Kuzey Makedonya’da 2004 tarihinde yayınlanmaya başlayan Yeni Balkan Gazetesi’nin 600. Sayısına ulaşması vesilesiyle 6 Mart 2016 Pazar günü Üsküp’te düzenlenen törende; devlet adamı, gazeteci-yazar Fahri Kaya (Kumanova 15 Haziran 1930-İstanbul 24 Mart 2020) yılların tecrübesi ile şöyle bir konuşma yapmıştı:
“Türkiye dışında özel olarak Balkanlarda, Türk olarak yaşamak isterseniz Türk kurumlarınız da olmalıdır. Türk ya da Türkçe kurumlarınız olmazsa kimliğinizden bir şey eksik olmuş olabilir. Gazete de önemli öğelerden biridir. 1960’lardan sonra Türkiye’de azınlık basını diye bir inceleme yapmaya çalıştım. Ve şöyle bir hikâye çıktı; Beyoğlu’nda iki komşu esnaf biri Türk biri Rum. Rum, her hafta gazete satan çocuktan Rumca gazete alıyor ve sepete atıyor. Komşusu Türk esnaf ise kendisine soruyor. ‘Bu yaptığın ne demek, para verip gazete satın alıyorsun ama okumuyorsun?’ Fakat Rum esnafın cevabı da şöyle oluyor: ‘Ben bu topraklarda varlığımı ispat etmek için gazete alıyorum.’ Yeni Balkan, bu topraklarda varlığımızı ispat ediyor.
Birlik gazetesinin Makedonya Türkleri için önemi büyüktü. Fakat Birlik gazetesinin kapanmasıyla büyük bir boşluk oluştu. O boşluğu sağ olsun Yeni Balkan gazetesini çıkartarak Mürteza doldurdu. Bizi gazeteden mahrum bırakmadı. Gazete çıkartmak zordur. Bunu sadece gazete çıkartanlar bilir. Mürteza bu işe girdi. Kendisini çok kıskanıyorum çünkü bu çok şerefli bir iş. Bu gazete Mürteza Sulooca’nın ya da eşinin gazetesi değil, bu gazete Makedonya Türklerinin gazetesidir. Buna o açıdan bakmalıyız. Yeni Balkan’a destek verilirse, Makedonya Türklerine destek verilir. Bu nedenle gazeteyi onlara bırakmayalım. Gazeteyi bizim gazetemiz olarak kullanalım, yararlanalım, hedefine varmasına yardımcı olalım. Yeni Balkan artık sadece bir gazete değil, Yeni Balkan bir yayın evi, Yeni Balkan şöyle böyle yavaş yavaş büyüyor. Yayın etkinliği çok önemli, bu yayınlar çok değerli. Tabi ki bazı eksiklikler var. Ama o da bizim suçumuz, yardım etmiyoruz.” (Kaya, 2016:8)
Biz bu yazımızda Yeni Balkan Gazetesi sahibi ve genel yayın yönetmeni Mürteza Sulooca’nın Yeni Balkan Yayınlarından çıkan Orada Türk Var mı? Adlı kitabını tanıtmak istiyoruz.
Mürteza Sulooca, 1976 yılında Makedonya’nın Resne kasabasında doğdu. İlk ve orta öğretimi memleketi Resne’de tamamladı. Lise eğitimine Üsküp‘teki İsa Bey Medresesi‘ne devam etti. 2000 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi‘nden mezun oldu. Aynı üniversite Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Dinler Tarihi Bölümü‘nde yüksek lisansını tamamladı (2005). Makedonya’ya döndükten sonra askerlik görevini yerine getirdi ve 2001’de Makedonya İslam Birliği‘ne bağlı olarak Resne’de imam-hatiplik yapmaya başladı. 2004 yılına kadar Resne Müftülüğü’nün başında bulundu.
