Suriye’nin kuzeyinde yapılması planlanan sözde seçim konusunda, Türkiye’nin kararlı duruşu ve baskısı neticesinde geri adım atıldı.
Nüfusunun yüzde 99’u Araplardan oluşan Münbiç’in ilçe merkezi, belde ve köyleri, 2016’da ABD’nin desteğiyle terör örgütü PKK/YPG tarafından işgal edildi.
PKK/YPG’lilerin Münbiç’i terk edeceği sözünü veren ABD ise taahhütlerini yerine getirmedi.
İşgal altındaki topraklarda terör örgütünün “vergi” adı altında dayattığı haraç, zorla silah altına alma, çocukları kaçırma ve uyuşturucuya alıştırma yöntemlerinden kaçan siviller, Türkiye sınırına göç etti.
Yerlerinden edilen Münbiçliler, terör örgütünün Haseke, Rakka, Deyrizor illeri ile Halep kırsalında işgal ettiği bölgelerde 11 Haziran’da düzenleyeceği sözde yerel seçim planıyla Suriye’yi bölmeyi amaçladığını belirtti.
PKK/YPG işgalinden kaçarak Cerablus ilçesine göçmek zorunda kalan Abdulrahim Ömer, şöyle konuştu:
SDG olarak adlandırılan bu yapı, Münbiç halkını hiçbir şekilde temsil etmiyor. Münbiç’e girerek ifade özgürlüğünü ve hakların kullanımını kısıtladı, kendisine bağlı kişileri kullanarak terörist ve ayrılıkçı gündemlerini uyguladı.
Halkın kabul etmediği terör örgütünün, halk ve Münbiç için yapılacağını öne sürdüğü sözde seçimler düzenlemeye çalıştığına dikkati çeken Ömer, şu ifadeleri kullandı:
Bu seçimler, Münbiç halkı için sadece bir oyun. Münbiç içindeki ve zorla göç ettirilen halk tarafından kabul edilmeyecek.
Yine aynı şekilde, bu yapının hizmetinde olan görünüşte Münbiçli kişiler, sadece bu aşırı terörist ve ayrılıkçı partinin çıkarlarına hizmet edecek.
Bu yapı, ülkenin demografisini değiştirmeye çalışan dış gündemlere hizmet edip gençleri uyuşturucuya bulaştırarak yozlaştırmaya çalışıyor. Bu gerçekler doğrultusunda bizler, Münbiç’in dışına sürgün edilen halk, bu sahte seçimleri ve bu yalanları reddediyoruz.
Münbiç halkı, bu tiyatroyu reddediyor ve bu terörist partiyi, sadece çocukları ve kadınları askere alan, halkları yozlaştıran ve ahlaki değerlere savaş açan bir yapı olarak tanımlıyor.
Abdulrahim Ömer, sözlerini şöyle sürdürdü:
Biz, Münbiç’in sürgündeki evlatları olarak, zorla çıkarıldığımız topraklarımız ve ülkemiz için insan haklarını savunan ve barışı destekleyen tüm toplumlardan bu terörist partinin Münbiç’ten çıkarılmasını talep ediyoruz.
Bu, sadece benim değil tüm özgür Suriye halkının ve özellikle Münbiç halkının sesidir.
Münbiç’in kuzeyindeki Şuyuk köyünden göç etmek zorunda kalan Şevvak Assaf da şöyle dedi:
10 yıldır topraklarımızdan uzaktayız. Yaklaşık 350 yıldır yaşadığımız topraklardan 10 yıl önce terör örgütü PKK’nın zorlamaları sonrası çıktık. Hemen yanı başımda evim, topraklarım var ama gidemiyorum.
Bu seçimler, Suriye’yi bölmenin senaryosudur. Bu bölgeler, Arap bölgeleridir. Bu yapılan, tüm dünya siyasetine, hukukuna aykırıdır.
Çadırlarda yaşıyoruz. Topraklarımız gasbedilmiş durumda. Kimse bu konuda bir şey yapmıyor. Çocuklarımız, kadınlarımız dönme umuduyla yaşıyor.
Münbiçli Abdülatif Hamo da “Yaklaşık 10 yıl önce örgüt tarafından topraklarımızdan, evimizden çıkarıldık. Bu 10 yıl içinde birçok kez geri dönmeye çalışsak da Arap kökenli olduğumuz için bizi kabul etmediler.” şeklinde konuştu.
“Örgüt, evleri yıktı, yaktı. Metrelerce uzaktayız ama gidemiyoruz. Bizim Kürtlerle problemimiz yok, bizi birbirimizden ayıran Kandil teröristleridir.” diyen Hamo, şunları kaydetti:
Örgütün sözde seçimler yapacağını duyduk. Bu, Suriye’nin parçalanması için bir girişimdir. Suriye, tüm etnik kökenleriyle tek bir devlettir.
Suriye’nin bölünmesi üzerine yıllardır çalışan Kandilli teröristlerin ilk icraatı seçim çalışması yapmak oldu.
İşgal edilen toprakların asıl sahipleri olduklarının altını çizen Hamo, şöyle konuştu:
Arapları evlerinden çıkarttılar, göç ettirdiler. Farklı ülkelerden yabancılar getirip topraklarımıza yerleştirdiler.
Suriye’nin kuzeyinde devlet kurma planını harekete geçirmeye çalışıyorlar. Biz, bu toprakların sahipleri olarak örgütün yaptığı bu seçimleri kabul etmiyoruz.
Hamo, “Kandil’den gelen teröristler burada bir devlet kurmak istiyor. Suriyeli bile değiller.” dedi ve ekledi: