Başlık, bazılarına çok iddialı gelebilir. Evet, başlıkta anlatılan husus oldukça iddialıdır. İddiam, bizzat kendi tecrübelerime ve gözlemlerime dayanarak Kürtçe’nin eğitim ve bilim dili olamayacağıdır. Kürtçe’den kastım, Kurmanç Lehçesi’dir. Bunun yanında Doğu ve Güneydoğu’nun bazı yerlerinde Zazaca diye başka bir lehçe daha konuşulmaktadır. Ancak, Kurmanç Lehçesi’ni konuşan bölgelerde öğretmen olarak görev yaptığım ve bu lehçeyi konuşan insanlarla teşriki mesaide bulunduğum için bu lehçe hakkında bilgi ve tecrübe sahibiyim. Tecrübelerimin ve gözlemlerim neticesinde kesin olarak emin olduğum şey Kürtçe’nin asla bir eğitim ve bilim dili olamayacağıdır. Beni bu neticeye götüren tecrübelerim ve gözlemlerimden çıkan sonuçlar özetle şunlar:
1– Kürtçe’nin kelime sayısı oldukça azdır. Kürtçe’de kullanılan kelimelerin önemli bir kısmı Eski Türkçe’dir. “Nan” ve “Bug” kelimeleri buna örnektir. Bu kelimelerin ikisi de Eskiden Orta Asya’da konuşulan Türkçe kelimelerdir. “Nan” kelimesinin anlamı “ekmek” , “Bug” kelimesinin anlamı ise “gelin” demektir. Halen bu iki kelime Kürtçe’de kullanılmaktadır. Kürtçe’nin geri kalanı ise Arapça ve Farsça’dan oluşmaktadır. Mesela, Kürtçe sayıları ifade eden kelimeler aynen Farsça’da kullanılan kelimelerdir. Orjinial Kürtçe denilebilecek kelimeler hemen hemen yok gibidir. Kürtçe, kelime sayısının azlığı nedeniyle kültür, sanat, eğitim, bilim ve teknikle ilgili konuların açıklanmasına müsait olmadığından Kürtçe konuşan vatandaşlarımız bu konularda konuşurken sık sık Türkçe’ye başvurmak zorunda kalmaktadırlar.
2-Kürtçe’nin grameri çok zayıftır. Türkçe’de kullandığımız pek çok zaman Kürtçe’de mevcut değildir.
Kürtçe’de geniş zamanla, geçmiş zaman kuralları mevcuttur. Geçmiş zaman da çok dar olarak kullanılabilmektedir. Kürtçe’de şimdiki zaman ve gelecek zamanla ilgili ifadeler geniş zaman kullanılarak anlatılmaya çalışılmaktadır. Bu durum, her türlü olayın net ve doğru olarak ifade edilebilmesini engellemektedir.
3-Bir dilin eğitim ve bilim dili olabilmesi için olmazsa olmaz en önemli şart, yeni kavramlara karşılık bulabilmek, başka bir deyişle yeni kelime türetebilme imkanıdır. Yeni kelime türetebilme imkanı Kürtçe’de mevcut değildir. Bilindiği üzere ya kök bir kelimeye ya da mevcut kelimelere yapım ekleri getirilerek yeni kelimeler yapılır. Kürtçe’de yeni kelime türetmeye yarayan yapım ekleri yoktur. Bu nedenle yapım ekleri kullanılarak yeni kelime elde etmek de mümkün değildir. Sonuç olarak, Kürtçe’de ne şekilde olursa olsun yeni kelime yapma imkanı yoktur. Zaten, bu sebeple Kürtçe konuşan vatandaşlarımız, bilim,teknik, sanat ve kültürle ilgili konularda Kürtçe konuşurken konuşmalarının arasında sık sık Türkçe konuşmak zorunda kalmaktadırlar.