Sulooca, birçok sivil toplum kuruluşunda aktif rol aldı. NEKSAT Niyazi Bey Eğitim Kültür Sanat ve Spor Derneği kurucu üyesi, Türk Dili Konuşan Ülkeler ve Topluluklar Medya Platformu kurucu üyesi ve Makedonya temsilciliğini yaptı (2011). (2012-2016) yılları arasında iki dönem Makedonya Gazeteciler Birliği (MAN) Başkan Yardımcılığı‘nı yaptı. 2014 yılından itibaren EKAY Vakfı’nın kurucusu ve başkanı oldu. MATTO Makedonya Türkiye Ticaret Odası yönetim kurulu üyesi, Makedonya Türk Gazeteciler Birliği Yönetim kurulu üyesi, MATİB Makedonya Türk İşadamları Derneği Yönetim kurulu üyesi, “Makedonya Türk Gençleri Dayanışma Günleri” Tertip Kurulunun Başkanlığı‘nı da yürütmektedir. Aynı zamanda merkezi Üsküp’te bulunan Balkan Yazarlar Birliği’nin de başkanıdır.
Mürteza Sulooca yazı hayatına lise döneminde “İkre” dergisinde başladı. Öğrenci olarak Türkiye’ye gelince de Ankara merkezli “Balkan Mektubu“ öğrenci dergisinin kurucu üyeleri arasında yer aldı. 1 Temmuz 2004 tarihinde de Makedonya Türklerinin sesi “Yeni Balkan” gazetesini kurarak başına geçti.
Resne Merkezli “Kızıl Elma“ ve Üsküp merkezli “Bahçe“ dergilerinin kuruculuğunu üstelendi. Kosova Yeni Dönem Medya Grubu’nun Makedonya muhabirliğini yaptı. 2012 -2015 yılları arasında Anadolu Ajansı‘nın Makedonya muhabirliğini üstlendi. Halen, MATTO Bülteni, Yeni Balkan Dergisi, Yeni Balkan Bülteni ve Bahçe Çocuk dergisinin sahibi ve genel yayın yönetmenidir.
Değişik vesilelerle yapılan uluslararası bilgi şöleni ve konferanslarda hem düzenleme kurulu üyesi hem de konuşmacı olarak katıldı. Çalışmalarından dolayı İLESAM Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği “2008 Yılı Teşvik Ödülü” ve “Türk Dünyası Kızıl Elma Kamu Diplomasisi Ödülü”ne layık görüldü (2014).
Mürteza Sulooca’nın gazete ve dergilerde çıkan yüzlerce yazılarından başka kitap olarak yayımlanan iki eseri bulunmaktadır: Müslüman ve Hıristiyanlarda Ölüm ile İlgili İnanç Uygulamaları (Üsküp 2019), Orada Türk Var mı? (Üsküp 2020).
Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi Balkanlardaki Türk varlığı MÖ 700’lü yıllara kadar inmektedir. Bu yazımıza konu olan Kuzey Makedonya’da ise ezan sesleri İstanbul’dan önce duyulmaya başlamıştır dersek hiç şaşırmayın çünkü Üsküp, Aziz Teodor Manastırı’ndaki bir rahibin kaleme aldığı yazıya göre 13 Ocak 1392 tarihinde (Sultan Yıldım Beyazıt döneminde) Mehmet Yiğit Paşa (Saruhanlı Paşa Yiğit Bey veya Paşa Mehmet Yiğit Bey olarak da bilinir) tarafından fethedilerek Osmanlı Devleti toprakları arasına dâhil edilmiştir. 500 yıldan fazla Osmanlı hâkimiyetinde kalan Makedonya’da ses bayrağımız Türkçe pek çok dergi ve gazete ile dalgalandırılmıştır. Özellikle Yugoslavya zamanında Birlik gazetesi, Sesler, Tomurcuk ve Sevinç dergileri bir mektep vazifesi görmüştür. Yugoslavya’nın dağılmasından sonra özelleştirme süreçlerinde Türkçe süreli yayınların kapatılma süreçleri başladığında önce Burhan Sait Türkçe Vardar gazetesini çıkartmışsa da bu gazete uzun ömürlü olmamış, onun ardından Yugoslavya’dan devralınan yayınlar da birer birer kapanınca Makedonya Türkleri süreli yayın yoksulu kalmıştır. Mürteza Sulooca’nın girişimiyle 2004 yılında çıkmaya başlayan Yeni Balkan gazetesi ve kurulan Yeni Balkan Yayınevi ve onun etkinlikleri ses bayrağımız Türkçeyi dalgalandırma görevini üstlenmiştir. Mürteza Sulooca’nın Yeni Balkan gazetesinde 2004-2012 yılları arasında yayınlanan yazılarından oluşan Orada Türk Var mı? adlı kitap içindeki 300’den fazla yazıyla aslında tarihe not düşmektedir.
