Tarhan Erdem’in sözleri manşetten veriliyor. “5-10 yıl içerisinde Öcalan’ın Meclis’te olması fikrine alışmalıyız. Benim gibi çok sayıda insan böyle düşünüyor”
Alışmalıyız diyerek alıştırıyor, belli ki…
İmralı’da ihanet şebekesinin başı ile müzakere başlatıldı açıklamasının ardından, gündemin şekillenişi ve gelişmeler bağrımıza yerleşmiş habis tümörü tüm ilerlemişliğiyle açığa çıkardı. Ülke kurum ve kuruluşlarının, STK’ların, özelliklede medyanın ciddi bölümünü, habis tümörün kapladığı gerçeğiyle yüzleştik.
Eli kanlı bölücü terör örgütünün kucağına itilen Kürt kökenli vatandaşlarımız, kendi katillerini temsilcisi olarak kabul etmek zorunda bırakılıyordu. Terör örgütü ile yapılan mücadele; olmayan Türk-Kürt savaşının sözde barış görüşmeleri tuzağına evrilmiş ve tüm dünyaca alkışlanır olmuştur artık!
***
Kanser denilen habis tümörler sinsi gelişir, biliriz. Çoğu zaman ortaya çıkışı, tetikleyici bir gelişme sonucu olur. Alınan kanserojen maddeler, bağışıklık sisteminin zayıflayışı, beslenme bozukluğu, vücuttaki dengelerin bozuluşu, tümörü husule getiren temel sebeplerdir.
Ülkemizin vücut dairesinde uzun süredir kanserojen maddelerin istilasına mazur bırakılması, “sevr” ürünü kahpeliğin devamıdır. Etnik merkezli düşüncenin yaygınlaştırılması ve kuvvetlendirilişi yıllardır sürdürülmektedir. Güneydoğumuza; planlı bir şekilde mahrumiyet bölgesi muamelesi, yabancı elçiliklerin güneydoğu çalışmalarına izin verilişi, çok sayıda ülkeden çok sayıda ajanın bulunmasına göz yumulması, çekiç güç marifeti, siyasilerimizin oy için etnik fitneyi mazur görmesi dikkat çeken hususlardır.
Bağışıklık sistemimizin çökertilmesi, özellikle son yıllarda derinleşmiştir. Ülkemizin alyuvarları ordumuzun operasyonlarla yıpratılması, Terörle mücadelede kahramanlarımızın terörist muamelesi görmesi, şehit ile caninin, şahadet ile ihanetin denk tutulması, Güvenlik güçlerinin hareket kabiliyetinin kanun maddeleriyle zaafa uğratılması, Güneydoğu bölgemizin terör baskısına terk edilmesi, terörün uzun süredir sonlandırılmayışının getirdiği yorgunluk ve bitirilemiyor dayatması etkili olmuştur.
Beslenme bozukluğuna gelince, iktidara giden yolun icazet yolundan geçişi, medyanın yapılandırılma şekli, kökü dışarıdan gelen ayrık otu zihniyet ürünlerinin rağbet görüşü, milli değerlerimizin ısrarla tüketilmesi, Türk Milleti kavramının bütünleştirici vasfının, etnik yapıya indirgenmek istenişi, putlaştırılmış kavramların ihaneti perdelemesi, komşularımızda teröristleri besleyip koruyanların, ülkemiz imkânlarıyla beslenip korunması sayılabilir.
Dengelerin bozuluşu ise, ekonomik uçurumların belirleyici olduğu hale gelişimiz, terörün baskı alanlarında haksız kazancın meşrulaşması, çalışmayı değil yan gelip yatmayı teşvik eden uygulamalar, bölgelere göre değişik nüfus planlamaları (kimi yerde orantısız çoğalma, kimi yerde sınırlandırma) öne çıkmaktadır.
***
Habis tümör vücuda yerleşip, müdahale edilmediğinde, ölüme gidiş kaçınılmazdır. Sondan bir önceki evre metastaz, yani kanser hücrelerinin tüm vücuda sıçrayarak istilasıdır. Türk Milleti şimdi, tüm bütünlüğüyle bu tehdidin sarmalındadır.
Bu tehdit, umut, barış, çözüm, demokratikleşme, büyük Türkiye gibi kavramlarla örtbas edilmek istenmektedir.
On binlerce insanımızın katledilişini getiren, kundaktaki bebeleri kurşunlamaktan çekinmeyen, uyuşturucu kaçakçılığından kara para aklayışına, haraç toplamaktan küçük yaşta çocukları baskıyla dağa çıkarmaya kadar, vahşetin sembolü olan şebeke birden bire umut kelebeği ilan ediliverdi. Çokça da mazlum ilan edilerek!
Ardından ufak-tefek, mini minnacık üç beş düzeltme, gecikmiş birkaç demokratik adım her şeyi düzeltiverecek umudu pompalanır oldu. Bölünme-parçalanma-dağılma endişesi “büyük Türk paranoyasıdır” bundan böyle!…
Yedi düvelin arkasında durup, palazlandırdığı, insanlık katili canilerin on yıllardır bilinen Türkiye’nin bölünmesi hedeflerinin yok sayılışı ihanetin yeni şeklidir artık…
Milli şuur, toplum vicdanı, insani değerler, hakkaniyet ölçüleri, bütünlük duygusu muhasara altına alınma eğilimindedir…
Tümör tüm vücudu sarmadan, daha fazla gecikilmeden, bu “yüzyıllık oyun” sonlandırılmalıdır.
Unutmayalım; erken teşhis hayat kurtarır!..