Ben Türkiye’nin son 50 yılını yaşadım ve yaşadıklarımı da asla unutmadım.
İyilikleri de kötülükleri de…
Burada yazacaklarım yaşadıklarımın ve hafızamın ürünleridir.
İlk yazacağım konu o zamanın ABD başkanı olan Johnson’un İnönü’ye yazdığı mektuptur.
Bu mektup şimdiki ABD başkanı Trump’un Erdoğan’a verdiği mesaja benzer.
O mektupta Türkiye’ye tam tabiriyle “aba altından sopa” gösterilmişti.
Merhum İsmet İnönü’nün bu mektuba cevabı da “Yeni bir dünya kurulur Türkiye’de bu dünyada yerini alır” oldu.
Ayrıca yine 60’lı yıllarda Türkiye Kıbrıs’ta Türklere yapılan saldırılara “garantör olmasına rağmen” müdahale edemedi.
Sebebi de çok basitti;
Çıkarma gemilerimiz yoktu.
Ayrıca “elimizdeki silahlar NATO silahları olduğu gerekçesiyle” NATO patronu ABD onları kullanmamamızı talep etmişti.
İşte o yıllarda “Millet yapar” kampanyaları yapıldı.
1967’den 1974’e kadar Türkiye çok sayıda çıkarma gemisi yaptı ve “dünyadaki en zor harekatlardan biri olan” amfibi harekatı Kıbrıs’ta bu gemilerle icra edildi.
1974’ten sonra da ambargolar geldi.
İşte bu ambargolar sayesinde şerden hayır doğdu;
Önce Aselsan kuruldu;
Roketsan, Havelsan ve Tusaş gibi çok sayıda kuruluş da arkasından geldi.
Bugün Türkiye kendi silahlarını kendi yapabildiği bir noktaya geldi.
Bu konuda araya bir de hatıramı koyacağım;
Rahmetli çocukluk ve gençlik arkadaşım Yahya Erdoğan o zaman donanmamızın gemilerinden birinde makine subayıydı ve donanmanın çok sayıda gemisi de parça yokluğundan tersanelerde yatıyordu.
Parçaları Yahya’ya vermişlerdi ve ona da “fabrika fabrika dolaş bunları nerede yaptırabileceğimizi bul” emrini de vermişlerdi.
Yahya o parçaların Eskişehir’de lokomotif fabrikalarında yapılabileceğini buldu ve yaptırılmalarına vesile oldu.
Ruhu şad olsun.
O ambargolar bugünkü savunma sanayiimizin kurulma sebebidir.
Bugün dünyanın en son sistem insansız hava araçlarını yapabiliyorsak sebebi 70’li yıllarda maruz kaldığımız silah ambargolarıdır.
Bugün düşman radarlarını körelten elektronik savaş aletlerini ve denizaltıları ile modern füzeleri de yapabiliyoruz.
Bilgisayarınıza “Koral sistemleri” yazın ne demek istediğimi orada göreceksiniz.
Onların sebebi de 70’li yılların silah ambargolarıdır.
Yani tam tabiriyle “kötü komşu bizi ev sahibi yaptı”
Olan aynen budur.
Siyasetçilerin hepsini biz yaptık sözlerine de aldanmayınız.
Bu en az 45 yıllık bir süreçtir ve 45 yıllık bilgi birikimi söz konusudur.
O sürecin içerisinde bütün siyasi iktidarların da emeği ve gayreti vardır.
Hiçbirini görmezden gelemeyiz.
Hepsinin ellerine sağlık.
Şimdi Kanada da Türkiye’ye silah ambargosu koymuş;
Vız gelir tırıs gidersiniz.
Bulunmaz Hint kumaşı değilsiniz sizin vermediklerinizi biz başka yerden de buluruz kendimiz de yaparız.
Bu teknoloji de bilgi birikimi de Türkiye’de mevcuttur.
Savunma sanayiimiz Türkiye’mizin yüz akıdır.
Biz Türkiye’ye silah ambargosu koyanları da Azerbaycan-Karabağ‘da işgal ve katliam varken susarak zulme dolaylı destek veren emperyal güçleri de onların küresel uzantılarını da unutmadık.
Unutmayacak ve unutturmayacağız.
Tıpkı kışı geçirdiğimizde yediğimiz ayazı unutmadığımız gibi.