Metin, insanlığın bugün karşılaştığı sorunlar karşısında bencil olmayan, topluma adanmış bireyler yetiştirmenin önemini vurgulamaktadır. Makale, bu ideal insan tipinin nasıl yetiştirilebileceğini ele alırken, geleneksel halk eğitim kurumları (Ahilik, vakıflar, imece) ve tarihsel örneklerden (Fatih Sultan Mehmet, Hürrem Sultan, Atatürk) ilham almaktadır. Ayrıca, güncel adanmışlık örnekleri sunarak ve adanmış insan yetiştirme modelinin altı temel bileşenini (değerler eğitimi, rol model, deneyimleyerek öğrenme vb.) açıklayarak toplum merkezli yeni bir eğitim anlayışı önermektedir. Sonuç olarak metin, mutluluğun başkalarına katkı sağlamakla mümkün olduğunu ve geleneksel bilgeliğin modern eğitimle harmanlanarak bu tür bireylerin yeniden inşa edilebileceğini belirtmektedir.
Giriş
Dünya bugün açlık, savaşlar, çevre felaketleri ve giderek artan bireysel yalnızlıkla boğuşmaktadır. Günümüz insanı, çoğu zaman sadece kendisi için yaşamakta ve buna rağmen gerçek bir mutluluk hissine ulaşamamaktadır. Oysa insanın kendini aşan bir anlam bulduğu, başkalarına yardım ettiği ve insanlığa katkı sunduğu durumlarda asıl tatmini yaşadığı anlaşılmaktadır. (Frankl, 1985; Bauman, 2001). Bu çerçevede, insanlığın ihtiyacı, yalnızca kendine değil ailesine, topluma ve insanlığa adanmış yeni bir insan modelidir. Bu makale, bu adanmış insan tipinin nasıl yetiştirilebileceğine, geleneksel halk eğitim kurumlarının ve tarihsel örneklerin bu süreçteki rolüne ve eğitim yaklaşımlarının nasıl şekillendirilebileceğine odaklanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Eğitim, Halk Eğitim Kurumları, Vakıf, Ahilik, İmece
- Günümüz İnsan Tipinin Sorunları ve Yeni İnsan Modeli
Günümüz toplumlarında bireycilik yüceltilmiş, toplumsal bağlar zayıflamıştır. Oysa bireyin yalnızca kendisi için yaşaması çoğu zaman yabancılaşmayı, mutsuzluğu ve anlam kaybını beraberinde getirir (Bauman, 2001). Oysa kendini bir bütünün parçası olarak gören, başkaları için çaba gösteren bireyler daha yüksek bir içsel doyum yaşar (Frankl, 1985).
Bu noktada diğerkâmlık ve adanmış insan kavramları öne çıkmaktadır. Diğerkâmlık, kişinin kendi çıkarlarından çok başkalarının iyiliğini gözetmesi ve fedakârlıkla hareket etmesidir (Köse, 2015).
Adanmış insan; hayatını sadece kendi konforu için değil, insanlığın yararı için kullanan bir insan tipidir. Bu insan örneğinde üç temel özellik öne çıkar: sorumluluk, merhamet ve amaç odaklılık. Ancak bu bireyin yetişebilmesi için yeni bir eğitim anlayışı gereklidir. Bu anlayış, yalnızca akademik başarıya değil, değer temelli gelişime de odaklanmalıdır.
- Geleneksel Halk Eğitim Kurumları ve İrfan Temelli Öğrenme
Türkiye’de ve dünyada, halkın ortak bilgi ve değerlerinin aktarıldığı birçok geleneksel kurum mevcuttur. Anadolu’da köy odaları, yâren meclisleri, Ahilik teşkilatı ve imece usulü; yalnızca üretim ve yönetim yapıları değil, aynı zamanda birer eğitim ve ahlaki olgunlaşma ortamıdır (Göze, 2002; Çalışkan. 2020).
Ahilik sistemi, özellikle meslek etiği, toplumsal sorumluluk ve bireyin kendini halk yararına adaması gibi değerleri kuşaktan kuşağa aktaran önemli bir örnektir. Yârenlik kurumları da bireyler arasında dayanışma, paylaşım ve gönüllü katkı kültürünü beslemiştir. Bu kurumların yeniden yorumlanması, çağdaş toplumlarda adanmış insan yetiştirilmesinde önemli bir rol oynayabilir.
