Bu işler hep böyle olur. İdealist nutuklar, garip gureba edebiyatı, gecekondularda iftar şovları, yardım paketleriyle aldatmalar derken, halkı kandıracak malzeme kalmaz.
Milletvekili maaşlarının artırılması AKP’de filmin sonuna gelindiğinin, herkesin elini çabuk tutmaya başladığının, yangından mal kaçırmanın hızlandığının, özetle çürümenin başladığının işaretidir.
ANAP döneminde de böyle olmuştu. Parti tökezlemeye başlayınca “kıyak emeklilik”yasasıyla milletvekilleri kendi dünyalıklarını kurtarıp “paydos” etmişlerdi.
İktidar partisinde başlayan “Tayyip ERDOĞAN’dan sonra ne olacak” tartışması netlik kazanmamış olacak ki, herkes başının çaresine bakma telaşına düşmüştür. Milletvekili maaşlarının artırılmasını da içeren kanuna; 217 AKP Milletvekili ile 2 CHP’li kabul demiş, MHP milletvekilleri ise red oyu kullanmışlardır.
Peygamber efendimiz “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” buyurmuşlardır.
Oysa bu ülkede 17 Milyon yoksul vardır. Açlık sınırının altında yaşayanların sayısı ise, AB verileri dikkate alındığında 1 Milyonun üzerindedir. Açlık sınırı; günlük gıda ihtiyacını bile karşılayamayanlar”demektir.
Hal böyleyken, Memura 1000 TL, emekliye 750 TL, asgari ücretliye 658 TL kendilerine ise 19 bin TL maaşı hak görenler bizden olabilirler mi?
Hani şu ağlaya ağlaya milletvekilliği yapan Bülent ARINÇ var ya, onun maaşı da 23 Bin TL olmuş, güle güle yesin! Sayın ARINÇ bu ülkeye 23 bin TL’lik ne iş yapıyor acaba? Taş atıp kolumu yoruluyor?
Doğu ve Güneydoğu da canına tehlikeye atma pahasına görev yapan bir öğretmenin maaşı 1600 TL dir. Bir yılda 19.200 TL eder. Yani Bülent ARINÇ’ın bir aylığı bile etmiyor. Üstelik Bülent Bey gibi makam arabaları yok, yiyip içtikleri de bedava değil.
2012 yılında her türlü vergi ve harçlara yüzde 10 zam yapıldı. Bizim kredi kartlarımızdan ödeyeceğimiz taşıt vergimiz, AKP’li vekillerin bankalardaki hesaplarını daha da kabartacak demektir.
12 Haziran seçimlerinin üzerinden 6 ay geçmesine rağmen milletin faydasına bir tek karar alamayanlar, kendi ceplerini tıka basa doldurma yarışındalar.
Ne diyeğim, sadece utanıyorum. Bunlara oy vermediğim halde, yine de ülkem adına utanıyorum.
Başbakan şiir okumayı çok sever, “Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda”şiirini sık sık okur. İşte bu şiirin bugünlerde tam yeridir, Başbakan bir okusa da dinlesek.
Biz de karşılığında AKP milletvekillerine Tevfik Fikret’in şu dizelerini hediye etmek isteriz.
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
