Mustafa Kemal’i Samsun’a Vahdettin Göndermedi!

Siyasal İslamcı yazarlar, koro halinde Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a kendiliğinden gitmediğini, Son Padişah Vahdettin tarafından vatanı kurtarmak amacıyla  gönderildiğini iddia ederler. Buna delil olarak da Mustafa Kemal ile Vahdettin arasında yapılan görüşmeyi gösterirler. Bu görüşmede Vahdettin’in neler söylediğini Mustafa Kemal, anılarında şöyle anlatmaktadır: Paşa Paşa! Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin, bunların hepsi artık kitaba girmiştir, tarihe geçmiştir. Bunları unutun! Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa devleti kurtarabilirsin!

Atatürk, hatıralarında  Vahdettin’in yukarıda belirttiğimiz konuşması ile  kendisinden gerçekten vatanı kurtarma yolunda bir davranış beklemeyip, aksine işgalci devletlerin şikayetlerini ortadan kaldırmasını beklediği, böylece tahtını sağlama almayı amaçladığı kanaatini edindiğini ifade etmiştir.

Siyasal İslamcı yazarlar, Atatürk’ün bu kanaatini şiddetle reddederek adeta Atatürk’ün yalan söylediğini iddia etmektedirler.

Vahdettin’in Mustafa Kemal’e söylediği sözlerle gerçekte neyi amaçladığını, amacının vatanı kurtarmak mı, yoksa tahtını korumak mı olduğunu anlayabilmek için Vahdettin’in İstiklal Savaşı boyunca yaptıklarını incelemek gerekir. Vahdettin’in yaptıkları gerçek amacının  ne olduğunu açık ve seçik olarak gösterecektir.

Vahdettin’in İstiklal Savaşı boyunca yaptığı tüm işler Atatürk’ün yürüttüğü milli mücadelenin aleyhine olmuştur. Vahdettin’in tüm faaliyetleri milli mücadeleyi başarısız kılmak, Sevr Anlaşması’nın hükümlerini uygulanmasını sağlamak yönünde olmuştur. Vahdettin’in faaliyetlerinin hepsini burada açıklamak yazının hacminin dar olması nedeniyle mümkün değildir. Fikir vermek için en önemlilerinden bazılarını belirtmekle yetineceğim. İşte, Vahdettin’in milli mücadeleyi başarısız kılmaya yönelik bazı faaliyetleri:

·  Türk tarihinin en hain adamı olan Damat Ferit Paşa’yı 5 defa sadrazamlık görevine getirmiştir. (Birinci defa göreve getirmesini Damat Ferit’in niyetini bilmediği gerekçesiyle mazur görebiliriz. Ancak, Damat Ferit’in hainlikleri ortaya çıktıktan sonra ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci defa göreve getirilmesini mazur görmek mümkün müdür? )

·  İngiliz Casusu Rahip Frew ve İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin kurucusu Sait Molla ile sıkı ilişkiler kurmuş, bu kişilerle sık sık gizli görüşmeler yapmıştır. Aynı zamanda İngiliz Muhipler Cemiyeti’ne üye olmuştur.
·  Damat Ferit Hükümetlerinin önüne getirdiği bütün kararları imzalayarak onaylamıştır. Örnek olarak; Kuvay-ı Milliyeyi “eşkıya hareketi” olarak niteleyen bildirinin yayınlanması, Atatürk’ün görevden alınması, rütbe ve nişanlarının sökülmesi, Atatürk ve arkadaşlarının Divan-ı Harp’te idama mahkum edilmeleri, Hilafet Ordusu’nun kurulması kararlarının altında Vahdettin’in doğrudan imzası vardır.

·  20 Eylül 1919 tarihinde yayınladığı beyanname ile Damat Ferit Hükümeti’nin icraatlarını savunmuş, Kuvay-ı Milliye’yi kötülemiştir. Bu beyannamede iyi bir barış anlaşması yapılacağını vaat etmiştir. Nitekim, sonra Sevr Anlaşması imzalanmıştır.

·  Türkiye’nin tüm yönetimini 15 yıllığına İngiltere’ye bırakma teklifini Damat Ferit aracılığı ile İngiliz Hükümeti’ne bildirmiştir.

·  Damat Ferit Hükümeti’nin Türkiye’nin İngiliz mandasına sokulmasına, Boğazlar’ın İngiliz kontrolüne bırakılmasına, bağımsız bir Kürdistan kurulmasına ilişkin İngilizlerle imzaladığı 12 Eylül 1919 tarihli gizli anlaşmayı onaylamıştır.

·  Damat Ferit Hükümeti, 20 Temmuz 1920’de Sevr Anlaşması’nın imzalanmasını Padişaha tavsiyeye karar vermiştir. Bu tavsiye üzerine Vahdettin üst düzey yöneticilerin görüşlerini almak amacıyla 22 Temmuz 1920’de bir Saltanat Şurası  toplamıştır. Toplantıya Padişah’la birlikte 45 kişi katılmıştır. Şuraya bizzat Vahdettin başkanlık etmiştir. Toplantı sonunda 44 kabul, 1 red oyuyla Sevr Anlaşması’nın imzalanması kabul edilmiştir. Red oyu veren tek kişi Ayandan Topçu Feriki Rıza Paşa’dır. Vahdettin dahil 44 kişi anlaşmanın kabulü yönünde oy kullanmışlardır. Saltanat Şurası’nda alınan anlaşmanın kabul edilmesi kararı Paris’teki Osmanlı Delegelerine bildirilmiş. Delegeler aldıkları talimat üzerine 10 Ağustos 1920’de uğursuz Sevr Anlaşması’nı imzalamışlardır.

Atatürk, Vahdettin’in milli mücadele aleyhindeki tüm faaliyetlerine rağmen İstanbul’la ilişkiyi kesmemiştir. Sadrazam Tevfik Paşa’ya gönderdiği 28 Ocak 1921 tarihli telgraf ile Vahdettin’in Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni tanımasını, bunu kısa bir hatt-ı hümayun ile ilan etmesini talep etmiştir. Ancak, bu talebi kabul edilmemiştir.

Vahdettin, İstiklal Savaşı’nın kazanılmasından sonra yakınlarınca yapılan tüm önerilere rağmen Atatürk’e bir kutlama telgrafı göndermeyi kabul etmemiştir.

Değerli Okuyucularım,

Yukarıda verdiğimiz bilgileri okuduktan sonra Allah için elimizi vicdanımıza koyarak kendimize soralım: Milli mücadeleyi başarısız kılmak için her türlü kötülüğü yapan, bu uğurda İngilizlerle ve Damat Ferit’le işbirliği yapmaktan çekinmeyen, talep edilmesine rağmen TBMM’yi tanımayan, zaferin kazanılmasından sonra bu zaferi kazanan Başkomutan’a bir kutlama telgrafı dahi göndermeyen Vahdettin, gerçekten Mustafa Kemal’i vatanı kurtarsın diye Samsun’a göndermiş olabilir mi?
Vücudumun bütün hücreleri bu soruya kesinlikle “HAYIR!” diyor. Bu sebeple ben şunu katiyetle söylüyorum ki; MUSTAFA KEMAL’İ SAMSUN’A VAHDETTİN GÖNDERMEDİ!

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!