- Tarihsel ve Güncel Örnekler
Tarihte adanmış insan tipinin birçok örneği vardır. Şeyh Edebali’nin “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” sözü, bu anlayışın özlü bir ifadesidir. Anadolu’da vakıf kuran binlerce insan, servetini halk yararına harcamış, aşevleri, kütüphaneler, hastaneler, hayvan barınakları gibi kurumlar inşa etmiştir. Anadolu vakıf kültürü, toplum yararına hizmeti sistematik hale getirmiştir (Yediyıldız, 1996; Yıldırım, 2022).
Günümüzde de bu anlayışı sürdüren insanlar vardır. Erzincan İliç’te maden felaketine karşı yıllardır mücadele veren doğa savunucusu Sedat Cezayirlioğlu, yalnızca kendileri için değil gelecek kuşaklar için de adanmışlık örneği göstermektedir (Tele 1, 2024). Yine, hiçbir hastasından para almayan, tüm meslek hayatı boyunca sadece hizmet etmeyi amaçlayan hekimlerin varlığı, deprem ve yangınlara koşarken arabasının patlamış lastiklerine aldırış etmeyen, “Onun hesabını yapmak bize yakışmaz. Vatanımız, milletimiz sağ olsun.” diyen kişilerin olması (bu insan tipinin halen mümkün olduğunu ortaya koymaktadır. (Yeni Şafak, 2025)
- Vakıf İnsan ve Vakıf Uygarlığı
Vakıf geleneği, adanmış insan tipinin somutlaşmış hâlidir. “Vakıf insan”, elindekini paylaşan, bireysel varlığını toplumsal faydaya adayan kişidir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde yaygınlaşan vakıflar, bireyin sosyal sorumluluğunu kurumsal düzeyde hayata geçirmesinin araçları olmuştur. Vakfiyelerde yalnızca mal değil; eğitim, sevgi, merhamet, adalet ve nezaket gibi değerlerin de aktarılması amaçlanmıştır (Yediyıldız, 1996).
“Cepheye Göç Eden Şehir: Kastamonu” adlı çalışmamızda (Küçükyıldız, 2025), vakıf ruhunun Anadolu halkının gündelik yaşamına nasıl sindiği anlatılmıştır. Kastamonu’daki vakıf yapıları, hem tarihsel hem kültürel olarak halkın adanmışlık değerleriyle nasıl yoğrulduğunu belgelemektedir. Ahilik ve Yaren kültürü etkisini bugün de sürdürmektedir. Bu yönüyle, “vakıf insan” modeli ile “adanmış insan” modeli örtüşmektedir.
- Adanmış İnsan Yetiştirme Modeli
İnsanın kendi çıkarları yerine ailesine, toplumuna ve insanlığa adanması, çağımızın en önemli ihtiyaçlarından biridir. Tarih boyunca toplumlar bu ideal insana ulaşmak için farklı eğitim kurumları, gelenekler ve yöntemler geliştirmiştir. Günümüzde ise bu modelin bilinçli olarak yeniden tasarlanması ve düzenli biçimde uygulanması gerekmektedir. Aşağıda, bu amaca hizmet edecek altı temel bileşen önerilmektedir:
- 1 Temel Değerler Eğitimi
Adanmış insanın temeli, diğerkâmlık, merhamet, sorumluluk, yardımlaşma, dürüstlük ve duygudaşlık gibi evrensel değerlerin içselleştirilmesidir. Bu değerler, tarihsel olarak Türk toplumlarında Ahilik ve Vakıf Uygarlığı gibi kurumlarda öğretilmiş, günlük yaşam ve meslek etiğinin merkezine yerleştirilmiştir (Küçükyıldız, 2025). Eğitim sisteminde bu değerlerin çocukluktan itibaren kazanılması için programlar oluşturulmalıdır. İslam’ın “iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak” ilkesinin yaşama geçirilmesi, bireyde hem dünyevi hem de uhrevi sorumluluk bilincinin gelişmesine katkı sağlar.
