Muharrem İnce, günlerdir “Bomba açıklamalar yapacağım bekleyin” dedi ama öyle bir basın açıklaması yaptı ki bomba değil çatapat etkisi oldu.
Yaklaşık 28 dk süren açıklamasının 3 dakikasını ülke sorunlarına ayırıp 25 dk CHP’yi eleştirdi.
CHP ye yönelttiği eleştirilerin konu başlıkları şunlardır:
- CHP, seçim kampanyası boyunca bana destek olmadı
- CHP de parti içi demokrasi yok
- CHP Kürt seçmene teşekkür etmedi
- CHP, iktidar olmayı düşünmüyor
- CHP, kendi karakterinden uzaklaştı
CHP’yi eleştirdiği konularda haklılık payı var. Mesela CHP’nin karakterinden uzaklaştığı doğru. Bu konuda hak veriyorum ama “CHP, Kürt seçmene teşekkür etmedi” demek ne kadar CHP karakterine uygun?
Bu ülkede Türk seçmen, Laz seçmen, Kürt seçmen, Çerkez seçmen var da biz mi bilmiyoruz?
Her şeyi böldüğünüz yetmedi. Şimdi seçmenleri de Türk, Kürt, Laz, Çerkez diye mi böleceksiniz?
Bu ülkede her siyasi partiye oy veren Kürt kökenli vatandaşlarımız var. AKP’ye oy veren de var. CHP ye oy veren de var. HDP’ye oy veren de var.
“CHP, Kürt seçmene teşekkür etmedi” diyerek HDP’yi işaret etmek, HDP’yi Kürt partisi ilan etmektir.
Kürt kökenli vatandaşlarımızı tek bir partiyle özdeşleştirmek hem bölücülüktür. Hem Kürt vatandaşlarımıza hakarettir.
Bu yüzden Muharrem İnce, CHP’yi karakterinden uzaklaşmakla suçlamadan önce kendine bakmalıdır.
Her kim ki Türk Milletini “Türk, Kürt, Laz, Çerkez” diye bölerek anlatıyorsa Atatürk’ü hiç anlamamış demektir. Atatürk’ü anlamayan insandan da CHP’li olmaz. Çünkü CHP’nin 6 okundan biri milliyetçiliktir.
Muharrem İnce’nin diğer eleştirileri de “CHP, Kürt seçmene teşekkür etmedi” cümlesi gibi tutarsızlıklarla dolu.
Mesela CHP’yi tutanaklara sahip çıkmamakla suçlayıp “Ellerinde tutanak olmadan seçim ikinci tura kaldı diyerek yalan söylediler” dedi.
O halde Sayın İnce’ye sormak lazım. Kendisi elinde tutanak olmadan hangi veriye dayanarak “Adam kazandı” dedi?
%22 oy farkıyla kaybedilmiş bir seçimin mazereti olamaz. Tutanak eksikti, şöyle oldu, böyle oldu. Tamam da fark %22?
Bu eleştiri 10-0 mağlubiyetle biten bir maç sonrasında hakem penaltımızı vermedi demeye benzer. Hakem penaltı da verse maç 10-0 bitmiş. Ortada konuşulacak bir şey yok.
Ayrıca Sayın İnce de seçimin ertesi sabahı bu gerçeği ifade edip “9 milyon oy farkıyla kaybedilmiş seçimin neyine itiraz edeyim” demişti.
Şimdi ise “Erdoğan,1,5 milyon oy az almış olsaydı seçim 2. Tura kalacaktı” diyor.
Günaydın Sayın İnce. Seçimin 1,5 milyon oy farkıyla kaybedildiği 2 sene sonra mı aklınıza geldi?
Muharrem İnce’nin CHP’ye yönelik diğer bir eleştirisi de CHP’nin iktidar olmak istememesi.
Sayın İnce bu konuda şöyle dedi:
“CHP’nin iktidar olması demek, CHP Genel Başkanı’nın Cumhurbaşkanı olması demektir”
Sadece cümleyi yorumlarsak çok doğru bir cümle ama bu cümleyi söyleyen kişi Muharrem İnce olunca biraz garip oluyor.
Çünkü Muharrem İnce, CHP Genel Başkanı olmadığı halde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı oldu.
Hem de CHP Genel Başkanlığına 2 kez aday olup kaybettiği halde CHP kendisini Cumhurbaşkanı adayı gösterdi.
Madem CHP’nin iktidar olması için CHP Genel Başkanının Cumhurbaşkanı olması gerekiyor. O halde Sayın İnce’ye şu soruyu sormak lazım:
“Cumhurbaşkanı seçilseydi CHP Genel Başkanı olmadığı için hangi siyasi parti iktidar olacaktı?”
- soru: “CHP’nin iktidar olmasını istiyorsa neden CHP Genel Başkanı seçilmeden Cumhurbaşkanlığı adaylığını kabul etti?”
Çünkü CHP, Muharrem İnce’ye Cumhurbaşkanı adayı olma görevini verdi. Kendisi de seçim kampanyası boyunca “Partim beni Cumhurbaşkanlığı adaylığına layık gördü” dedi
2 sene önce “Partim beni Cumhurbaşkanlığı adaylığına layık gördü” diyerek aday gösterilene kadar Cumhurbaşkanı olmayı hayal bile etmediğini itiraf eden Muharrem İnce, şimdi “CHP benim Cumhurbaşkanı olmamı istemedi” diyor.
Muharrem İnce’nin basın toplantısında beni en çok rahatsız eden sözü kendisini Atatürk ile kıyaslaması oldu.
CHP’den neden ayrıldığını açıklarken şöyle bir cümle kullandı:
“Atatürk İstanbul’u kurtarmak için İstanbul’dan ayrılıp Samsun’a çıktıysa ben de CHP’yi kurtarmak için CHP’den ayrılıyorum”
Birincisi, Atatürk, İstanbul’u değil vatanı kurtarmak için Samsun’a çıktı.
İkincisi bu ülkede kimsenin kendi siyasi mücadelesini Atatürk ile kıyaslama hakkı yoktur.
Sonuç olarak Muharrem İnce’nin toplantısının özeti: Tutarsızlık, mızmızlık ve kendini büyük görmektir.
Şimdi “1000 günde Memleket hareketi başlatacağım” diyor. Ne diyelim yolu açık olsun. Biraz gezsin, dolaşsın. Anadolu havası iyi gelir.