Evlad-ı Fatihan diye adlandırıp yeri geldiğinde anlatılarımızda sık sık gündeme getirdiğimiz ama; Ziya Paşa’nın da dediği gibi “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” diyerek bir özeleştiri yaptığımızda saç dökülüp kel görünüyor(!) 1912 Balkan Savaşlarından sonraki süreçte “Balkan Acısı”nı iliklerine kadar yaşayan bu vatan parçasının insanları, kültürel kimliğimizin göstergesi “dil”imize de “ezan”ımıza da sahip çıktılar ve çıkmaya da devam edecekler, hem de hoşgörünün, insan olmanın, Türk ve Müslüman olmanın gereğini yerine getirerek. Onların yerinde biz de olabilirdik…
Sulooca, Orada Türk Var mı? adlı kitabındaki yazılarında Türk-İslâm kimliğini ve Makedonya’daki Türk varlığını sayım-seçim-siyaset-hak-hakça temsil- din-dil- eğitim-ekonomi-insan hakları, milletler ve dinler arası ilişkiler odaklı olarak ele almakta; Türklerin de vatandaşı oldukları Makedonya’yı anlatırken, Makedonya-Türkiye, Makedonya-NATO, Makedonya-Avrupa Birliği ilişkileri bağlamında değerlendirmeler sunmaktadır. Bu kitapla ilgili olarak yazacaklarımız ancak kitap okunduktan sonra aklıselim sahipleri tarafından anlaşılabilecek cinsten tespitler olacaktır. Onun için bu kitabı okumayanlar, iki üç günlük turisttik gezi sonrasında “Balkan uzmanıyım” diye sağda solda, gazete köşelerinde, ekranlarda, birtakım toplantılarda, kurumlarda eksik ve çoğu yanlış bilgilendirme yaparak boy göstermeye devam edecekler.
Kitabın yazarı diyor ki: “Bizimkisi ‘Orada Türk Var mı?’ sorusunu soran kimliksiz ve kişiliksizlere karşı bir yakarış bir seslenişti. Makedonya’da yaşayan Türk’e saldırı yapılırken, Türk’e hakaret edilirken, birileri puan toplasın diye alkışlayamazdık kimliksizleri. Seçim hilelerini alkışlayamazdık, belediye sınırları Türklerin aleyhine çiziliyorken susamazdık. Toplum olarak yüzdeliğe indirgendiğimiz Ohri Çerçeve Anlaşması ile toplum ve birey olmaktan çıkışımızı kabullenemezdik. O gün Makedonya Cumhuriyeti Anayasası bizi Türk milletinin bir parçası olarak tanımlarken, birileri illa bizleri şuna buna yama yapmak istedi. Unutmadık, unutturmadık. (Sulooca, 2020:8).