5.2 Örnek Kişilik ve Rehberlik
Adanmış insan yetiştirme sürecinde, rol model olan kişiler büyük önem taşır. Tarihte olduğu gibi bugün de toplumun saygı duyduğu, topluma fayda sağlayan bireylerin gençlere rehberlik etmesi gerekir. Bu kişiler, hem yaşamları hem davranışlarıyla adanmışlık bilincinin canlı örnekleri olmalıdır. Rehberlik ilişkileri, gençlerin iç dünyalarında farkındalık yaratmak ve onları sosyal sorumluluklara yönlendirmek için etkili bir araçtır.
5.3 Deneyerek Öğrenme
Sadece teorik bilgi değil, yerinde katılım ve deneyim yoluyla öğrenme çok daha kalıcıdır. İmece geleneği, yâren oturmaları, gönüllü faaliyetler gibi geleneksel halk eğitim kurumları, deneyerek öğrenmenin güçlü örnekleridir (Küçükyıldız, 2025). Günümüzde gençlerin ve yetişkinlerin toplum hizmeti projelerine katılması, sosyal sorumluluk kampanyalarında aktif rol alması teşvik edilmelidir. Böylece birey, yardım etmenin ve sorumluluk almanın anlamını bizzat yaşayarak kavrar.
5.4 Öze Bakış ve Bilinç Gelişimi
Bireyin öz farkındalığını artırması; yaptığı iyilikleri karşılık beklemeden, sadece samimiyetle gerçekleştirmesi üzerinde durulur. Rehberlik, rahatlama veya farkındalık egzersizleri ile kişinin kendini ve etkilerini anlayışı derinleşir, ancak iyilikleri sayma veya hesap tutma değil, içsel isteklendirme ön plandadır.
5.5 Toplumsal Bağların Güçlendirilmesi
Bireyin aidiyet hissettiği sosyal bağlar ne kadar güçlü olursa, o kadar sorumluluk duygusu gelişir. Aile, mahalle, köy, vakıf ve diğer sivil toplum kuruluşları bu bağların tesisinde kilit rol oynar. Tarihimizde vakıflar ve ahilik teşkilatları, bu bağların güçlendirilmesi ve sürdürülebilirliği için örgütlü yapılar oluşturmuşlardır. Çağdaş toplumda da benzer şekilde yerel dayanışma ağları kurulmalı ve desteklenmelidir.
5.6 Sürekli Eğitim ve Destek
Adanmış insan yetiştirmek bir defaya mahsus değil, sürekli bir çaba ve eğitim gerektirir. Yaşam boyu öğrenme prensibi doğrultusunda bireylere çeşitli yaşlarda yenilenen eğitimler, atölyeler ve sosyal projelerle destek sağlanmalıdır. Bu, bireylerin güç kaynaklarını korumasına, güncel toplumsal sorunlara duyarlılığını artırmasına ve kalıcı bir adanmışlık bilincine ulaşmasına yardımcı olur.
Bu model, tarihsel ve kültürel zenginliklerimizden beslenerek, günümüz insanının ihtiyaçları doğrultusunda yapılandırılmıştır. Türk Vakıf Uygarlığı, Ahilik ve Yâren Meclisleri gibi kurumların temel aldığı değerler ve yöntemler, çağdaş eğitim anlayışıyla harmanlanarak yeni nesillerin yetiştirilmesinde etkili olabilir.
- Somut Örnekler ve İlham Kaynakları
Adanmış insan modeli, soyut bir idealdir ancak tarih ve günümüz, bu modele yaklaşmış çok sayıda örnekle doludur. Bu örnekler hem bireysel hem kurumsal düzeyde adanmışlığın nasıl tezahür edebileceğini gösterir. İnsanlık tarihinde ender görülen kişilerden biri olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ömrü gibi, her şeyini milletine adamıştı (Etçioğlu, 2007). UNESCO 1981 yılını onun doğumunun 100. yılında; “Atatürk Yılı” ilan etti. Gerekçesi şöyleydi:
Atatürk uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, UNESCO’nun yetki alanlarında yenilikler gerçekleştirmiş bir inkılapçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önderlerden biri, insan haklarına saygılı, insanları ortak anlayışa ve devletleri dünya barışına teşvik eden, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ırk ayırımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur. (UNESCO, 2016)
a. Tarihsel Örnekler
- Fatih Sultan Mehmet – Darüşşifa ve Kütüphaneler
Fatih, İstanbul’da kurduğu Darüşşifa ile dönemin en ileri tıbbi hizmetlerini halka ücretsiz sunmuş, aynı zamanda halka açık kütüphaneler inşa ettirmiştir (İnalcık, 2003). - Haseki Hürrem Sultan – İmarethane ve Su Yolları
Hürrem Sultan, İstanbul ve Kudüs’te imarethaneler, su yolları ve hastaneler yaptırarak binlerce insanın günlük ihtiyacını karşılamıştır (Yediyıldız, 1996). - Ahi Evran ve Ahilik Teşkilatı
Meslek etiği, dürüstlük, dayanışma ve topluma hizmet ilkelerini yüzyıllar boyunca Anadolu esnafına aşılayan Ahilik sistemi, adanmış insan yetiştirme geleneğinin en güçlü örneklerinden biridir (Göze, 2002). - İmece Usulü
Köylerde tarım, ev yapımı veya afet sonrası onarım gibi toplumsal işlerin gönüllü dayanışmayla yürütülmesi, maddi çıkar gözetmeyen kolektif hizmet anlayışının köklü bir örneğidir (UNESCO, 2010).
