TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesi Latif Selvi, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun bu hafta Meclis’te komisyon gündemine gelmesinin beklendiğini söyledi.
Selvi, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun, öğretmenin istihdamı, yetişmesi, eğitimi ve hizmetlerine dair birtakım yeni düzenlemeler içerdiğini belirtti. Bu doğrultuda yeni uygulamalar söz konusu olacağına vurgu yapan Selvi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025 yılından itibaren uygulamaya başlayacağı Öğretmen Akademisi’nin de bu kanunla resmileştirileceğini kaydetti.
Selvi, “Öğretmenlerimiz mevcut uygulamada lisans eğitimini tamamladıktan sonra formasyonunu aldıktan sonra KPSS’ye girip bir sonuç elde ediyordu. Alan bilgisi sınavından sonra baraj olarak kabul ettiğimiz başarı çıtasını aşanlar, bir de mülakat uygulamasına giriyorlardı. Mülakat uygulamasından sonra başarılı olanlar tercihlerini yaparak, puan üstünlüğüne göre yerleşiyor ve öğretmenlik görevini ifa ediyordu. Şimdi bu yılki uygulamaya yüzde 50 sınav puanı, yüzde 50 mülakat geliyor. Bu kanunla beraber, arkadaşlarımız lisans eğitimini tamamladıktan sonra öğretmen olmak için KPSS’ye girecek, yazılı sınavda almış olduğu puanlara bağlı olarak bakanlığın ‘Öğretmen Akademisi’ sistemine müracaat edecek. Buraya katılmaya hak kazanan arkadaşlarımız Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 4 dönemlik veya 3 dönemlik bir eğitimden geçecekler. Ve buradan başarı ile geçen arkadaşlarımız 3 artı 1 sözleşme; 3 yıl sözleşmeli daha sonra artı 1 kadrolu olarak görevini ifa edip, meslek hayatına 4B sözleşmeli olarak başlamış olacak” ifadelerini kullandı.
‘PUAN ÜSTÜNLÜNE GÖRE DEĞERLENDİRİLECEK’
Eğitimle ilgili süren tartışmalara ideolojik veya pedagojik olarak bakılabildiğine dikkat çeken Selvi, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ilişkin olarak bakanlığın yaptığı çalışmaların pedagojik zeminde sürdürüldüğünü kaydetti. Selvi, “Lisans mezunu arkadaşlarımız, eğitim akademisi için başvurularını KPSS sonuçlarına göre yapabilecek. Ve burada da başarılı olan arkadaşlarımız öğretmenliğe fiilen başlayacak. Eğitim akademisi, eğitim fakültesinin görevini yapmayacak. Eğitim fakülteleri şu anda öğrencilerini yetiştiriyor. Onlar bir akademik eğitim veriyor. Bu eğitimden sonra Milli Eğitim Bakanlığı kendi ihtiyaçları doğrultusunda mesleki yeterliliğini geliştirmek için ‘Eğitim Akademisi’ dediğimiz bir çalışma yapacak. O çalışma çerçevesinde başarılı olan arkadaşlar, başka da bir şarta gerek kalmadan müracaatlarını yapacak ve öğretmenliğe başlayabilecek. Burada artık şu ana kadarki uygulanan mülakat uygulamasına son veriliyor. Yani artık KPSS puanı alan öğretmen adayı, belli prensipler çerçevesinde Öğretmen Akademisine gidecek. Bu prensipler de örneğin bir branştan sınava giren 2 bin kişi var. Ama sınavda 70 ve üzeri alan kişi sayısı 1000 diyelim. Ülkemizin öğretmen ihtiyacı 200. O zaman sıralama olacak, baraj dediğimiz başarı çıtası. O başarı çıtasının sonrasında ihtiyaca göre, puan üstünlüğüne göre değerlendirilecek” dedi.
’10 YIL BEKLEME SÜRESİ KALDIRILACAK’
Selvi, eski sistemde başöğretmenlik için uzman öğretmenlikte 10 yıl kıdeme sahip olmak gerektiğini hatırlatarak, “Öğretmenlerimiz arasında, başöğretmenliğe başvurmadan, emekliliğe yaklaşmış arkadaşlar vardı. O 10 yıllık bekleme süresi yeni düzenleme ile kaldırılacak” dedi.
Selvi, “Çocuklar, öğretmenlere emanet olarak değerlendirilir. Geçmişte çok da yasal çerçeve oluşmadığı için, maalesef birçok hoyratlıklar vardı. Bunlar bir şikayet söz konusu olursa gündem oluyordu. Ama şimdi artık bu konularda daha ciddi olunacak. Öğretmenliğe yakışmayan işlerle meşgul olanlar öğretmenlik yapamayacak. Ama bu zaten bizim mevzuatımızda var. Doğrudan telefonla ilgili bir düzenleme değil; ama, bir kişinin izni almadan fotoğrafını çekmesi, paylaşması veya sosyal medya üzerinden bir öğretmene yakışmayacak paylaşımlarda bulunması gibi şeyler düzenlemede olacak. Ama bunları tamamen işte bir telefon kullanmaya endeksleyecek olursak sanki böyle telefonla konuşması kısıtlanan kişi gibi anlaşılır. Bu zaten öğrenciler için de bazen tartışılıyordu. Burada amaç telefon kullanımını kısıtlamadan daha çok birtakım olumsuzluklara dönük yapılacak yanlış işlere mani olmak, amaç burada bu. Bunlar ayrıca da yalnız başına Milli Eğitim Bakanlığı değil, konunun diğer taraflarının da zaman zaman katkı verdiği süreçler olacak. Mesela uyuşturucu ile ilgili mesele çok tartışılıyor, ‘okullarımıza kadar indi’ deniliyor. Şimdi bunlarla ilgili mücadelenin bir tarafı İçişleri Bakanlığı’yla ilgili, bir tarafı Milli Eğitim’le ilgili, bir tarafı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’yla ilgili. Burada koordineli çalışmalar olacak” ifadelerini kullandı.
‘ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DÖNÜK DÜZENLEMELER OLACAK’
Eğitim ve öğretim sürecindeki son zamanlarda artan şiddetle ilgili düzenlemelerin de taslak metinde yer aldığını söyleyen Selvi, “Şiddete karşı da bir önlem var burada. Amaç, eğitim camiasının haksız birtakım şiddete maruz bırakılmaması, onların korunmasına dönük. Çok yoğun bir kitleyle çalışıyorsunuz. Ülkedeki herkesi ilgilendiriyor. Ve bir öğretmen arkadaşımız da burada mesleğini ifade ederken birtakım haksız saldırılara uğrayabiliyor. Nitekim zaman zaman değişik meslek gruplarında da oluyor. Buna fırsat vermemek için düzenlemeler yapılacak. Şiddetin önlenmesine dönük, yeni düzenlemeler gelecek. Suçlunun tutuklu yargılanması gibi, hukuki olarak ceza kanununda indirimlerden yararlanmaması gibi önemli düzenlemeler gelecek. Öğretmen arkadaşlarımızın, görevini ifa ederken bir tehditle karşı karşıya kalmamaları için önleyici bir tedbir olarak ortaya çıkıyor” dedi.
Özel okullar ile ilgili düzenlemelerin de yeni kanun taslak metninde olduğunu belirten Selvi, özel okullardaki ücret farklılıkları tartışmalarının da yeni taslak metin kapsamında konuşulacağını kaydetti.