Bu makale, Yeşil Pasaport sahibi kıdemli bir devlet memurunun Katar seyahati sırasında yaşadığı beklenmedik bir bürokratik engeli ve buna bağlı kişisel eleştirilerini konu almaktadır. Yazar, vizesiz geçiş hakkı ve özel statüsüne rağmen, Katar makamlarının Türk vatandaşlarından dönüş bileti talep etmesini şaşkınlıkla karşıladığını ifade etmektedir. Bu durumun temel nedeninin, çok sayıda yabancı uyruklu kişiye Türk vatandaşlığı verilmesiyle azalan uluslararası itibar ve güven kaybı olduğunu savunmaktadır. Metin boyunca yazar, kontrolsüz pasaport dağıtımının Türkiye’nin saygınlığına zarar verdiğini vurgulayarak yetkilileri daha dikkatli olmaya çağırmaktadır. Sonuç olarak anlatı, kişisel bir mağduriyet üzerinden ülkenin pasaport politikalarına ve dış dünyadaki imajına yönelik bir sitem niteliği taşımaktadır.
Ben birinci sınıf devlet memuruyum.
Devletimin verdiği “Yeşil Pasaport” sahibiyim.
Umuyordum ki, yurt dışı seyahatlerimde bana, bazı ayrıcalıklar tanısın.
14 Aralık günü Qatar’a eşimle birlikte bir seyahat edecektik. Qatar’a uçuş biletlerimiz oradan alınmıştı.
Aynı gün saat:11.15’te Esenboğa Havaalanına geldik. Uçağımız Saat: 13.00’da uçacaktı.
Bilet kontrolünden geçtik. Girişe geldik. İlgili memur, “Beyefendi sizi uçağa geçiremeyeceğim. Zira dönüş biletleriniz yok” demesin mi?
Ben “bey oğlum biz Yeşil Pasaport sahibi, birinci sınıf devlet memuruyuz, bir yanlışlık olmasın” dedim ve ilave ettim, “bey oğlum ben daha önce de gitmiştim böyle bir şart yoktu” dedim. Yanıtı “ben bana verilen emri uyguluyorum amca” dedi. Sonuçta o da verilen emri yerine getiriyordu.
Öyle ya! Ben devletimin verdiği “Yeşil Pasaport” sahibi, birinci sınıf devlet memuru idim.
Belli ayrıcalığım var biliyordum.
Meğer yokmuş.
Konya kadar olmayan Qatar bile Türkiye’den gideceklerden dönüş garantili, Qatar’a giriş izni veriyordu.
Oysa biz sınırlarımızı açmış, her önüne geleni elini kolunu sallayarak ülkemize gardaş, muhacir algısı ve söylemiyle almıyor muyduk?
Oğlum Tolga devreye girdi. Hemen bize THY’ından dönüş bileti tedarik etti.
Böylece sorun çözülmüş ve uçağa biniş salonuna geçtik.

Bunun nedenini merak ettim.
Sizde merak etmez miydiniz?
Dünya lideri bir Cumhurbaşkanımız, ülkenin başında değil miydi?
Araplar da bizim din gardaşımız değil miydi?
Neden küçücük bir Qatar, Türkiye’den geleceklerin geri dönüşlerine güvenmeyip, işi sağlama alarak; geri dönüş garantisi aldıktan sonra, giriş izni veriyordu?
Bunun bir nedeni olmalıydı.
Nedenini Qatar’a varınca öğrendim.
Qatar, Türk Pasaportu taşıyan Suriyelilerin fazlaca girişine maruz kalmış.
Bu Türk Pasaportlu Suriyelilerden de oldukça rahatsızmış.
İşte gerçek neden bu imiş.
Biz kimiz ve neyiz?
Biz Hz. İsa mıyız ki her kese Türk pasaportu veriyoruz da ülkemizin uluslararası alanda güvenirliliğini ve itibarını zedeliyoruz?
Bana göre bu bir itibar meselesidir.
Şimdi daha iyi anladım Batılıların, Türk öğrenci ve iş adamlarına bile vize vermekte neden kılı kırk yardıklarını, ipe un serdiklerini.
Bu nedenle, Türk yetkililere önerimdir. Ülkemizin saygınlığını göz önüne alarak, pasaport verme işinde daha dikkatli ve özenli olunuz.
Esen kalınız.