Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem sonrası binlerce insan hayatını kaybetti. Şimdilik sayı 40 bini aştı. Moloz kaldırma işlemleri sırasında da epey artacağa benziyor. Allah daha fazlasından saklasın.
Enkaz altında cenazesinin çıkarılmasını bekleyen binlerce vatandaşımız var.
Yaralı kurtulan, uzuvlarını kaybeden, psikolojik olarak büyük hasar alan vatandaşlarımız var.
Evleri yıkılan yüzbinler var.
Depremin yaşandığı andan itibaren özellikle ilk iki gün içerisindeki ihmaller var.
Sokağa inip halka yardım etmesi engellenen askeri gücümüz var.
Yağmalanan dükkanlar var.
Malzemeden çalan müteahhitler var ama depremden dolayı ölenlere ‘kader’ diyen bir adam var. Aynı adamın, ‘deprem öldürmez, bina öldürür’ diye de bir tweeti var.
Anlamadığı işlerin müdürü oldukları için yardımları koordine edemeyen, vatandaşını aç ve açıkta bırakan müdürler var.
Deprem bölgesine gitmeye tenezzül dahi edemeyen gazeteciler, televizyoncular, sosyal medya soytarıları var. Bunların hepsinin her akşam canlı yayında savundukları liyakatsizler var.
Bütün yanlışları görmezden gelip savundukları bir tane ‘adam’ var.
Hükümete yakın gazeteciler günlerdir yanlışları, ihmalleri, eksiklikleri dile getiren muhalefet liderlerine kademeli olarak saldırıya geçti. Üç paragraf yazı yazınların ilk iki paragrafı; muhalefeti karalama. Bir paragraf ise hükümete övgüler.
Son birkaç gündür ise işler biraz daha değişti. Bunlar artık ilk iki paragrafta hükümeti överken bir paragraf muhalefete ayırıyor. Depremin yaşandığı andan şimdiye kadar olan zaman içinde büyük başarılar varmış.
Önceden felaket olunca vatandaş ‘nerede bu devlet’ dermiş ama şimdi demiyormuş.
Önceden yardım yokmuş ama şimdi varmış.
Önceden çadır yokmuş ama şimdi varmış.
Önceden yemek yokmuş ama şimdi varmış.
Önceden buzdolabı ve ambulans da yokmuş ama hamdolsun şimdi varmış ki vatandaşın yarasını sarmış.
Bu depremde kimse, ‘nerede bu devlet’ dememiş.
Gündemi paralel evrenden takip edenler adamın ‘köşende gereğini yapacaksın’ dediği gibi gerekeni yapıyorlar.
Bir tanesi Bakan’larla röportaj yapıp her şeyi güllük gülistanlık gösteriyor.
Bakan’lar, evet sadece baktılar.
Bir de sakal uzattılar. Güzel taktik.
Köşesinde gereğini yapan birisi demiş ki, “Erdoğan ‘bir yılda yaparız’ dedi. Kimse itiraz etmedi. Herkes biliyor ki yaparsa Erdoğan yapar.” Yapamaz kardeşim, yapamaz! Bilim var, akıl var.
Köşeden Gereğini Yapanlar Derneği üyeleri yakın zamanda dozajı artıracak gibi görünüyor.
Adamın atadığı Bakan’ın bir tanesi, “yağma yok” demişti. Yüzlerce videosu var. Dernekler köşelerinde bir kez yazamadı. Kendi ekranlarında hiç göstermediler.
Abdülkadir Selvi’ye Bakan’larla röportaj görevi verilmiş ki iki gündür köşesinde Bakan’larla muhabbet halinde. Allah muhabbetinizi artırsın, okuyunca her şey yolunda görünüyor.
Mehmet Barlas saz ekibi ile birlikte Altılı Masa, özellikle CHP hakkında yazıyor.
Köşeden Gereğini Yapanlar Derneği’nin bazı üyelerine ise Ümit Özdağ görevi verilmiş. Büyükler cesaret edemiyor çünkü Hoca büyük lokma, şamar oğlanına çevirir. Diğerlerini de Ümit Özdağ umursamıyor.
Altılı Masa’daki AKP çıkmalarını yazan yok, onları pas geçiyorum.
Pelikancılar ise adamı övüp CHP’ye yükleniyor.
Köşeden Gereğini Yapanlar Derneği ile Ekrandan Gereğini Yapanlar Derneği birleşince ortaya çıkan sonuç; her şeyin yolunda olduğu. Çünkü bu dernekler söyleneni yaymakla mükellef. Adamın söylediklerinin doğru ya da yanlış olmasının hiçbir önemi yok. Onlar sadece onun dediğini yapar. Onlar sadece kendilerine söyleneni aktarır. Yanlışı görür ama söylemez. Yanlışı görür ama yazamaz.
Vatandaş deprem sonrası bu derneklerden umduklarını bulamayınca sosyal medyaya yöneldiler. Oradan organize oldular. Yardım istediler, yardım götürdüler. Vay siz misiniz bunu yapan! Şakkadanak orayı da yasakladılar. Sonrasında mecbur açtılar.
Köşeden Gereğini Yapanlar Derneği ile Ekrandan Gereğini Yapanlar Derneği’ne bir şey hatırlatmak istiyorum; güçler gelip geçidir. Baki olan halktır, vatandaştır, devlettir. Adama değil Türk milletine hizmet edin.
Mehmet Harun Yüksel.