektedir.
Mustafa Karasu: “AKP Hükümeti Önderliğin ortaya koyduğu 10 başlıkta müzakere edip sorunu çözecek midir, çözmeyecek midir? Bu sorun çözülmeden PKK silah bırakacak, PKK Kongresini yapıp silah bırakma kararı alacak biçimindeki yaklaşımlar demagojidir, aldatmak ve sorunu çarpıtmaktır”.
KCK’lı Bese Hozat, yol haritasındaki 10 maddenin, Öcalan’ın serbest bırakılması, çözüm süreci müzakerelerine bir izleme heyetinin katılması, “hakikatleri araştırma komisyonu” toplantısında Öcalan’ın konuşmasını öngördüğünü söylüyor. Bese, ancak bundan sonra düzenlenecek PKK kongresinde Öcalan’ın “tarihi karar”ı açıklayabileceğini söylüyor. Aksi takdirde ‘çok daha kapsamlı ve derinlikli yeni bir savaş’ yaşanacak… halk kendi demokratik sistemini kuracak ve savunacaktır” tehdidini yapıyor.
Bütün gelişmeler PKK’nın gerçekte her şeyini borçlu olduğu silahı bırakmak gibi bir niyeti olmadığını göstermektedir.
Öcalan’ın silah bırakma temelli toplantı çağrısı AKP’nin seçim gemisinin yelkenlerini şişirmekten başka bir işe yaramayacaktır. On emirle silah bırakma bir PKK oyunudur. Bu PKK oyununu Türkiye karşı AKP değil Damat Ferit gelse bile oynayamayacaktır!