Ahıska Gül idi gitti,
Bir ehli dil idi gitti.
Söyleyin Sultan Mahmut’a
İstanbul kilidi gitti.
Her yıl 22 Kasım geldiğinde gözyaşlarım eğer açıktan akmıyorsa, mutlaka içime akıyordur. Çünkü 67 yıl önce soğuk bir Kasım günü, Ahıska Türkleri Stalin canavarının emriyle 24 saat içinde silah zoruyla evlerinden çıkarılıp, hayvan vagonlarına doldurularak orta Asya steplerine götürüldüler.
Sürülen Ahıskalıların sayısı 120 bin civarındaydı. Bunlardan çoğu yaşlı, hasta ve çocuklardan oluşuyordu. 16 bini günler süren zorlu yolculuğa dayanamayarak vagonlarda ölmüşlerdi.
1572 yılından 1877–78 Osmanlı Rus savaşı’na kadar Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan ve bu tarihten sonra Rus egemenliği altına giren has Anadolu Türkleri olan Ahıskalılar sürgün hayatlarına Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’da devam ettiler.
Özbekistan’da sorunlu bölge olan Fergana Vadisine yerleştirildiler. Ahıska Türklerinin bitmek bilmeyen dramı burada da devam etti.1989 yılında Fergana vadisinde meydana gelen olaylar Ahıskalıların ikinci bir zulüm yaşamalarına neden oldu.
Fergana vadisi olaylarından sonra burada yaşayan Ahıskalıların bir kısmı Elçibey döneminde Azerbaycan’a götürüldüler, bir kısmıda Rusya’nın Krasnador kentine göç ettiler.
Azerbaycan’a giden Ahıska Türkleri bugün rahat ve huzur içinde yaşamaktadırlar. Azerbaycanlılar onları kardeşleri olarak kabul etmiş, bağrına basmıştır. Fakat Krasnador’a yerleşenler için aynı rahatlık söz konusu değildir. Rus makamları geldikleri günden beri her türlü idari zorluğu çıkarmakta. Kenti terk etmeye zorlamaktadır.
Ahıska sorunu uzun zamandan beri Türkiye’nin Güney Kafkasya politikasının merkezini oluşturmuştur. Yıllarca sürdürülen girişimler sonucunda Ahıska Türklerinin vatanlarına dönmeleri meselesi Avrupa Konseyinin gündemine girebilmiştir. Zamanla konuya ABD’de ilgi duymaya başlamış, bunun sonucunda Krasnador kentinde yaşayan Ahıskalıların bir kısmı 2004 yılında Amerika’ya götürülmüşlerdir.
11 Temmuz 2007 Tarihinde Gürcistan Parlamentosu Ahıska Türklerinin Vatanlarına dönmelerine imkân sağlayan bir yasa kabul etmiştir. İlk bakışta olumlu bir gelişme olarak görülmesine rağmen, yasanın uygulanmasında son derece güçtür.
Bunların başında Ahıskalılardan sürgün belgesi, doğum belgesi ve sağlık belgesi gibi belgeler istenmesidir.67 yıl önce verilen sürgün belgesini kaç kişinin muhafaza edebildiği, doğum yeri belgesi istenerek başvurunun zorlaştırılabileceği, sağlıklı olmaması halinde kabul edilmeme durumu gibi konular aydınlığa kavuşturulmamıştır.
Yasadaki önemli bir belirsizlikte, vatanlarına dönenlerin nerelere yerleştirileceğidir. Eski köy veya kasabalarındaki kendi evlerine mi, yoksa farklı bir yere mi? Gürcistan içerisinde dağıtılacaklar mı, yoksa bir merkezde mi toplanacaklar belli değil.
Sürgüne gönderilen Ahıskalılardan Kazakistan ve Azerbaycan’da yaşayanların düzenlerinin yerinde olması nedeniyle geri dönüş oranlarının düşük olacağı tahmin edilmektedir. Ancak Krasnador’da yaşayanların tamamına yakınının dönme ihtimali ve eğilimi vardır.
Akla şöyle bir soru da gelmektedir. Acaba ABD Krasnador’daki dönüşlerin Gürcistan’da Türk nüfusunu artırmasından endişe ettiğinden midir, sadece burada yaşayanları Amerika’ya taşımaktadır.
Ahıska bizim dinmeyen sızımız, yüreğimizde hasretimiz ve zalimin zulmüne uğramış mazlum vatanımızdır. 22 Kasım 1944 yılında yapılan zulmün bu yıl 67.yıldönümüdür. Türk Milleti, AHISKA’YI UNUTMA, UNUTTURMA, AFFETME.