Covid-19 çocuklarda ağır seyretmiyor ancak hastalığı geçiren çocuklar için büyük bir risk mevcut. Okulların açılmasını riskli bulan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, MIS-C hakkında aileleri uyararak “Deride soyulma, gözde kızarıklık, parmaklarda şişme gibi belirtiler tehlikenin belirtileridir. Üç belirtiyi görürseniz vakit kaybetmeden doktora başvurun” dedi.
Sözcü’den Eser Akgül’ün haberine göre, korona virüsü, çocuklar için başka bir riski daha mı taşıyor? Belirtileri Kawasaki hastalığı ile benzer ancak daha ağır bir tabloya neden olan Çocuklarda Multisistem İnflamatuar Sendromu (MIS-C) ile ilgili ailelere önemli uyarılarda bulunan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, MIS-C’in Türkiye’de Temmuz ayından itibaren görülme sıklığının arttığını açıkladı.
Salgının başlangıcından bu yana uzmanlar, çocukların korona virüsünden yetişkinler kadar korunması gerektiği konusunda uyarılar yapılıyor. Çoğu zaman çocuklar virüsün etkilerini belirtisiz ya da hafif atlatsalar da yapılan bilimsel çalışmalar birçok riski gözler önüne serdi. Bu risklerden biri de MIS-C.
Konu ile ilgili uyarılar yapan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Kawasaki ile belirtileri benzer olsa da MIS-C’te çok daha ciddi bir tablo ortaya çıktığının altını çizdi ve aileleri uyardı.
3 KRİTİK BELİRTİ
Ceyhan “İlk başta, korona virüsü tanısı alan 0-19 yaş arasındaki çocuklarda deride soyulma, parmakta şişme, gözde kızarıklık gibi belirtiler ortaya çıktı. ABD’de, İtalya’da ve İngiltere’de geçtiğimiz Mayıs ayında bununla ilgili makaleler yayımlandı. Bunu ilk olarak Kawasaki hastalığına bağladılar ancak o aslında MIS-C. Çünkü bu çocuklar günler içinde hayatını kaybediyordu” dedi. Prof. Dr. Ceyhan, Kawasaki’nin bu kadar ağır tablolara neden olan bir hastalık olmadığını vurguladı.
TÜRKİYE’DE DE TEMMUZ AYINDAN BERİ GÖRÜLÜYOR
Korona virüsü salgınının ilk aylarında Türkiye’de MIS-C’in görülmediğini ancak tekrar vaka artışının yaşandığı Temmuz ayından itibaren sıklaşmaya başladığını belirten Prof. Dr. Ceyhan, “Sadece Hacettepe’de 27 çocukta görüldü. Diğer uzman arkadaşlarımdan aldığım bilgiye göre onlar da bu vakalara rastlıyorlar. Sadece Hacettepe’de 27 vaka varsa Türkiye’de yüzlerce hasta var demektir. Şu an toplam sayıyı bilmiyoruz ama bununla ilgili bir yayın hazırlamış bulunuyoruz. Dediğim gibi ne yazık ki bu Kawasaki’den çok daha ağır bir hastalık; bizdeki bu çocukların hepsi yoğun bakımda” şeklinde konuştu.
MIS-C’in romatizmal hastalıklar grubunda yer alan bir sendrom olduğunu belirten Prof. Dr. Ceyhan, hastalığın sitokin fırtınasında olduğu gibi bağışıklık sisteminin virüse cevap verirken kendi hücrelerine zarar vermesi ile ortaya çıktığını belirtti. Prof. Dr. Ceyhan, Kawasaki’den farklı olarak, kalp damarlarında şişme gibi etkenlerin tabloyu ağırlaştırdığını vurguladı.
HEMEN UZMANA BAŞVURUN
MIS-C ile ilgili diğer önemli bir sorun da bütün çocuklarda görülebilme ihtimalinin olması. “Herhangi bir risk grubu yok ve kimde gelişip gelişmeyeceği belli değil” şeklinde konuşan Prof. Dr. Ceyhan, aileleri uyarıyor:
“Çocuklarda direkt corona ölümleri az, belki hafif ve belki de belirtisiz geçiriyor ancak onlar hem virüsü yetişkin aile bireylerine taşımak hem de MIS-C hastalığı gibi riskler taşıyorlar. Aileler belirtiler konusunda çok dikkatli olmalılar. Deride soyulma, gözde kızarıklık, parmaklarda şişme gibi belirtiler gördüklerinde hemen bir uzmana başvurmalılar.”
