Mahfi Eğilmez’den çarpıcı analiz: 50 milyar dolar gelirse ekonomi düzelir mi?

featured

Türkiye, 2001 krizine girdiğinde IMF ile bir stand by programı uygulaması içindeydi. 2000 ile 2008 arasında Türkiye, IMF’den yaklaşık 45 milyar dolarlık fon kullandı. Türkiye’nin 2001 krizinden çıkışında IMF’den kullandığı bu fonun önemli etkisi oldu. İnsanlar bu paraya bakarak körfezden geleceği söylenen 50 milyar doların aynı etkiyi yaratarak Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu krizden çıkıp çıkmayacağı merak konusu.

Ünlü ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez kendi bloğunda konuyla ilgili “Güncel Sorular ve Yanıtlar” başlıklı bir yazı yayımladı.

Bu tür krizlerden çıkışta elbette ki para çok önemli ama tek başına krizden çıkışı sağlayamaz, sağlasa bile kısa süre sonra tekrar krize girilmesini engelleyemez diyen Eğilmez, “Tıpkı paradan sıfır atılması konusunda değindiğim gibi IMF’nin bu maddi desteğine ek olarak o dönemde bazı gerekli yapısal reformlar yapılmıştı. Ayrıca IMF’nin bu parasal desteğine ek olarak ciddi miktarda doğrudan yabancı sermaye girişi de olmuştu. O yabancı sermayenin geliş nedeni IMF programı ve Türkiye’nin Avrupa Birliğiyle tam üyelik müzakerelerine başlamış olmasıydı.

Parasal destekle birlikte o reformların yarattığı olumlu beklentiler ekonominin hızla iyiye gitmesini sağladı. Önümüzdeki dönemde körfezden geleceği söylenen 50 milyar doların hangi formda ve hangi sürede geleceğini bilmiyoruz ama medyada yazılanlardan anlaşıldığı kadarıyla bunun bir kısmı yapılan dış ticaret anlaşmalarından sağlanacak ihracat tahmini, bir kısmı Eximbank’a verilecek krediden ve karşılıklı yatırım miktarlarından oluşuyor” ifadelerini kullandı.

Bir programa dayanmayan ve beraberinde yapısal reformları getirmeyen bu tür parasal desteklerin 2001’deki gibi bir çıkış ve hatta olumlu beklenti yaratması mümkün görünmediğinin altını çizen Eğilmez, “Zaten piyasa da bu gelişmeye göre şekillenmedi” dedi.

“PARADAN YINE SIFIR ATSAK PARAMIZ DEĞER KAZANMAZ MI?”

Eğilmez’in söz konusu yazısının ilgili kısmı şu şekilde:

“Paradan sıfır atmakla para değer kazanmaz yalnızca psikolojik etkisi olabilir. Psikolojik etki olması için de bu işlemin sağlam bir ekonomi programının bir parçası olması gerekir.

2005 yılında paradan sıfır atıldığında Türkiye ciddi bir IMF programı uyguluyordu. Bankacılık reformu yapılmış, zayıf bankalar TMSF’ye devredilmiş, bütün bankaların sermayeleri güçlendirilmiş, çeşitli kurallar getirilmişti. Kamu mali disiplininin güçlendirilmesi yolunda önemli adımlar atılmış, bütçe açıkları düşürülmüş, kamu kesimi borçlanması buna göre azalmıştı. Kamu harcamaları da disipline edilmiş, enflasyonda gerileme başlamıştı. Bunlara paralel olarak faizler de düşüyordu. Türkiye, Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerine başlamanın eşiğindeydi ve ülkeye doğrudan yabancı sermaye girişinde artış başlamıştı. Özetle söylemek gerekirse tam olarak olmasa da gerekli alanların çoğunu kapsamasa da bir yapısal reform paketi yürütülüyordu.

‘İYİLEŞMEYE BAŞLAYAN EKONOMİYE PSİKOLOJİK DESTEK SAĞLADI’

Bütün bu girişimler TL’nin yabancı paralara karşı konumunu güçlendirmiş, sermaye hareketlerine bir kısıtlama ya da denetim getirmeye gerek kalmadan kur istikrar kazanmıştı. Böyle bir ortamda paradan sıfır atılması, fiziksel olarak iyileşmeye başlayan ekonomiye psikolojik destek sağlamış, beklentilerin olumlu yöne çevrilmesine katkı sağlamıştı. Bugün bu saydığımız reformların hiçbiri ortada yok. Üstelik yapılması gereken yapısal reformlar yalnızca ekonomiyle ilgili olmaktan sosyal ve siyasal alanlara da yayıldı. Dolayısıyla bu tür fiziksel istikrar sağlayıcı adımlar atılmadan paradan sıfır atılması insanların kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramaz.”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!