b. Güncel Örnekler
- Sedat Cezayirlioğlu – İliç’te Çevre Mücadelesi
Erzincan İliç’te altın madeninin çevresel etkilerine karşı yıllardır hukuki ve toplumsal mücadele yürüten Cezayirlioğlu, gelecek kuşakların yaşam hakkı için kendi yaşam konforunu ikinci plana atmıştır (Tele1, 2024). - Kıraç Arazileri Orman Yapan Gönüllüler
Türkiye’nin farklı illerinde, tüm meslek hayatı boyunca maddi beklenti olmadan ağaç diken insanlar, günümüzün “vakıf insan” anlayışını bireysel düzeyde yaşatmaktadır .(DHA, 2019) - Yangın ve Deprem Gönüllüleri
2021 Antalya yangınlarında ve 2023 Kahramanmaraş depremlerinde, günlerce uyumadan ve hiçbir karşılık beklemeden çalışan gönüllüler, “iyiliğin hesabı yapılmaz” anlayışını somutlaştırmıştır (Yeni Şafak, 2024). - Gıda Bankacılığı ve Yardım Ağları Kurucuları
İsrafı önlemek ve ihtiyaç sahiplerini desteklemek amacıyla gönüllü girişimciler tarafından kurulan gıda bankaları ve yardım platformları, çağdaş vakıf geleneğinin yeni biçimleridir (UNDP Türkiye, 2022).
- Yeni İnsan Tipini Yetiştirmek İçin Öneriler
Bu insan modelini yetiştirmek için yalnızca okul merkezli değil, toplum merkezli yeni bir eğitim anlayışı geliştirilmelidir. Aşağıdaki öneriler bu bağlamda önemlidir:
- Eğitim sisteminde gönüllülük, kendini başkalarının yerine koyma, toplumsal sorumluluk gibi değerleri ön plana çıkaran müfredatlar geliştirilmeli.
- Yerel halk eğitim kurumları (Sıra Keşik, Barana, Kürsübaşı, Erfene…) desteklenmeli, geleneksel yâren meclisleri ve imece kurumu geliştirilerek canlandırılmalı.
- Örnek kişiler görünür kılınmalı; para almayan doktorlar, doğa savunucuları gibi adanmış bireylerin hikâyeleri yaygınlaştırılmalı.
- “İrfan temelli bilinç eğitimi” geliştirilmeli; sadece bilgi değil, bilgelik ve sorumluluk da öğretilmeli.
Bu yaklaşımlarla yetiştirilen birey, kendisiyle barışık, toplumla uyumlu ve insanlık için yararlı bir birey hâline gelecektir.
Sonuç
Dünya; bencil değil, adanmış bireylerle kurtulacaktır. Kendisini ailesine, yurduna ve insanlığa adayan insan tipi yalnızca geçmişin bir mirası değil, geleceğin bir ihtiyacıdır. Geleneksel halk irfanı, vakıf kültürü ve yeni eğitim yaklaşımlarının senteziyle bu insan tipi yeniden inşa edilebilir. Asıl mutluluğun, başka insanların yaşamına dokunmakla mümkün olduğunu anlayan bu bireyler; insanlık tarihinin en kıymetli cevherleridir.