OKULLARIN AÇILMASI VAKALARI ARTIRDI
Çocuklarda multisistem inflamatuar sendromu gibi ağır tablolara sebep olan risklere karşın okullarda yüz yüze eğitimin başlatılması kararı tekrar gözden geçirilmeli mi? Son dönemdeki vaka artışının en önemli sebeplerinden birinin okulların açılması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ceyhan, “Bir insan grubunu haftada 1-2 gün bile olsa bir yerde bulundurursanız risk artacaktır zaten” yorumunu yaptı.
Prof. Dr. Ceyhan, tartışmalı başlayan yüz yüze eğitimin Türkiye’deki uygulanışı ile ilgili şunları söyledi:
“Öncelikle biz okulların açılmasının bir risk olduğunu kabul etmiyoruz ve dolayısıyla buna uygun tedbirler de almıyoruz. Madem okullar açıldı buna uygun kriterler ve tedbirler geliştirilmesi gerekiyor. Çünkü parktaki temasla okuldaki teması bir tutamazsınız. Halka tam veriler açıklanmıyor ama vaka sayılarının artışına-azalışına göre yüz yüze eğitimle ilgili kararlar alınması şart. Bu şekilde bir işleyiş çok daha güvenli olacaktır.”
‘DOĞRU KARAR DEĞİLDİ’
Peki yüz yüze eğitimde korona virüsü riskini azaltmak mümkün mü? Prof. Dr. Ceyhan, dünyadan şu örnekleri veriyor:
“Almanya Başbakanı Merkel, çocukların eğitimini önemsediğini ve gerekirse her yeri kapatıp çocukların risksiz bir şekilde okula gitmelerini sağlayabileceklerini söyledi. Fransa da tekrar bir karantina ortamına hazırlanırken, okulları kapatmıyor. Türkiye’yi düşündüğümüzde sosyal hayatı ve çalışma hayatını düzenlemeyip, kısıtlamalara gidilmeden okulları açmak doğru bir karar değildi.”
MIS-C NE KADAR ÇOKSA KORONA DA O KADAR ÇOKTUR
ABD’de yapılan araştırmalar, MIS-C’in toplumda görülme sıklığına bakarak, corona virüsünün yaygınlığı konusunda bilgi sahibi olunabileceğini ortaya koyuyor. “MIS-C normalde çok nadir görüldüğü için eğer bu vakalar çoksa bilin ki korona virüsü de orada yaygındır” şeklinde konuşan Prof. Dr. Ceyhan, önlem alınması konusunda uyardı.
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün 1 Eylül’de yayımladığı COVID-19 (SARS-CoV-2 Enfeksiyonu) Çocuk Hasta Yönetimi ve Tedavi Rehberi’nde MIS-C vaka tanımı şu şekilde yapılıyor:
1. 0- 21 yaş arası
2. 24 saatten uzun süren , >38.0°C ölçülmüş veya ailenin ateş varlığını bildirimi
3. Laboratuar tetkiklerinde inflamasyon kanıtı (En az 2 veya daha fazla kanıt varlığı), Yüksek CRP, Yüksek sedim, Yüksek fibrinojen, Yüksek prokalsitonin, Yüksek D-dimer, Yüksek ferritin, Yüksek LDH, Yüksek IL-6 seviyesi, Artmış nötrofil sayısı, Lenfositopeni, Hipoalbüminemi
4. Hastaneye yatış gerektirecek ağır hastalık tablosu
5. Çoklu organ sistem tutulumu (En az 2 veya daha fazlasının varlığı), Kardiyovasküler (Şok, yüksek troponin, yüksek BNP, anormal eko bulguları, aritmi), Solunum (Pnömoni, ARDS, pulmoner emboli), Böbrek (Böbrek yetmezliği), Nörolojik (Konvülsiyon, inme, aseptik menenjit), Hematolojik (Koagülopati, yüksek D-dimer düzeyi), Gastrointestinal (Yüksek karaciğer enzimleri, diyare, ileus), Dermatolojik (Eritrodermi, mukozit, diğer döküntü)
6. Alternatif başka tanı olmaması (bakteriyel sepsis, enterovirüs enfeksiyonu gibi miyokardit ile ilişkili enfeksiyonlar, stafilokoksik veya streptokoksik toksik şok sendromları gibi)
7. Geçirilmiş veya yeni geçirilmekte olan SARS-CoV-2 enfeksiyon kanıtı
(Aşağıdakilerden en az birisinin varlığı)
SARS-CoV-2 RT-PCR pozitifliği
SARS-CoV-2 seroloji pozitifliği
SARS-CoV-2 antijen pozitifliği
Semptomların başlamasından önceki 4 hafta içerisinde SARS-CoV-2 pozitif olgu teması