Kutul Amare Üzerinden Ayrışmak!

Gerilim, kutuplaşma ve cepheleşme insanları ayrıştıran önemli bir işlev görür. Kutuplaşan insanlar ortak olan değer ve kavramlarına farklı anlamlar yüklerler. Karşıtlarının sevindiğiyle sevinmemek, üzüldüğüyle de üzülmemek kutuplaşmışlar için bir gelenektir. Bu anlamda Türkiye’de değerlere ve kutsallara yüklenen anlamlar arasındaki açıklık alabildiğine açılmıştır.
 
Hâlbuki milli şuur ortak değerler etrafında toplanmak demek olup millet olmanın olmazsa olmazıdır. Milli şuurun kaynağı da tarihtir. Tarihteki zafer ya da hezimetler her şeyden önce toplumun milli şuurunu inşa ederler. Zaten millet demek manaları ortak, aynı felaketlere üzülüp aynı başarılarla sevinen insanlar demektir.
 
Son zamanlarda bilim adamından siyasetçisine, din adamından sıradan vatandaşına kadar hemen herkes tarihi süreklilik içinde değil parçalar halinde ele alıyor. Kendi tarihinin bir kısmına sahiplik ederken diğer kısmını günah keçisi ilan ediyor.
 
Aptal bir ayrışma biçimi!
 
AKP iktidarı döneminde insanlar, yeniden Cumhuriyetçiler ve Osmanlıcılar, Atatürk’ü izleyenler ve Abdülhamit’i izleyenler, Canakkale zaferini yürekten kutlayanlarla Sakarya zaferini kutlayanlar olmak üzere mantıksız ve aptalca bir ayrışma içine girmişlerdir.
 
AKP iktidarı her fırsattan istifade ederek milli bayram ve günlerin kutlamalarını iptal etmek, sınırlarını küçültmek ve bazı ritüelleri yapmamak gibi bir tavır içine girmiştir. Çeşitli gerekçelerle zaman zaman 19 Mayıs ve 29 Ekim kutlamaları yapılmamıştır. Bu yıl da 23 Nisanla ilgili TBMM’de yapılan bazı törenler iptal edilmişti. Buna karşılık bazı guruplar alternatif 23 Nisan kutlamaları gerçekleştirmişlerdir.
 
Geçtiğimiz günler Kutul Amare Zaferini 100 yıl dönümüydü. Bu nedenle de Kutul Amare zaferi görkemli bir biçimde kutlandı.
 
Bu kutlamalara çok farklı anlamlar da yüklendi. Bazıları bu kutlamalar ilgili haberleri şöyle verdi: ‘Milli Eğitim Bakanlığı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarını geri plana iterken, Kut’ül Amare Zaferi’nin 100. yıldönümü etkinliklerinin görkemli bir biçimde ileriye çıkardı’.
 
Dünyada bayramlarını ve zaferlerini alternatif ya da karşıtlık içinde ele alan bizden başka bir toplum her halde yoktur.
 
NATO için Kutul Amare gerçeğini unutturmak!
 
Kutul Amare tarihçilerin kaydettiğine göre 29 Nisan 1916 tarihinde Osmanlı Ordusunun Irak’ın Kut bölgesinde İngilizlere karşı kazandığı büyük bir zaferidir. Kutul Amare’de 13 bin 300 İngiliz askeri ile 13 general 481 subay esir alınmış ve 40 bini aşkın İngiliz askeri öldürülmüştür.
 
Kut’ül-Ammare Zaferi, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nun zor şartlar ve imkânsızlıklar içerisinde, Çanakkale’den sonra kazandığı ve İngiliz tümeninin bütün personeli ile birlikte esir alındığı eşsiz bir zaferdir.
 
İlginçtir Kutul Amare Zaferi 1952 yılına kadar Türkiye’de Kut Bayramı olarak kutlanıyordu. 1952 yılında Türkiye’nin NATO’ya üye olmasıyla Kut bayramı kutlamaları kaldırılmıştır. Adnan Menderes başkanlığındaki 20. Hükümet aldığı karar kapsamında, Kutul Amare’ye ilişkin bilgiler de bu tarihten sonra tarih kitaplarından çıkarılmıştır.
 
İşin vahim ve ilginç tarafı burasıdır. İngilizler bu onursuz teslim oluşlarını unutturmaya çalışırken, Türklere de aynı zamanda zaferlerini unutturmak istemişlerdir. Zamanın hükümeti de NATO’ya giriş karşılığında İngilizlerin istekleri doğrultusunda hareket etmiştir.
 
Türkiye bugün Canakkale ile Sakarya zaferini, Kut’ul Amare ile TBMM’nin açılışı olan 23 Nisan 1920’yi bir arada kutlayamıyor. Cumhuriyete ve Osmanlı’ya birlikte sahip çıkamıyor. Atatürk’ü ve Abdülhamit’i birlikte anamıyor.
 
Birbirinin devamı ve birbirini tamamlayan değerleri birbirine karşı kullanmak Türkiye’de gelenek halini aldı. Her değer Türkiye’de ayrışma aracı olarak kullanılıyor. Türkiye’de siyaset ve aydınlar bir kez daha Kutul Amare üzerinden birleşecek yerde ayrışmayı tercih etmişlerdir.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!