Çocuklarının ön kapısından içeri sokulup arka kapısından dağa çıkarılan binanın önünde analar/babalar bekleşiyor. Beş yüzü günü aşkın süredir o kapının önünde evladına kavuşacak diye analar, babalar umut ediyor. Evlatları bağrından koparılıp dağa kaçırılmış analar/babalar onlar. Evlat acısıyla yürekleri yanıyor. Çocuklarının akıbetlerini merak ediyorlar. Ana yüreği dayanmıyor, yanıyor!
Bina Diyarbakır’daki HDP İl binası… Önünde nöbet tutanlarsa çocukları dağa kaçırılmış analar/babalar… Bina önündeki fotoğrafın bir yanı böyle…
Bu fotoğrafa karşıt bir fotoğraf aynı zaman dilimi içinde gündeme düşüyor. O da şöyle: Diyarbakır’daki evlat nöbeti 507. Günü doldurduğunda HDP il binasına milletvekilleri, “İş ve aş buluşmaları” programı için gelirler. Evlatları, HDP il binasına ön kapıdan girdikten sonra arka kapıdan dağa götürülmüş olan aileler doğal olarak bu partinin vekil sıfatı taşıyan kişilerle çocukları için görüşmek isterler. Görüşmeye cesaret edemeyen bu vekillerden birisi (adı lazım değil) yüreği/bağrı yanık analara döner ve zafer işareti yaparak bu talebe karşılık verir.
Bu provokasyon ve ajitasyona karşı evladı dağa kaçırılmış babalardan biri fenalaşır. İşte tam o sırada analardan birisi şu cümleyi kurar: “Milletvekili ‘Neden zafer işareti yaptı?’ Çünkü o evlat acısı çekmiyor. Onun evladı şu anda dağda üşümüyor” der. Bir başka baba da “Bizim oylarımızla oradalar ama yüzümüze bile bakmadı. Kendi halkından kaçan bir vekilden ne beklenir ki?”
Binanın önünde evlatları için bekleşen 193 aileye karşı sözde bu insanları temsilen TBMM’de bulunan bir HDP milletvekili sözüm ona temsil ettiği millete karşı zafer işareti yapıyor.
Bu zafer işareti kime, kimin adına yapılıyor? Üzerinde durulması gereken konu budur.
Zafer işaretinin vatandaşlara karşı PKK adına yapıldığını anlamayan varsa o fotoğrafa bir kez daha baksın.
Zafer işareti siyaset ve demokrasi aleyhine silah ve şiddet lehine yapılıyor.
Dahası bu zafer işareti insanlık aleyhine terör örgütü lehine yapılıyor.
Bu analık, evlatlık, aile ve insanlık karşıtı hareketleri yapanlar sonra da dönüp demokrasi ve insanlık değerleri üzerinden siyasete ders vermeye kalkarlar.
Çocuklarını dağa çıkaranlardan geri getirilmesini isteyenler bu ülkenin yurttaşlarıdır. Demokrasilerde o vekil gibilerden çocukları dağa çıkarılanları temsil etmesi ve onların sorunlarını çözmesi beklenir.
Pekiyi bu vekil ne için PKK adına çocukları dağa kaldıran vatandaşlara karşı bu zafer işaretini yapıyor?
Sebebi basit, çünkü bu vekiller vekilliklerini vatandaşlara değil Kandil’e borçlular da ondan.
Dahası Kandil ve PKK terörü HDP’nin dolaysıyla bu zafer işareti yapan vekillerinin varlığının velinimetidir de ondan.
HDP’li vekilin bu zafer işaretinin yüreği yanık aile ve anaları tahrik etmeye yönelik olduğu açıktır. PKK ve HDP’nin anneler ve aileler üzerine yaptığı hiçbir baskı şimdiye kadar sonuç vermemiştir. Ailelere geri adım attıramayan HDP’li vekiller sonuçta rezil ve skandal tavırlara yöneldiler.
Sırtını PYD’ye dayayan, daha kitle katliamcısı Apo’nun heykelini dikeceğini söyleyen, PKK’nın tükürüğüne umudunu bağlamış olan HDP ve vekillerinin davranışı elbette militanca olacaktı.
Annelerin çocukları için gösterdikleri bu demokratik ve sivil direniş her şeyden önce insani bir tutumdur. Çocuklarının dağdan indirilmesini isteyen ailelerin evlerine yönelik olarak PKK tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırılar bile annelerin analık duygusunu yenememiştir.
İşte terörü yenecek en güçlü duygu bu analık ve insanlık duygusudur. Bu HDP’li vekilin gözdağı ve tehdit kokan zafer işareti analık ve insani değerler karşısında yenilmeye mahkûmdur. Bu topraklarda her zaman mazlumun ahı indirmiştir şahı!