Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası politika faizini yüzde 30 seviyesine çıkardı. Son artışla birlikte TCMB yeni yönetimi altında dördüncü faiz artışını gerçekleştirmiş oldu.
TCMB’nin karar metninde dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar verildiği vurgulandı.
FAİZ KARARI KREDİ FAİZLERİNİ NASIL ETKİLER?
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Ekonomist Muhammet Bayram şu ifadeleri kullandı: “1 Eylül itibarıyla oluşan nakit avans gecikme faiz oranı 3.87, kredi kartı gecikme faiz oran 3.11, 2 milyonluk konut kredisi çekilirse 120 ay vade ile aylık 65 bin TL ödemesi var aylık faiz 3.89 bu revize edilecektir.
Eğer 5 milyonluk konut alınacaksa 120 ay vadede aylık ödemesi 160 bin TL, şu an bunu sabit dar gelirli, orta gelirlinin ödemesi neredeyse mümkün değil. Amaçlanan burada tüketici özelinde ikinci konut önlemi alarak.
1 milyon araç kredisi 24 ay vadede aylık 70 bin TL ödemesi, 2 milyonluk kredi çekerseniz 24 ay vadede 140 bin TL ödemesi var. Şu anda yüzde 25 seviyesindeydi, yüzde 30’a çıktığında aylık ödemesi çok daha fazla olacak.
Yüzde 25 seviyesinde reel sektöre daha fazla kredi ver dersek bankalar bunu vermek istemeyecek. Faiz oranının yükseltilmesi ile birlikte ihracatçıya daha fazla yoğunluk olacaktır.”
PİYASALARI NASIL ETKİLEYECEK?
Stratejist Cüneyt Paksoy açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Bu yıl sonunu önümüzdeki senenin enflasyonun üzerinde bitirecek. OVP’nin beklentisi 65’lerde, Merkez Bankası’nın beklentisi 58’lerde, petrol gerçeği var. An itibarıyla 90 dolar civarında petrol beklentisi Merkez Bankası’nı temkinli yapıyor. Önümüzdeki sene 33 olan enflasyonun üzerinde politika faizine evrilecekse bu toplantıda 500 baz puan gelmeliydi. Bence doğru olanı yaptı.
Piyasada bunun ilk tepkilerini borsa tarafında alım y önünde görüyoruz. Sanayi sektöründe yukarı yönlü hareket görsek de borsanın kendi dinamiklerinde hareket edeceğini öngörelim. Merkez Bankası’nın bu adımından sonra dolar TL 27.50-28 bandının altında kalmaya devam ediyor.
Ben borsa tarafında, kur tarafında, tahvil tarafında daha farklı bir kompozisyon bekliyorum. Biz etkin bir yabancı girişinden bahsedeceksek tahvil tarafına konsantre olacağız. Borsa tarafına girişler önemli olacaktır.
Prof. Dr. Abdulkadir Develi ise açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “500 baz puan beklenti çerçevesinde oluştu, şahin bir adım, bunun altını çizmek istiyoruz. Bu enflasyonla mücadele kapsamında kararlılığı gösteren bir adım.
Önümüzdeki yıl enflasyon beklentisi ile politika faizinin buluştuğu bir nokta içerisine gidiyoruz. Şu an itibarıyla gelinen noktada reel olarak enflasyonun yüksek olduğu bir süreçte adım atıldı. Ben şahin bir adım atılmasını bekliyordum.
Enflasyon son 2 ayda yüksek geldi, işsizlikte az da olsa azalma söz konusu. Bu Merkez Bankası’nın elini güçlendiren unsurlar. Enflasyona sebep olarak ücretler, vergi ve kur gösteriliyor. Bunların etkisinin azalacağını söylemek yerinde olur. Bu büyük ölçüde geçtiğimiz 3 ay içerisinde fiyatlandı. Geride talep var. Talebin soğuması ile beraber enflasyonda mücadelenin daha etkin kullanılması, kredi tarafının soğutulması ile olan bir nokta.”