Acısını hissetmeyenler, ölümün; onu korku kılıp benliğimizi esir almakta hınzırca!..
***
Şemdinli’de 5 şehit, 15 yaralımız var. Günün ilk haberi!
Bir ayda 66 şehit vermiştik, daha yeni…
Kor düşüyor yeniden, yanıyorken yüreklere.
***
Öldürenler; ölüm orucunda!
Serap’ı otobüste yakan katillerde içinde!
İlla ölüm üzere yaşadıkları!
Talimat büyük yerden, semiz beslemelerden!..
Aman, birde pek üzülenlerimiz çıktı…
Ne de çok hümanistimiz varmış!
Ne zaman bir çakal böğürür, ordalar hemen…
AB temsilcisi dahi kızıyor. “Öldürürken doğru dürüst öldürün, bugüne kadar bir şey dedik mi, diyor” bir nevi!
Ağlamaklı ses “bitmek üzere” diyor, muzaffer bir eda ile!
Belli ki yeni tavizlerin adı konmuş, anlaşmışlar!..
Gecikmeden İmralı’dan, bebek katilinin mesajı geliyor;
“Bu eylem yerini bulmuş ve amacına ulaşmıştır. Hiçbir tereddütte kalmadan, bir an önce açlık grevine son versinler.”
Ölüm orucu hedefine ulaşmış, bir kahpe aşama daha hayata geçirilmiştir artık.
Müjdeyi o ağlamaklı ses veriyor; “milletimizin gözü aydın!..”
Caniler bayram havasında, coşuyor…
…….
Komşularımız ölümle yatıp kalkarken, karışmasak olur mu?
Libya da önemli figürdük. Irakta öldürenler için yaptığımız dua akıllarda. Kerkük, Bağdat, Telafer her gün toplu ölümlerle yüzleşmekte.
Suriye’de gelişmeler, ölümlerden ölüm beğen derecesine gelmiş, baş aktör yine biz!…
……
Patlayan cephanelikler, düşen helikopterler, canlı bombalar, eşek yükü bombalar, patlayan mayınlar hep, ölümle olan aşinalığımızı derinleştirmekte…
Onlarca şehidimizin kimlikleri daha tespit edilmeden, “erkan” hediyeleşme faslında!…
…….
Sahi ABD Dışişleri bakanı geldiğinde 22 ülke sınırının değişeceğini söylemişti…
Akan kan belli ki sınır çizmek için!..
Bu arada Mısır’lı gençler, “İsrail’e hesap soracağız” diyen sesimizi çılgınca alkışlıyorlar. (Önemi var mı bilmiyorum ama Suriye’de İsrail’le aynı safta duruyoruz.)
O ses Telafer Türkmen katliamının başladığı gün Trabzon’da milli maçta, “Türkiye seninle gurur duyuyor” denilerek yine alkışlanmıştı.
…….
Suriye’de rehin tutulduğu sürece, ölüp-ölüp dirildiğimiz gazeteci, CHP Milletvekillerince kurtarılıyor, hükümet sözcüsü tepkili, “manidar” diyor.
……
Cinnet geçiren koca, anne boğazlayan evlat, para için ebeveynlerini öldüren evlat, balta ile 5 kişiyi doğrayan komşu, yeğenini öldürüp çukura atan teyze, küçük çocuğu tecavüz edip öldüren cani!
Günlerin getirdiği “sıradan” olaylar…
***
Ölümün esiriyiz, tüm yaşadıklarımızla!..
Öldürüyor; istiyorlar…
Ölüyoruz; hissetmiyoruz, farkında değiliz!..
“Ölmek istemiyorsanız ölü gibi yaşayın” dayatması, en can alıcı makamlarda vücut bulmuş, sırıtıyor.
Akıtılan kan, ölüm üzere kurgulanan geleceğimizi inşa etmekte…
Yok olan aslında insanlığımızdır; ölümlere teslim olup, kıyametimizi yaşamak üstüne!…
Beşer için” ölümü bilmek,” canlı olmayı anlamlı kılan, nasıl kaçınılmaz bir gerçekse; cinayetlerin getirdiği ölümlerle şekillenmek, “ne kadar canlı ve diri olabildiğimizin” en acı gerçeğidir!..
Acısını hissetmeyenler, ölümün; onu korku kılıp benliğimizi esir almakta hınzırca!..
Silkinme, dirilme zamanıdır, çok geç demiyorsak!..