En az yirmi yıldır Avrupa Birliği’nin de dayatmalarıyla ülkemizde merkezden yönetimin kötülüklerinden, buna karşı yerinden yönetimin faziletlerinden söz edilir ve Türkiye’de mutlaka büyük oranda merkezi yönetimden vazgeçilerek yerinden yönetime geçilmesi ısrarla dillendirilir, talep edilir. Bu dillendirme ve ısrarlı talepler AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren daha da yoğunluk kazanmıştır.
Bu konuda ısrarlı taleplerin haklı olup olmadığını incelemeden önce “Merkezden Yönetim” ile “Yerinden Yönetim” ilkelerini açıklamak doğru olur düşüncesindeyim. Bu sebeple önce bu kavramları açıklayalım.
Merkezden yönetim, kamu hizmetlerinde birlik ve bütünlüğü sağlamak amacıyla söz konusu işlere ilişkin karar ve faaliyetlerin merkezi hükümet ve onun hiyerarşik yapısı içinde yer alan birimlerce yürütülmesi demektir.
Yerinden Yönetim ise Hizmet yününden yerinden yönetim, Siyasi yönden yerinden yönetim diye ikiye ayrılmaktadır. Hizmet yönünden yerinden yönetim, eskiden beri ülkemizde vardır. Belediyeler, Köyler ve İl Özel İdareleri hizmet yönünden yerinden yönetim kurumlarıdır. Son yirmi yıldır esas olarak talep edilen ise Siyasi Yönden Yerinden Yönetim’dir. Siyasi Yönden Yerinden Yönetim, kısaca milli güvenlik, dış ilişkiler, adalet, maliye vb. hususlar dışında kalan kalan devlet yetkilerinin merkezi yönetimden alınarak yerel yönetimlere bırakılması demektir. Siyasi yerinden yönetimin bir ileri aşaması ise federe devlettir. Federe devletlerde dış ilişkiler ve milli savunma dışında tüm devlet yetkileri yerel yönetimlerdedir. Federe Devlet, kendi bölgesi genelinde uygulanacak kanunları çıkarma, federe devlet içinde güvenliği sağlamak için kolluk kuvvetleri kurma, hizmetleri yürütmek için vergi koyma ve toplama yetkilerine sahiptir.
Tanımları verdikten sonra bu ilkelerin yararlarını ve sakıncalarını inceleyerek konumuza devam edelim.
Merkezden yönetim ilkesinin yararları ve sakıncaları özetle şunlar:
Merkezden Yönetimin Yararları:
1-Merkezden yönetim ile Devletin tekliğini, milletin birliğini ve ülke bütünlüğünü sağlamak mümkündür. Başka bir deyişle, merkezden yönetim, milli-üniter devletin sigortasıdır.
2-Merkezden yönetim ile kamu hizmetlerinin verimli bir şekilde yürütülmesi için lüzumlu uzmanlık ve maddi imkanları temin etmek daha kolaydır.
3- Merkezden yönetim ile kamu hizmetlerinin aynı düzeyde ve aynı kalitede ülke geneline yayılması mümkündür. Böylece, bölgeler arası gelişmişlik farklarının ortadan kaldırılması sağlanabilecektir.
4- Merkezden yönetim ile kamu hizmetlerinin maliyeti azalmaktadır.
5-Merkezden yönetim ile kamu görevlilerinin yerel etkilerden, yerel engellerden kurutulması sağlanmaktadır. Böylece hizmetlerin vatandaşa sunulmasının önündeki engeller de aşılmış olmaktadır.
Merkezden Yönetimin Sakıncaları:
1-Merkezden yönetim, kırtasiyeciliği artırır. Karar alma yetkisinin merkezde olması hizmetin sunulabilmesini geciktirir. Merkezdeki yetkililer, yereldeki ihtiyaçları bilmediklerinden verilen kararlar yerel ihtiyaçları karşılamaz.
2-Merkezden yönetim, halkın yönetime katılmasını zorlaştırır.
Yerinden yönetimin yararları ve sakıncalarını ise şöyle açıklayabiliriz.
Yerinden Yönetimin Yararları:
1-Yerinden yönetim, kırtasiyeciliği azaltır. Kamu hizmetlerinin yürütülmesi için gereken kararların daha hızlı alınmasını mümkün kılar.
