Bu makale, Azerbaycan kültürü ve tarihinde bozkurtun üstlendiği derin ve çok yönlü anlamları kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Metin, bu figürün kadim Türk topluluklarından miras kalan koruyucu bir ruh ve kutsal bir rehber olma özelliğini vurgulamaktadır. Bozkurt, halk edebiyatından şamanik inanışlara kadar geniş bir alanda cesaret ve soyluluğun timsali olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarihsel süreçte sadece sanatsal bir motif olmakla kalmamış, aynı zamanda bağımsızlık mücadelelerinde ve siyasi kimlik inşasında bir direniş sembolüne dönüşmüştür. Günümüzde ise bu simge, Türk kimliğini ve özellikle Karabağ ile özdeşleşen toplumsal dayanışma ruhunu temsil etmeye devam etmektedir.
Azerbaycan’da bozkurt sembolü, bölgeye yerleşen Oğuz, Kıpçak ve eski Hun–Sabar topluluklarının kutsal kurt tasavvurundan doğmuş; bu topluluklarda kurt hem koruyucu bir ruh hem de yol gösterici bir güç olarak kabul edilmiştir. Oğuz Kağan’a rehberlik eden mavi kurt anlatısı da bu inancın en temel dayanaklarından biri olarak kuşaktan kuşağa aktarılmıştır.
Zaman içinde bu inanç, Azerbaycan masallarına ve halk kültürüne yerleşmiş; “Gök Börü” ve “Boz Kurt” adlarıyla kahramanlara yön veren, onlara yol açan kutsal bir figür hâline gelmiştir. Dağlık bölgelerde bugün bile “Börü görünürse yol açılar” sözü, eski inançların halk hafızasında yaşadığını gösterir. Kurt, Azerbaycan Türkleri arasında yiğitlik, cesaret ve soylulukla özdeşleşmiş; Karabağ, Zengezur, Gence, Şeki, Zakatala ve Göygöl çevresinde yüzyıllar boyunca damgalarda, halk sanatında ve çeşitli tılsımlarda kendine yer bulmuştur.

Şamanik öğelerin izleri bu bölgelerde uzun süre etkisini korumuş; kurt uluması bir işaret olarak kabul edilmiş, kurt dişi kötü ruhlardan ve nazardan koruyan bir tılsım sayılmıştır. Dede Korkut anlatılarında ve Azerbaycan destanlarında bozkurt, Oğuz birliğinin ve ruhunun simgesi olarak öne çıkar; Oğuz Kağan’a yol gösteren mavi kurt motifi ise Karabağ ve Göyçe yöresinin sözlü geleneğinde yaşamayı sürdürmüştür.
Tarih boyunca bozkurt yalnızca kültürel bir sembol olarak değil, askerî ve siyasi mücadelelerde de kimlik göstergesi olarak kullanılmıştır. 1918’de Kafkas İslam Ordusu döneminden Karabağ savaşlarına kadar pek çok gönüllü birlik bozkurtu sembol edinmiş; 1988–1990 yıllarında Sovyet baskısına karşı Bakü’de bozkurt heykelinin meydanlara taşınması, azadlık iradesinin güçlü bir ifadesi olmuştur.
Bugün bozkurt, Azerbaycan’da Türk kimliğini, bağımsızlık idealini, dayanışmayı ve özellikle Karabağ’ın direniş ruhunu hatırlatan, toplumsal hafızada derin bir yere sahip güçlü bir kültürel sembol olarak varlığını sürdürmektedir.