4-Gelişmiş dillerde soru kelimelerinin yanında soru cümlesi kurmaya yarayan soru ekleri vardır. Mesela, Türkçemizde “mı, mi, mu, mü, mısın, misin, musun, müsün vb.” ekleri soru ekleridir. Bu eklerle pek çok soru cümlesi kurmak mümkündür. Kürtçe’de bu şekilde soru ekleri yoktur. Bu sebeple Kürtçe konuşan vatandaşlarımız konuşurken ses tonlarını değiştirmek suretiyle cümleye soru anlamı yüklemeye çalışmaktadırlar.
Açıkladığımız sebeplerle Kürtçe birçok bakımdan zayıf ve fakir bir dildir. Bu yüzden Kürtçe ile belki ilköğretim 1. kademede eğitim yapmak mümkün olabilir. Ancak, ilköğretim 2. kademede ve lisede kesinlikle Kürtçe ile eğitim yapılamaz. Üniversite seviyesinde ise Kürtçe eğitim yapmak hiçbir şart altında mümkün değildir. İşte, bu sebeplerle PKK Kuzey Irak’ta bulunan kamplarında militanlarına verdiği siyasi eğitimi Kürtçe ile değil, Türkçe ile vermektedir. Bu husus, Kürtçe’nin eğitim dili olamayacağının, Kürtçe ile eğitim yapılamayacağının en kesin delilidir. Nitekim, Kürtçe konuşan insanlarımızın çoğunluğu bu gerçeği bildiklerinden bu yıl okullarda seçmeli ders olarak okutulmasına karar verilen Kürtçe’yi seçmemişlerdir. Basında yer alan haberlere göre Kürtçülük ideolojisinin en yoğun olduğu Diyarbakır il merkezinde bile öğrenci velilerinin ancak %1 kadarı çocuğu için Kürtçe’yi seçmeli ders olarak seçmiştir.
Bir dil eğitim dili olamaz ise bilim dili hiç olamaz. Kürtçe’nin eğitim dili olamayacağını yukarıda açıkladık. Buna göre Kürtçe bilim dili de olamaz. Yani, Kürtçe ile bilim faaliyetleri yapılamaz.
Kürtçe’nin eğitim ve bilim dili olamayacağını biz anlayabiliyorsak, PKK’lıların da anlaması gerekmez mi? Kanaatimce, PKK’lılar da bu gerçeği biliyor ve görüyorlar. Zaten, militanlarına siyasi eğitimi Türkçe vermelerinin asıl sebebi de budur.
PKK’lılar Kürtçe’nin eğitim ve bilim dili olamayacağını bildikleri halde niçin ille de ana dilde eğitim diye ısrar ediyorlar? Kanaatimce, PKK’lılar kendi başlarına bırakılsa bu taleplerinden vazgeçerler. Ancak, PKK, kurulduğu 1978 yılından beri emperyalizmin kucağındadır. PKK, emperyalizmin desteği sayesinde varlığını sürdürebilmektedir. Emperyalizm, desteğini çekse PKK çok kısa bir sürede dağılır. Kürtçe ile eğitim PKK’nın değil, asıl emperyalist devletlerin işine yaramaktadır. Türkçe’den farklı dillerde eğitim Türkiye Cumhuriyeti’nin dağılmasında en önemli rolü oynayacaktır. Bu da emperyalist çıkarlarına uygun düşmektedir. Emperyalist devletlerin ana dilde eğitim diye sıkıştırmaları nedeniyle PKK, ana dilde eğitim diye diretmektedir.
Başta iktidar partisi AKP ile ana muhalefet partisi CHP olmak üzere ana dilde eğitimin temel insan hakkı olduğunu ileri sürerek Kürtçe ile eğitim yapılmasını savunanlar, yukarıda açıkladığımız gerçekleri dikkate almak zorundadırlar. Bu gerçekleri dikkatlere almayanlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin zayıflamasından, terörün azmasından, velhasıl her türlü olumsuz gelişmeden sorumlu olacaklardır. Bu yüzden bu çevrelerin Kürtçe ile eğitim konusunda bin düşünüp, bir konuşmalarında hayır vardır, diye düşünüyorum.