Atsız Burucu’nun “Aşık Oldum” başlıklı yazısı, belirsizliğe ve mantık dışı duygulara kapılmanın karmaşık doğasını inceler. Yazar, belirli bir kişi veya nesneye değil, aşkın yarattığı kaosa ve paradokslara âşık olduğunu ifade eder. Metin, duygusal çelişkileri, özlemi ve ulaşılmaz olanın çekiciliğini vurgulayarak, ilişkinin getirdiği kişisel eksilmeyi ve içsel boşluğu ele alır. Şiir, aşkın rasyonel sınırları aşan, gizemli ve dönüştürücü gücünü lirik bir dille ortaya koyar.
5N 1K olmaksızın âşık oldum.
Bir belirsize, iki siyah göze âşık oldum.
Düşünmediğime, ilkelerimin dışına âşık oldum.
Kullanılmış bir kâğıt peçete olma olasılığıma âşık oldum.
Sabah, öğle, akşam… Her biri başka bir başkalığa âşık oldum.
Sessiz ve gizemli, çözemediklerime âşık oldum.
Merhamet mi, kızgınlık mı? Bilemediğime âşık oldum.
Söz verip tutmayan, ama yine de güvendiğime âşık oldum.
Tekne mi, yat mı? Türünü bilemediğime âşık oldum.
Göze kaçan bir çapak öpmeye davet mi? Kırmızı dudağa âşık oldum.
Daha güzeli, daha doğrusu varken; ona değil, buna âşık oldum.
Aklımdan atamadım, aptallığıma âşık oldum.
Bir iki tekne gezisi, bir iki lokanta… Yoksulluğuma âşık oldum.
Uykum kaçtı, midem ağrıdı… Hastalık hastalığına âşık oldum.
Ata mı binsem unuturum, motora mı? Unutamadığıma âşık oldum.
Bizim mahalle mi, Boğaz mı gitsem? Gidemediğime âşık oldum.
Boğaz’da bir salaş, mahallede bir ünlü meyhane…
Hangisi sarhoş etti? Ayılamadığıma âşık oldum.
Olmayacak duaya “âmin” dedim… İsyanıma âşık oldum.
Ve sonra…
Kapanmayan bir parantez gibi içimde kaldı.
Çalınmamış bir kapı, ama hep aralıktı.
Bir bakışta anlatamadığım yıllara âşık oldum.
Sesini duymadım, ama suskunluğuna âşık oldum.
Varlığına değil, yokluğunun yankısına tutuldum.
Kendimi geç kaldığım bir mektubun zarfında buldum.
Ne gidebildim, ne kalabildim — arada kaldığıma âşık oldum.
Kalbimde yer ayırdım, oturmadığı koltuğa âşık oldum.
Çıkmayacağını bildiğim yolu bekledim… Beklediğime âşık oldum.
Ve en çok da, o aşkla eksildiğime âşık oldum.