Tanımadan sevemeyiz. Sevmek, karşımızdakinin neyi düşlediğini, neden korktuğunu anlamak için emek vermektir. Fromm’un yaklaşımıyla sevgi, yalnızca bir gönül işi değil; sabırla, dikkatle, sorumlulukla inşa edilen bir insanlık sanatıdır. Geçmişe değil, birlikte kurulacak bir yarına uzanır.
“Sevgi gözde değil, gönülde başlar; gönülde büyürse ömür boyu sürer.” (Türk atasözü)
Sevgi çoğu kez yanlış yerde aranır: Geçmişte. Oysa gerçek sevgi, yarına duyulan umut ve güvenle filiz verir.
Erich Fromm’un Sevme Sanatı yapıtı, sevgiyi duygudan öte bir beceri, bir içsel ustalık olarak tanımlar. Bu ustalığın dört temel taşı vardır:
- Özen
Sevgi, ilgisizlikle değil, dikkatle başlar. Sevdiklerimizin yalnızca yanında değil, içlerinde yer almaktır özen.
- Sorumluluk
Gerçek sevgi, bir yük değil; içten bir eşliktir. Karşımızdakinin yaşamını paylaşmak, onunla birlikte yürümeyi seçmektir.
- Saygı
Sevdiğimizi değiştirmeye çalışmadan, onu olduğu gibi kabul etmek… Saygı, sevginin en sessiz ama en derin yankısıdır.
- Bilgi
Tanımadan sevemeyiz. Sevmek, karşımızdakinin neyi düşlediğini, neden korktuğunu anlamak için emek vermektir.
Fromm’un yaklaşımıyla sevgi, yalnızca bir gönül işi değil; sabırla, dikkatle, sorumlulukla inşa edilen bir insanlık sanatıdır.
Geçmişe değil, birlikte kurulacak bir yarına uzanır.