Irak’ta IŞİD’e esir düşen 23 yaşındaki Ali, toplu infaz sırasında kurşun isabet etmeyince, ölü numarası yaparak, militanların uzaklaşması ardından kaçmayı başarmış.
Kurtulmuş…
Aslında bizlerde toplumca ölü numarası yapıyoruz, epeydir…
Seçileni, seçeni, kurumları, medyası, yazarı, çizeri hep birlikte bu olağandışı oyunun aktörleri durumundayız.
Ali’yi kurtaran ölüm oyunu Türk Milleti için hangi sonu hazırlamaktadır, ne ifade etmektedir, irdelemek gereği elzemdir.
***
Genelkurmay Başkanı Org. Özel; bölücü terör örgütü ile yapılan görüşme ve yol haritasından “bilgimiz yok” diyor. İlgili Bakan Atalay cevap veriyor; “Yol haritası bitmedi, bitince haber veririz” diyor.
Bitince!
– Cani başının bilgisi var, etkisi var, Türk ordusu başkomutanı ancak sitem edebilmekte…
*
PKK ve HDP Türkiye’den silah istiyor. IŞİD’e karşı ortak ordu kurmaktan bahsediyor. Pervasız, rahat, pişkin…
– Tık yok!..
*
Seda Sayan, iki eşinin katili olan kocayı programına çıkardığında pek tepki gösterdik. Ardından da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızdan gelen “kabul edilemez” açıklaması hassas mı, hassas! Şöyle diyor;
“Şiddeti, suçu ve suçluyu masum gösteren her türlü söylem ve uygulamayı kınıyoruz. “
– On binlerce kişinin katledilmesinde baş sorumlu olan canide insanlık, barış, huzur arayan, en acımasız katilde masumiyet gören, aynı masada geleceği şekillendiren devlet büyükleri ve alkışlayıcıları kimler acaba!..
*
Kerkük Vakfı Sözcüsü ve Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Nakip, IŞİD tehdidi altındaki bölgelerde Türkmenlerin kendilerini savunmak için acil silaha ihtiyacı olduğunu söylüyor. Aylardır feryat ediyorlar aslında. Katliamlara karşı açık hedef halinde ve savunmasızlar. Sistemli şekilde öldürülüyorlar. Emirli’de 20 000 Türkmen ateş altında 2.5 ay direnirken, nihayet ABD ve Irak ordusu görüp kurtarırken, biz yine seyirci bile değiliz.
– Sahi Türkmenlere gidiyor dediğimiz silah yüklü tır’larımız vardı! O silahlar nerelerde? Merak edenimiz, takip edenimiz varmı!..
*
IŞİD’in rehin aldığı 49 insanımız…
-Kaç ay oldu, kaç kez gündem oldu bilen duyan varmı!..
*
Soma’da 301 can yitirilirken, suiistimaller, sorumsuzluklar, peşkeşler, para hırsı, kayırmacılık, yandaşlık, hasır altı uyarı raporları bir bir anlatıldı da bir tek istifa beklenmedi. Bir tek bedel ödenmedi.
– İlgili Bakanın, yediği simide, 2 gün giymek zorunda kaldığı gömleğe ağıtlar yaktık da, katledildiği açık olan canlara, işin doğasında var dedik, sıyrıldık.
*
Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu iddiası ile başlatılan 17-25 Aralık soruşturmaları bir çırpıda “takipsizlik” kararı ile bitiverdi. Haliyle dosyalar, bilgiler, belgeler imha edilecek. Suçlanan 96 kişiyi sorarsanız, şimdilerde çok keyifliler…
Bir takipsizlik daha var, eşzamanlı;
Hani şu Milletin biyerine sövüp, sonrasında Devlet büyüklerimize plaket veren kişinin devletten çok ucuza aldığı tarihi köşk yanıvermişti ya…
O dosyada kapandı.
HSYK seçimleri iktidarın her türlü imkan ve araçla şekillendirilme arifesinde iken, yeni kabinede de yer alan Ali Babacan’ın, “Hukuk devleti olmadan, güçlü ekonomi olmaz” başlıklı vizyon belgesinin veto edilişi bir türlü dikkat çekemedi.
– Hukuktan neden rahatsız olunur ki, soran yok!..
*
Ve tüm bu taarruzların cereyan ettiği sahnede, yüzde elli ikinin rüzgarı ile “Yeni Türkiye” naraları….
Ancak çoğunluğun ölü numarası yaptığı bir toplumda mümkün olabilecek savrulmalar, geleceğimizi belirliyor…
Duymuyor, görmüyor, hissetmiyor, ses çıkarmıyor, tepki vermiyoruz.
Bu kadar açık, aleni, yoğun çöküş ve çürümeyi çok iyi biliyorken;
Ölü numarası yapmayı seçip, oyunun parçası oluyoruz.
*
Irak’ta Ali’yi kurtaran ölü numarası, Ülkemizde tarihe yön vermiş milletimiz için kaçınılmaz sonu hazırlamaktır.
Ne acıdır ki, Türk Milleti ölü numarası girdabında, ölümü davet eder sınıra dayanmıştır.
Görünen odur ki;
Gelindiği gibi gidildiğinde yarınımız zillet içinde kahrolmaktır!..
