Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Vatan ve Hürriyet İçin Dağa Çıkmak

featured

Vatan denince aklımıza; üzerinde yaşadığımız toprak parçası gelir. Ulusların vatanları çokça atalarından kalır. Bir ulusun vatanı olması için o ulusun bağımsız olması gerekir; bağımlıların vatanı olmaz. 

Hürriyet (özgürlük) demek; düşünmek, düşündüğünü dile getirebilmek, istediğin gibi yaşamak demektir. Hürriyetin olmadığı yerlerde kişiler sağlıksız, uluslar geri olur.

Vatan ve özgürlük insanca yaşamanın olmazsa olmazıdır. Vatan ve hürriyeti olmayan kişi ve ulusların hayvanlardan farkı yoktur. Hayvanlar bile bir yeri vatan (yuva, alan) edinirler, hiçbir hayvan vatansız değildir.

 Sağlıklı bir birey, uygar bir ulus olmak için vatan ve özgürlük şarttır.

Bugün Türkiye ve Türk halkı tehdit altındadır. Vatanı vatan yapan ölçüler (tapu, üretim, dil, kültür, ortak kullanım, ortak koruma vs.) bozuluyor. Yabancı diller, yabancı ortaklar Türkiye’yi vatan olmaktan çıkarıyor. Türkiye bizim için bir “yâd el” olmak üzere.

Bu konuda duyarlılık gösterenler, yürütmeyi eleştirenler, özgür düşünüp özgür konuşanlar “sakıncalı kişi” sayılıyorlar. Türkiye zindanlaşıyor.

Olayın kahredici yanı ise kitlelerin vatansız ve hürriyetsiz yaşamaya alışmış, deyim yerinde ise birer koyun sürüsü gibi yaşıyor olmalarıdır. Bu sonuçtan anne babalar, öğretmenler, üniversiteler olarak hepimiz sorumluyuz. Dünya ulusları bilinçlenip güçlenirlerken, bizim vatan ve hürriyet kaybımız yüz karasıdır.

Geçmişte vatan ve hürriyetine en çok düşkün uluslardan birisi bizdik. Biz bugünlere vatan ve hürriyet kahramanlarını örnek alarak, bedeller ödeyerek geldik.

Resneli Niyazi Bey (1873-1913) denem bir vatan ve hürriyet kahramanımız var. Balkanlar elimizden çıkarken, II. Abdülhamit’in baskıcı yönetimi ortalığı kasıp kavururken, Resneli Niyazi Bey hürriyet için dağlara çıkarak isyan etti. Resneli Niyazi ve arkadaşlarının hürriyet mücadelesi II. Abdülhamit’in sonunu getirdi. Mustafa Kemal gibi bir tarih kahramanı bile Niyazi Bey’den ilham aldı. Mustafa Kemal der ki: “Eğer meşrutiyetçiler olmasaydı Cumhuriyet olmazdı. Resneli Niyazi gibilerine çok şey borçluyuz.”

Resneli Niyazi vatan ve hürriyet mücadelesi verirken, dağdan eşine bir mektup yazar. Vatan ve hürriyet sevgisinin en güzel örneklerinden biri olan o mektup bizim için de ilham kaynağıdır. Bakın neler yazıyor: 

 “İki gözüm. Sana pek kıymetli bir yadigârım olmak üzere gönderdiğim şu veda mektubumu gayet soğukkanlılıkla sevine sevine oku. Ve okudukça sevincini ilan et. Sakın ağlama. Hatta hiç sıkılma. Beni Allah’a emanet et, bilakis iftihar et. Sen bahtiyarsın. Zira dünyanın en muhterem bir kadını sen olacaksın. Bunun için gayet serinkanlılıkla oku. Sakın hatırına başka bir şey getirme. Bildiğinden ziyade seni severim. Ve senin ismet ve namusunu düşünerek şu fedakârlığı göze aldım. Şu fani dünyada ölüme mahkûm olan insanların mukaddes vatanımızın uğradığı şu felakete herkes gibi seyirci olarak yaşamayı pek hakir gördüm. Bizi vatan besledi, büyüttü. Vatan olmasa biz de yokuz demektir. Gerçi seni çok severim. Fakat toprak ve vatanımızı dünyada her şeyden ziyade severim. Ne yarar, her bir şey yine onların varlığıyla kaimdir. Bâki ya ölüm ya vatanın kurtuluşu.”

Yunanlılar Batı Anadolu Bölgemizi işgal ettiklerinde Aydınlı Yörük Ali de kızanlarıyla birlikte dağa çıkmış, vatan ve hürriyet için savaşmış ve kazanmıştı.

Vatanımız bağımsız, ulusumuz özgür olacaksa; her birimizde bir sorumluluk duygusu olacak. Korkmayacağız.  Bugünün Ankara’sı işgal yıllarının İstanbul’unu hatırlatıyorsa, yaşadığımız şehir kirlilik, korkaklık ve kölelik kampına dönüşmeye başladıysa, dağda (mertlik, hürriyet) yaşamak da var.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!