2-Yerinden yönetim, halkın yönetime daha çok katılmasına imkan verir.
Yerinden Yönetimin Sakıncaları:
1-Yerinden yönetim, Devletin tekliğini, milletin birliğini ve ülke bütünlüğünü sağlamayı zorlaştırır. Yerinden yönetim kuruluşları güçlendikçe ayrılıkçılık talepleri çoğalır. Yerinden yönetimin kabul edilmesi durumunda ülkemizin özel şartları sebebiyle Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde devlet egemenliğini sağlamak imkansız hale gelir. Yerinden yönetim uygulaması olmadığı halde günümüzde bu bölgelerdeki yerel yönetimler bölücü örgüt tarafından işgal edilmiştir. Bir de yerinden yönetim ilkesi kabul edilirse ülkenin bölünmesi süreci tamamen hızlanır ve bunu durdurmak mümkün olmaz. Sonuçta ülke bölünür.
2-Yerinden yönetim kuruluşları ihtiyaç duydukları teknik elemanları bulmakta zorluk yaşayabilirler. Bu da kamu hizmetlerinin aksamasına yol açar.
3-Yerinden yönetimin uygulanması halinde kamu hizmetlerinin aynı düzeyde ve aynı kalitede ülke geneline yayılması mümkün olmaz. Bu, bölgeler arası gelişmişlik farklarının artmasına sebep olur.
4-Yerinden yönetim ilkesi uygulanırsa yerinden yönetim kuruluşlarının idari ve mali denetimleri zorlaşır.
5-Yerinden yönetim uygulanması halinde yerinden yönetim kuruluşları özerk olacaktır. Ülkemiz şartları dikkate alındığında özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yerinden yönetim kuruluşlarının yerel güçlerin (Aşiret, şeyh vb.) etkisine girmesi ihtimali yüksektir. Bu durum, feodalitenin güçlenmesine, buna karşılık adam kayırma ve yolsuzlukların artmasına ve hizmetlerin kalitesinin düşmesine sebep olacaktır.
Her iki ilkenin yararlarını ve sakıncalarını açıkladıktan sonra genel değerlendirmemizi yapabiliriz.
Yukarıda açıkladığımız üzere merkezden yönetimin en büyük sakıncası kırtasiyeciliği artırması, karar alma sürecini geciktirmesi, merkezdeki yetkililerin yerel ihtiyaçları bilmemesinden dolayı verilen kararların yerel ihtiyaçları karşılamamasıdır. Bu eleştiri günümüzden 30-40 yıl öncesine kadar büyük oranda doğruydu. Ancak, haberleşme ve ulaşım teknolojisindeki gelişmeler ve yakın zamanda daha fazla kullanılan “YETKİ GENİŞLİĞİ” ilkesi ile bu sakınca neredeyse %100’e yakın bir oranda ortadan kalkmıştır. Şöyle ki;
İletişim teknolojisinin gelişmesi ile yereldeki kurumların merkez ile haberleşmeleri çok kolaylaşmıştır. Kamu hizmetleri ile ilgili olarak merkez ile yerel kuruluşlar arasında haberleşme ve alınan kararların tebliği birkaç saatte mümkün olabilecek hale gelmiştir. Yetki Genişliği İlkesi, illerde Valilere merkeze sormadan, merkez adına karar alıp uygulama yetkisi vermektedir. Böylece, yerel ihtiyaçlar için her zaman merkezin izin veya karar vermesini beklemek zorunlu değildir.
Merkezden yönetimin sakıncaları yukarıda özetlediğimiz üzere büyük oranda ortadan kalkmıştır.
Yararları ise vazgeçilemeyecek kadar önemli ve değerlidir. Yerinden yönetim ise yararları ve sakıncaları ile birlikte değerlendirildiğinde sakıncaları yararlarından çok, ama çok fazladır. Bu sebeplerle ülkemizin özel şartlarını da dikkate alarak merkezi yönetim ilkesinden vazgeçmek akıllıca bir iş değildir. DEVLETİN TEKLİĞİNİ, MİLLETİN BİRLİĞİNİ, ÜLKENİN BÜTÜNLÜNÜ KORUMAK İSTEYEN HERKES MERKEZİ YÖNETİME SAHİP ÇIKMAKLA YÜKÜMLÜDÜR. VATANSEVERLİK BUNU GEREKTİRMEKTEDİR.