Özelde Makedonya, genelde Balkan Türklüğünü ona buna yamama gafleti bugünün meselesi değildir, bu gaflet Osmanlı’nın son asırlarında da vardı, belki Balkanları kaybedişimizin arka planında yatan etkenlerden biri de budur diye düşünmüşümdür hep. Bu konuda konuşmak veya yazmak yerine yıllar önce aynı konuyu gündeme getiren Yahya kemal Beyatlı’yı okumanızı tavsiye edeceğim. Yahya Kemal Beyatlı, Çocukluğum Gençliğim Siyasî ve Edebî Hatıralarım adlı kitabındaki “Karanlıkta Uyanan Biri” başlığı altında bu konuda çok acık ve acı bir gerçeği dile getiriyor (Beyatlı, 1973:45-50). Yahya Kemal Beyatlı’nın bu yazısı mutlaka ama mutlaka okunmalıdır, bu yazıyı okumak zahmetinde bulunmayanlar bizim ne demek istediğimizi anlamayacaklardır. Anlaşılan o ki dünden bugüne değişen bir şey yok galiba. Hâlbuki tarih ders almak içindir, tarih tekerrür mü ediyor? Biz burada sadece şu kadarını söyleyebiliriz: “Uyan ey gözlerim gafletten uyan” burada “uyanmak” fiilini bütün anlam zenginliğiyle kullandığımızı da belirtmeliyiz. Yahya Kemal’in yıllar önce belirttiği gibi “Türk’ün büyük bir millet olduğunu anladık, zaman geçtikçe daha ziyade anlayacağız zannediyorum, uyandık, lakin karanlıkta uyandık” (Beyatlı, 1973:50). Balkanlarla ilgili, Balkanlar üzerinden dünya barışına hizmet etmek istiyor iseniz Balkan Türklüğünü yok sayarak ürettiğiniz ve uyguladığınız politikalar sizi de, Evlad-ı Fatihan diyarında nöbete devam eden kardeşlerimizi de dünyayı da sıkıntıya sokar. Mürteza Sulooca’nın Orada Türk Var mı? Kitabı işte bunun için de çok önemlidir, her bir yazı yaşanmışlıklardan izler taşımakla birlikte sadece zamana-zemine ayna tutmakla kalmıyor geleceği de ışıldak ile ayan beyan aydınlatıyor…
Mürteza Sulooca’nın ülkesi Makedonya’da yaşayan Türklere saygıyla sunduğu Orada Türk Var mı? adlı kitabı, Makedonya Türklerinin 21.Yüzyılın başlarında yaşadıkları, maruz kaldıkları tavırları ve bunlar karşısında hem kendilerinin hem devletlerinin hem de Türkiye’nin ve milletler arası kuruluşların tavırlarını da; kültürel kimliğinin bilincinde bir gazetecinin kaleminden ortaya koyuyor. Kısaca söylemek gerekirse bu kitap tarihe bir not düşüyor… Yaşananlar bir daha yaşanmasın insan hakları ihlâlleri olmasın diyorsanız okuyun, not alın, tefekkür edin ve gücünüzün yettiğince imkânlarınız ölçüsünde el uzatın… Doğru zamanda doğru elleri tutun ve sıkın!
Orada Türk Var mı? sorusu birilerini kırmak, birilerini incitmek ya da suçlamak için değil sadece tarihten ve günümüzden ders alarak aydınlık bir geleceğe yürümek için iyi niyetlerle, ümit tazelemek için sorulmuş bir sorudur diye düşünüyoruz.
Mürteza Sulooca’yı ve Yeni Balkan ailesini bu samimi, anlamlı ve yılmaz gayretleri için kutluyorum, Allah (C.C.) yâr ve yardımcıları olsun…
KAYNAKÇA
Arslan, İbrahim (2021). “Orada Türk Var mı? Kitabında, Dert Ortaklığını Fark Ettim”, Yeni Balkan Gazetesi, Kuzey Makedonya-Üsküp: 14 Ocak 2021 (http://www.yenibalkan.com/tr/kultur/orada-turk-var-mi-kitabinda-dert-ortakligini-ark-ettim)
Beyatlı, Yahya Kemal (1973). Çocukluğum, Gençliğim, Siyâsî ve Edebî Hâtıralarım, İstanbul: Yahya Kemal Beyatlı Enstitüsü Yayını.
Gürel, Nazlı Rânâ-Gürel, Zeki (2015). Fahri Kaya Hayatı Sanatı Eserleri, Makedonya-Üsküp: Yeni Balkan Yayınları.
Kaya, Fahri (2016). “Yeni balkan Bu Topraklarda Varlığımızın İspatıdır”, Yeni Balkan Gazetesi, MAKEDONYA-Üsküp: Yeni Balkan Yayınları, 7 Mart 2016, Yıl: 12, Sayı: 600.
Sulooca, Mürteza (2020). Orada Türk Var mı?, 2. Baskı, Kuzey Makedonya-Üsküp:Yeni Balkan Yayınları, 216 s.