Aklımıza geldikçe tüylerimizi ürperten, tarihimizin en hazin trajedilerinden Madımak Katliamı üstünden 30 sene geçti. Sivas’ın Madımak Oteli’nde yaşanan katliam sonrası ikisi saldırgan olmak üzere 37 kişi yaşamını yitirdi. Aradan geçen uzun yılların ardından katliamın sır perdesi hala aralanmış değil. Öyleyse gelin, Madımak’ın üstünden geçen seneler boyunca yanıt bulmayan soruları ve katliamın perde arkasını anımsayalım…
Her sene, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilen şenlikler kapsamında Sivas’a çok sayıda yazar, şair, aydın geliyordu. 1993 yılında ise şenlikler öncesi şehirde gergin bir hava hakimdi.
Yazar Aziz Nesin’in İslamiyet ve Kur’an’a ilişkin görüşlerinin gazetelerde yer almasından dolayı özellikle yerel medyanın ve karanlık odakların kışkırtmalarıyla şehirde olaylar büyüdü. Sivas’ta toplanan kalabalık ‘şeytan aziz’ ‘kahrolsun laiklik’ sloganları atmaya başladılar.
Tam da o sırada Aziz Nesin’in ve şenliklere katılmak için şehre gelen isimlerin Madımak Oteli’nde oldukları öğrenildi. Kalabalığa bu bilgiyi kimin fısıldadığı ise bugün dahi öğrenilemedi.
Madımak Oteli önünde toplanan öfkeli kalabalık, oteli ablukaya aldı.
İlk önce otel önündeki araçları ateşe veren kalabalık, ‘Sivas Aziz’e Mezar Olacak’ sloganları atmaya devam etti. Otel taş yağmuruna tutuldu. Dışarıda bunlar yaşanırken otel içinde kaygılı bir bekleyiş vardı. Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü’yü arayan Aziz Nesin, ‘merak etmeyin Aziz Bey, gerekli tedbirleri aldık’ yanıtını alınca rahatladı.
Tam da o dakikalarda otelin içinde bekleyen inanları sevindiren gelişme yaşandı. Bir manga asker otelin önüne gelerek barikat kurdu.
Otelin içinde bekleyen insanlar rahat bir nefes alacaklarını düşünürken kimsenin ummadığı bir gelişme yaşandı. Sebebi bugün dahi anlaşılmayan bir şekilde, bir süre sonra asker otelin önünü terk etti. Otelin içinde kaygıyla kurtarılmayı bekleyen insanlar bu gelişme sonucunda bütünüyle savunmasız kalmış oldu. Askere ‘otelin önünden çekil emrini’ kimin verdiği ise bugün bile netleşmiş değil. Bu konuda il jandarma komutanı ile emniyet müdürü birbirlerini suçluyorlar.
Askerin alanı terk etmesi, polisin seyretmesi sonucunda otelde can pazarı başladı.
‘Allah’ım bu senin ateşin’ bağırışları altında otel perdelerinden tutuşturularak ateşe verildi. Bu andan itibaren korkunç görüntüler baş gösterdi. Olaylar sonucunda 33 konuk, 2 otel görevlisi ve 2 saldırgan yaşamını yitirdi. Aziz Nesin Katliamdan ağır yaralı olarak kurtarıldı. Olaydan sonra önce 33 ardından 190 kişi gözaltına alındı. Bunların 124’ü hakkında laik anayasal düzeni değiştirmek suçundan dava açıldı. 33 sanık hakkında ise kasten cinayet suçundan idam cezası verildi ama Türkiye’de idam cezasının kaldırılması ile bu ceza ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrildi.
Katliamda hayatını kaybeden insanların yakınları, alevi dernekleri, çok sayıda sivil toplum kuruluşu katliamın aydınlatılması için taleplerde bulunup çağrılar yaptılar.
Tüm bu çağrılara rağmen Madımak Katliamı’nın yaşanmasında ihmali ve kusuru olan devlet görevlileri herhangi bir ceza almadı. Özellikle Madımak Oteli’nde bulunan insanların güvenliğinden sorumlu olan Sivas’ın güvenli bürokrasisi, emniyet ve askerin kayıtsızlığının arka planı ortaya çıkartılmadı. Yetkililer, kendi görevlerini yaptıklarını, ancak diğer sorumlular tarafından aldatıldıklarını iddia ettiler. Katliamın olduğu sırada iktidar ortağı olan SHP lideri Erdal İnönü, yetkisi olmadığı için müdahale edemediğini savunurken; Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, olayların ‘tahrikler’ sonucu meydana geldiğini iddia etti. Sözün kısası iktidarıyla muhalefetiyle tüm Türkiye, bu olayla çok kötü bir sınav verdi.
Yaşamını kaybeden insanların aileleri ve sevenleri ise her sene 2 Temmuz’da anılmaya devam ediyor.