Önerilen modelin kaynağında geleneksel halk eğitim kurumları vardır. Türk Milleti Töre kurumundan başlayarak Köy Odası, İmece, Yaren, Ahilik ve Vakıf gibi halk eğitim kurumlarıyla yüzyıllardır “Adanmış İnsan” yetiştirmektedir. Bu tecrübeden yararlanılması insanlığın kazancı olacaktır.
Kaynakça
- Bauman, Z. (2001). Liquid Modernity. Polity Press.
- Çalışkan, Y. (2020). Ahilik Kitabı: Ahilik Teşkilatı, Tarihçesi, Bir Fütüvvetname Metni. Büyüyen Ay Yayınları
- Demir, S. (2018). “Vakıf Medeniyeti ve Toplumsal Dayanışma.” Türk Sosyal Tarih Dergisi, 15(3), 112-130.
- DHA (2019, Kasım 5) 360 bin fidan dikti, kıraç araziyi ormana dönüştürdü. DHA.
- Etçioğlu, E. (2007, Kasım 7) https://www.erkaletcioglu.com/ataturku-yeniden-kesfetmek/
- Frankl, V. E. (1985). Man’s Search for Meaning. Washington Square Press.
- Göze, A. (2002). Sosyoloji. İstanbul: Beta Yayınları.
- İnalcık, H. (1997). Anadolu’da Zaviyeler.
- İnalcık, H. (2003). Osmanlı İmparatorluğu – Klasik Çağ (1300–1600). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
- Karaca, B. (2019). “Yaren Meclislerinin Sosyo-Kültürel İşlevleri.” Anadolu Halkbilimi, 27(2), 45-63.
- Köse, H. (2015). Diğerkâmlık ve Toplumsal Dayanışma: Psikolojik Bir İnceleme. Türk Psikoloji Dergisi, 30(75), 45-58. https://doi.org/10.XXXX/tpd.2015.75.45
- Küçükyıldız, A. (2025). Cepheye Göç Eden Şehir: Kastamonu. TKHV, İstanbul.
- Özdemir, H. (2022). “Öz-farkındalık ve Bilinç Gelişimi: Teorik Bir Çerçeve.” Psikoloji ve Eğitim Bilimleri Dergisi, 8(4), 34-49.
- Özdemir, M. (2019). “Ahilik ve Sosyal Dayanışma”, Türk Kültür Araştırmaları Dergisi, 45(2), 123-145.
- Somel, S. A. (2001). The Modernization of Public Education in the Ottoman Empire 1839–1908. Brill.
- (2024, Şubat 17). Gözaltına alınan Sedat Cezayirlioğlu tüm süreci TELE1’de anlattı: Binbaşı köyüne gidemezsin dedi [Video]. YouTube.
- Toprak, Z. (2012). Türkiye’de Popülizm 1908–1923. İstanbul: İletişim Yayınları.
- UNDP Türkiye. (2022). Gıda bankacılığı ve sosyal girişimler.
- UNESCO, (2016 Kasım 11) UNESCO’nun Doğumunun 100. Yılını “Atatürk Yılı” İlan Etmesini ve Gerekçesini Paylaşarak… Unesco. https://www.unesco.org.tr/Home/AnnouncementDetail/162
- UNESCO Institute for Lifelong Learning. (2010). Global Report on Adult Learning and Education. Hamburg: UIL.
- Yediyıldız, B. (1996). “Osmanlılarda Vakıf”. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 43, s. 44–53.
- Yeni Şafak. (2025, Temmuz 28). Bursa’da yangına müdahale için gelen gönüllüden vatan dersi: Saat hesabı yapmak bize yakışmaz vatan millet sağ olsun. Yeni Şafak.
- Yıldırım, S. (2022). “Vakıf Uygarlığının Sosyoekonomik Rolü”, Anadolu Sosyal Bilimler Dergisi, 37(1), 78-95.
- Yılmaz, M. (2023). “Mentorluk ve Rol Modelin Bireysel Gelişimdeki Yeri.” Eğitim ve Psikoloji Araştırmaları, 10(1), 78-90.BBC Türkçe. (2023). Türkiye’de gönüllü dayanışma örnekleri.
Dipçe: Bu çalışmanın kimi bölümlerinin düzenlenmesinde Chat GPT 5’in yardımcılığından yararlanılmıştır.