Para mı mutluluk mu?
Benim bu soruya cevabım her zaman: Mutluluk, olmuştur. Lakin haberlerde çıkan bir annemin feryadıyla bunun yanlış olduğuna inanıyorum artık.
"Kusura bakma oğlum 18 binim yoktu…"
Siz hiç gördünüz mü bir yalıya giden şehit ya da bir köşkün önünden kalkan şehit cenazesi?
Ben hiç görmedim.
Olsun demiyorum, Allah korusun; ama benim, Anadolu çocuğumun suçu ne?
Benim, eli nasırlı dedemin suçu ne?
Benim, saçları ağarmış babamın suçu ne?
Benim, saçlarını süpürge etmiş anamın suçu ne?
Günlerdir yine şehit haberleriyle ülkem viran oldu. Hainler pusularını kuruyorlar, kapılar ardında anlaşmalar yapıyorlar sonra da: "Buyurun cenaze (ŞEHİT) namazımıza…" diyorlar. En ön saflarda yerlerini alıyorlar, güvenlikler sayılamayacak kadar çok. Kimden, neyden korkuyorlarsa artık!
Yanan yürekleri bir biz biliriz bir de Allah, siz hiç dert etmeyin!
Gövde gösterinize de hiç gerek yok!
Neymiş efendim, MHP niye koalisyona yaklaşmıyor?
Hemen cevabını vereyim, hatta kendi üzerimden vereceğim. Benim dedem bizim mezarlarımızı satın almış, mezara dikilecek tahtalarımızı kestirtmiş. Kefenlerimizi hazırlarımış. Her şeyimiz hazırmış yani…
İşte biz kendi kefenlerimizi hazırlarız, lakin kafamıza kurşunu sıkmayız, sıktırtmayız!
MHP Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin günlerdir dile dolanan bir sözü var : "ŞEREFSİZ"
Az bile söyledin Liderim, bizim meşrebimiz anca buna yetiyor.
Azgın köpekler gibi ortaya çıktılar artık. Ne olacaksa olsun!
Yeter ki Şehit haberi gelmesin artık!
"Analar ağlamasın…" demeyeceğim, çünkü bu sözün arkasında gizli anlaşmalar olduğuna inanıyorum. Bu cümleyi her kurduklarında bir Şehit haberiyle yıkıldık!
Yeter artık! Çekin elinizi polisimden, askerimden, MEMLEKETİMDEN!
SAYGILAR…
