12 Haziran seçimlerine 17 siyasi partinin katılacağı kesinleşti. Bu partilerin dışında Sosyalist ve Komünistlerle işbirliği yaparak bağımsız blok halinde girecek olan BDP ile Abdüllatif Şener ve Doğu Perinçek gibi iki siyasi parti lideri ve Tuncay Özkan, Hanefi Avcı gibi isimler var.
Siyasi partilerimiz, aday listelerini 11 Nisan akşamına kadar YSK’ya teslim ettiler. Akabinde kamuoyuna açıkladılar. Listelerin açıklanması ile birlikte görsel ve yazılı medya önce “Güneydoğu Adayları” adı altında 3–4 gün sürekli yayın ve BDP ile AKP adaylarının propagandasını yaptılar. Bu iki parti belli ki, gizli ve bazı kuralları olan bir ittifak yapmışlar. Mesela Diyarbakır 11 milletvekili çıkarırken BDP, en güçlü olduğu bu ilde sadece 6 aday gösteriyor, gerisini AKP’ye bırakıyor. Ensarioğlu ailesinin iki önemli isminden biri AKP’den aday olurken diğeri “yeğenim oradan aday. Ben bağımsız aday olurum” diyerek bağımsız adaylık başvurusu yapıyor. Bu propaganda, halen kısmen devam ediyor.
Ortalık biraz yatışınca ve aday listeleri sindirildikten sonra, bütün medya organları, seçime sanki iki parti giriyormuş gibi AKP ve CHP’yi konuşuyor, tartışıyor, irdeliyor. Referandum sürecinde ortaya çıkan “İki partili sistem” arayışları, medya kanalı ile Türk milletine kabul ettirilmeye çalışılıyor.
Bu arada CHP’nin özellikle terör örgütüne yakınlık duyan adayları medyadaki programlara çağrılıyor, onlar aracılığı ile AKP’nin terör örgütüne verdiği sözler, yerine getirilmesi gerekli demokratik adımlar olarak lanse ediliyor. Prof. Dr. Binnaz Toprak, anayasadaki Türk tanımı yerine “yurttaş” tanımının konulabileceğini, ilk üç maddenin değiştirilebileceğini savunuyor; Sezgin Tanrıkulu, “Hakikatleri araştırma komisyonu” diye dayatıyor, velhasıl YCHP artık AKP ve PKK isteklerini kabul etmiş görünüyor veya gösteriliyor.
Seçim bildirgesini aylar öncesinden açıklamış olan ve seçime en güçlü parti havasında giren MHP, medyanın gündeminde yok. Bunda bazı MHP yöneticilerinin medyaya karşı tavrı etkili ise de; referandum sürecinde başlatılan MHP’yi yok etme projesi, özellikle “F Tipi Medya” kanalı ile gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Şimdiye kadar MHP’yi hiç gündemine almamış olan Samanyolu, Mehtap, Ülke vb. TV kanalları ile Zaman, Vakit, Yeni Şafak, Star vb. gazeteler, MHP listelerini değerlendiriyor, kendilerine göre yorumlarla MHP’nin tabanının istemediği adayları, Sayın Bahçeli’nin kendi durumunu sağlamlaştırmak için sıraladığı zırvaları ile kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyorlar. Bu tip medyanın diline doladığı iki de isim var. Engin Alan ve Mansur Yavaş.
Engin Alan, Emekli Korgeneral. Ne yapmış? Özel Kuvvetleri kurmuş, eğitmiş, dağda aylarca kalarak teröristlerle mücadele etmiş, bu mücadele sonucu terör sıfır noktasına kadar gerilemiş. Bu zavallılar şunu bir türlü anlayamıyor veya anlamak istemiyorlar. Engin Alan, bir semboldür. Türk Milletini ve onun var olma mücadelesini temsil eder. Nitekim MHP yetkilileri, defaatle “Engin Alan’ın milletvekili olmasından daha önemli olan şey, onun yol arkadaşlığıdır” diyerek bunu anlatmaya çalışmıştır.
Bütün hedefleri Türk devleti olan bazı gruplar, devletin bütünlüğü ve milletin birliği için MHP’nin bir nevi garanti olduğunu görmekte ve tavırlarını ona göre sergilemektedirler. CHP, artık söylemleri açısından AKP’den farksız hale gelmiş, Teröristbaşı ile yapılan müzakerelerde ortaya çıkan terör örgütü taleplerine o da “evet” demeye başlamıştır. Onun için artık o Atatürk’ün kurduğu, cumhuriyetin banisi CHP değil, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Sezgin Tanrıkulu ve benzerleri ile yapılandırdığı YCHP’dir. Yani MHP İstanbul milletvekili adayı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın tanımı ile o, solun AKP’si olmuştur.
Aday listelerinin açıklanması ile pek tabii olarak gönül burkulması ve beklentilerinin gerçekleşmemesinden dolayı bazı kırgınlıklar olsa da; MHP seçmeni asla meyus olmamış, bütün adaylarını sahiplenmiş, onların “Devletin ve milletin bekası için” var olduklarını kavrayarak bağrına basmıştır. F Tipi uşaklar istedikleri kadar zaman harcasınlar. MHP’nin zaferine şahit olacaklardır.
Vesselam
