Olayları tersten ve çelişkileriyle görmek!

Günümüzde karmaşık, çok boyutlu ve birden fazla amaca hizmet eden olguların çözümlenebilmesi için klasik mantık dışında bir akıl yürütmeye ihtiyaç vardır. Çelişkili görünümler, çoğu zaman düz mantık sahiplerini yanıltır. Günümüzde normal görülen bir çok olay bile gerçekte normal olmayan anlamlarla yüklü olabilmektedir. Onun için bu tür olguları düz mantıkla muhakeme ederek kavramak mümkün olmaz. Çelişkili görünen olgular gerçekte kendi içinde tutarlı olabilirler. Hiçbir eylem dışarıdan göründüğü kadar mantıklı, ürettiği sonuçlar bakımından da mantıksız değildir.
“Faydalı olabilecekken, işe yaramaz”, “Uzaktayken yakınmış gibi”, “Kızgın olduklarında, itaatkâr”, “Gururlu olduklarında alçak gönüllüymüş gibi”  gözükmek bir Tao stratejisidir. Bu stratejiye göre yıkarken yapıyormuş, dağıtırken toparlıyormuş, tahrip ediyorken tamir ediyormuş, zayıflatırken de güçlendiriyormuş gibi davranmak esastır. Türkiye’den toprak kopartarak ayrı bir devlet kurmak için kanlı terör eylemleri gerçekleştiren terör örgütünün amacını Türkiye’yi  “demokratik cumhuriyet” e dönüştürmek olarak ilan etmesi böyle bir stratejidir.
Bu yaklaşımın amacı siyasi ve askeri anlamda düşmanı, rakibi ya da tehdit kaynaklarını yanıltarak kontrolü elde tutmaktır. Karşınızdakileri davranışlarınız hususunda yanıltırsanız, size karşı alınacak tedbirleri başında engellemiş olursunuz.
Sözgelimi, düz mantıkla düşünmeye alışmış olanlar için düşmanı olmayan insan en mutlu insandır. Onlara göre bir toplumun temel görevi düşmansız bir dünya edinmek olmalıdır. Gerçek hayatta bu yaklaşıma ters sonuçlar görülebilir..
“Düşmanı olmayan kişi sonra düşmanın eğlencesi olur”  diyenler de gerçekte buna işaret ederler. Nitekim düşmanı olanların gaflet ve dalalet gösterme özgürlükleri yoktur. Onların her an uyanık olmak, elleri tetikte beklemek, gözlerini de ufuktan ayırmamak gibi bir mecburiyetleri vardır. Düşmanının emellerinden korunmak için ondan daha tedbirli, daha ileri ve daha çalışkan olmak gerekir. Var ve bağımsız olmanın bir başka yolu da yoktur.  “Su uyur düşman uyumaz”  diyenler bu gerçeğe vurgu yapmış olurlar. 
Mercimek Ahmet Kabusname’de şöyle yazar: “Ama gizli yolları kullanarak, düşmanın işinden habersiz ol. Bir an bile düşmanın kötü oyunlarından kendini güvende sanmayasın. Düşmanının halini ve tasarladığı oyunları her an soradur, ta ki düşmanın belasına ve afetlerine uğramayasın. Sonra, fırsat elvermedikçe düşmanlığını belli etme ve düşmanına karşı ne denli büyüklük taslarsan tasla, kendini düşmana büyük göster. Ne denli düşmüş olsan da ona durumunu alçak gösterme. Düşmanının güler yüz göstermesine ya da tatlı sözüne aldanıp gönül bağlama ve inanma. Eğer düşman sana şeker gösterse, sen onu acı nesne san. Ve düşmanın ne denli küçük olsa da onu hor görme ve zayıf olan düşmanına, güçlü bir düşmana eder gibi düşmanlık et. ’O da kim ki’ deyip önemsemezlik yapma” . Mercimek Ahmet’in söyledikleri Tao’nunkilere ne kadar da benziyor!
Normal yaşam içinde çelişkilerin kurbanı olan yüzlerce olayla karşılaşılır. Sözgelimi kişinin güçlü ve yetenekli olması gereklidir ve iyidir. Ancak kişinin yetenek ve gücüne güvenerek mağrur olup haddini aşması çok da kötüdür. Bazen insanlardaki yetenek ve güç başlarına bela bile olabilir. Kuşkusuz esas olanın yetenek ve güç olmasına karşın çoğu zaman yeteneksizliğin ve güçsüzlüğün avantaj olabileceğini de düşünmek gerekir.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!