NATO’nun Türkiye’ye Yararı Var mı? (2)

Sovyetler Birliği 1990 yılında dağılınca,arkasından Varşova PAKTI da dağıldı.Bu durumda dünya kamuoyunda artık NATO’nun da misyonunu tamamladığı görüşü tartışılmaya başlanacağı sırada ABD, “YENİ DÜNYA DÜZENİ” kavramını ortaya attı.Bu kavram,günümüzde “KÜRESELLEŞME” olarak ifade ediliyor.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla iki kutuplu dünya,tek kutuplu hale gelmişti.Artık,dünyanın tek süper gücü vardı:ABD.ABD’li stratejistler,yeni bir düşman yaratılmazsa kısa zaman içinde ABD’nin rehavete kapılacağını,hegemon gücünü kaybederek dünya liderliğini başkalarına kaptırabileceğini öngördüler.Bunu önlemek için yeni bir düşman yaratılmalıydı.Bu düşmanı bulmakta zorlanmadılar.Yeni düşman ABD’ye göre “RADİKAL İSLAM” ya da başka bir ifade ile “İSLAM TERÖRİZMİ” idi.
Bu yeni düşmanı somut hale getirebilmek için bazı figüranlar gerekliydi.Bu figüranlar daha önceden hazırlanmıştı.Afganistan’da Sovyetlere karşı ABD tarafından eğitilen,silahlandırılan,desteklenen Usame Bin LADİN,yeni düşmanın baştemsilcisiydi.11 Eylül 2001’de ABD’de ikiz kulelere yapılan saldırılar hemen Usame Bin LADİN’e yani yeni düşmana maledildi.ABD tarafından bu yeni düşmana karşı küresel çapta bir savaş başlatıldı. Afganistan’da ABD desteğiyle ikitidara gelen TALİBAN yönetimi de bu yeni düşman kavramına dahil edildi.Akabinde  İran Yönetimi ve daha sonra Irak’taki Saddam Yönetimi’de bu yeni düşman kavramının içine alındı.Artık,ABD kimleri düşman olarak görüyorsa hemen bu yeni düşman kavramının içine dahil ediyordu.Nedense bu yeni düşmanlar hepsi de müslümandı ve hepsi de dünyanın en zengin petrol ve doğalgaz rezervlerinin olduğu Ortadoğu ve çevresinde bulunuyorlardı.
Yeni düşman bulununca misyonu bittiğine inanılan NATO’ya da yeni bir görev bulunmuş oldu.“Dünya Çapında Terörizme Karşı Savaş” NATO’nun yeni göreviydi.ABD Afganistan’da zora girince sorumluluğu hemen NATO’nun sırtına yükledi.ABD,NATO ülkelerinden ve tabi ki,aynı zamanda Türkiye’den Afganistan’da terörizme karşı savaşmaları için savaşçı birlikler göndermelerini istedi.NATO’nun diğer üyelerinin Afganistan’a savaşçı birlikler göndermeleri için kendileri açısından haklı sebebleri olabilir.Ama,Türkiye’nin Afganistan’a savaşçı birlikler göndermesi için hiçbir sebeb yok.Biz,Afganistan’a ABD’nin çıkarlarının korunması için mi asker göndereceğiz.Sonra Afganistan savaşını başlatan biz miyiz?ABD;Afganistan’ı işgale karar verirken NATO’nun onayını aldı mı?Elbette ki,almadı.Elbette ki,Türk Askeri Amerikan çıkarlarının korunması için din kardeşi olan Afganlılar’a karşı savaşmayacaktır.ABD’nin Türkiye’den Afganistan’a savaşçı birlik göndermesini istemesi aynı zamanda çok büyük bir ahlaksızlıktır.Sözde müttefik ABD,Türk Ordusu’nun PKK’lı teröristeri takip etmek için Kuzey IRAK’a girmesine şiddetle karşı çıkarken hiç utanmadan bizden hiç ilgimiz olmayan Afganistan’a savaşçı birlik göndermemizi istemiştir.Çok şükür ki;Genelkurmay Başkanlığımızın ilkeli tavrı sayesinde Türkiye Afganistan’a savaşçı birlik göndermemiştir.Genelkurmayın bu ilkeli tavrı olmasaydı,kanaatimce AKP Hükümeti ABD’nin baskısına dayanamayarak Afganistan’a savaşçı birlik gönderebilirdi.Bu,Türkiye için telafi edilemeyecek veya telafisi çok uzun yıllar alacak bir hata olurdu.
Libya’ya saldırı olayında da sorumluluk NATO’ya yıkıldı denilebilir.Her ne kadar Türkiye Libya’ya karşı silah kullanan taraf olmayacağını açıklasa da bunun kıymeti harbiyesi yok.Çünkü,bilenler biliyor ki;NATO’da kararlar oybirliğiyle alınıyor.Türkiye,NATO çerçevesinde Libya’ya karşı silah kullanılması kararlarına karşı “EVET” oyu kullandıktan sonra kendisi silah kullansa ne olur,kullanmasa ne olur?Önemli olan kararların altına atılan imzadır.Türkiye,Libya’ya karşı silah kullanılmasına “EVET” demekle zaten o işin sorumluluğunu,vebalini üstlenmiş oluyor.Türkiye, “HAYIR” oyu kullansaydı,bu karar alınamazdı.Türkiye, “EVET” oyu kullanmakla telafisi imkansız veya uzun yıllar telafi edilemeyecek bir çıkmazın içine girmiştir.Bundan sonra hem Libya ile hem de diğer Arap ülkeleri ile diplomatik ilişkilerimiz zora girerse hiç şaşırmamak gerekmektedir.
Yukarıda izah ettiğimiz üzere NATO’nun dün de ülkemize yararı yoktu,bugün de yoktur.NATO,halen bizim için bir kamburdur,ağır bir yüktür.Türkiye,bu ağır yükten mutlaka kurtulmalıdır.Bu yükten kurtulmak Türkiye için çok büyük bir rahatlama yaratacaktır.Bu yükten kurtulduğumuz takdirde Milli Harp Sanayimiz hızla gelişecektir.Gene bu yükten kurtulduğumuz takdirde ABD’ye güvenerek bize efelenen Yunanistan,Ermenistan,Kuzey Irak Yönetimi hizaya geleceklerdir.
Türkiye,NATO’dan çıkmak istediğini en kısa zamanda muhataplarına bildirmelidir.Bu bildiriyi kararlılıkla yaptığımız zaman ülkemizin itibarı hiç beklemediğimiz kadar artacaktır.Halen bize tepeden bakan,ülkemizi emireri gibi gören ABD Yönetimi,bizi NATO’kalmaya ikna etmek için hayal bile edemeyeceğimiz tavizleri verecektir.Gene,bizi AB kapısında süründürenAB ve NATO üyesi Avrupa Devletleri AB’ye girişimizi hızlandırmak için kapımızı aşındıracaklardır.Çünkü,Türkiye hem ABD’nin hem de AB’nin kesinlikle vazgeçemeyeceği,kaybetmek istemeyeceği çok önemli bir ülkedir.Onlar,bu gerçeğin farkında.Ne yazık ki;farkında olmayan sadece biziz.Bir de biz gücümüzün,değerimizin farkında olabilsek her şey daha iyi olacak.Buna bütün varlığımla inanıyorum.
 
 
 
 
 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!