Basında yer alan haberlere göre İç İşleri(!) Bakanı Süleyman soylu;
“Biz kendimiz yapmıyoruz. Bize yaptıran Allah’tır” demiş…
İslam inancına göre Şeytan Allah’a isyan etti. Adem’e secde etmedi. Kıyamete kadar lanetlendi ama insanları yoldan çıkartmak için de ruhsat aldı. Lanetlenmesinin nedeni: Secde etmediği için kovulunca; “Sen yaptırdın. Senin yazdığın kaderden be mi sorumluyum?” deyip nefsini temize çıkarmasıdır.
Hz. Adem de cennette yasak elmayı yedi ama o bu hatayı nefsine yükledi. Tanrı’dan af diledi. Af dileği kabul edildi. Adem(insan sıfatıyla) dünyaya gönderildi.
Bunların din-iman dillerinden düşürmüyor ya? Mademki Müslümanız diyorlar. O zaman hatırlatalım. Soylu’nun savunması tamamı ile şeytanın savunmasıyla aynıdır.
Şeytan şimdi Tanrı’ya;
“Ben bir defa isyan edip suçumu sana yıktım. Lanetlendim. Bunlar her gün benim yaptığımın 10 katını yapıyor. Şimdi gerçek şeytan kim?” diye soruyor olabilir?…
*** *** ***
Sosyolog ve psikologların yorumlaması gereken bu açıklamayı duyunca aklıma bir kıssa geldi:
Köyün birinde köylünün biri elma bahçesine gitmiş. Bakmış ki tanımadığı bir adam elmalarını topluyor. Bağırmış;
“-Ne yapıyorsun sen? Utanmıyor musun başkasının elmalarını toplamaya?
Elmaları çalan adam gayet rahat bir şekilde bahçe sahibine;
“Allah’ın adamı Allah’ın bahçesine girip Allah’ın elmalarını topluyor.” Demiş.
Elmaların sahibi eline bir kızılcık sopası almış, üst üste indirmiş hırsızın sırtına. Kızılcık sopasını sırtına, kafasına yiyen adam can havliyle bağırmış; “ne yapıyorsun be adam?”
Sopalayan bahçe sahibi cevabı yapıştırmış;
“Allah’ın adamı, Allah’ın sopasıyla, Allah’ın bahçesinden Allah’ın elmalarını çalan adamı dövüyor.”
Soylu dua etsin de elinde Allah’ın sopası olan bir Allah’ın adamına çatmasın.
*** *** ***
Bir de tanık olduğum bir hikâye var. Tanıdığım bir ailenin ortaokula giden uyanık bir kızı vardı. Aile de inançlı bir aile. Bunu bilen kız çocuğu ailenin kızdığı bir şey yapınca, “bana Allah yaptırıyor” diyormuş. Anne –baba ses çıkartamıyor. Bir gün evlerine bir aile dostları gelmiş. Çocuk gene aynı bahaneye sığınınca aile dostları yüzüne hafif bir tokat vuruyor. Çocuk donup kalmış. Öğretmen anne şaşkın ama tokadı vuran çocuğa; “Yavrum, ben yapmadım, Allah yaptırdı” deyince, bizim uyanık ufaklık bir daha böyle bir bahaneye sığınamamış.
*** *** ***
Ülke açık hava tımarhanesine döndü. Engizisyon papazları zamanda ışınlanarak bizim ülkemizde yeni bir vücut buldu.
Sağlıklı insanları tımarhaneye kapatın, ne kadar zaman sağlıklı kalabilir.
Denir ki;
Sizin kültür ortalamanız görüştüğünüz en yakın 3 kişinin ortalamasıdır.
Tele-vizyonları ve bu siyasileri o üç kişi yerine koyarsak, ülkenin kültür ortalaması da ortaya çıkıyor.
*** *** ***
Bir devlet bu kadar kolay bu hale getirilebiliyorsa buradan tek bir sonuç ortaya çıkar;
T.C. Devletinin yıkılması için Müesses Nizam anlaşmış demektir. Aklını koruyabilenler konuşacaksa, bu gerçeği konuşmalı, rüzgâra ters yönde yelken açmak yerine, yelkenleri rüzgâra göre şişirip, onların istediği limana değil, kendi istediğimiz limana demirlemek ve oyunu bozmak olmalıdır. Bunu başarmak için de aklı ve cesareti birleştirip güç oluşturmak, akıl ve bilimsel gerçekler üzerinden bir yol haritası çizip, varılmak istenen hedefi planlamak gerekir. Planlanan hedefe varma iradesini ortaya koymak ilk adımdır.
Bizler şifası olmayan hastalığa yakalanmış ölümü bekleyen zavallılar değiliz. Bu gerçeği asla unutmayalım!