Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimci kişiliğiyle kuruldu ve devrim yasalarıyla bugünlere geldik.
Osmanlı yıkılırken para, akıl, düşünce, bilim gibi her alanda bitmişti. Türkiye’nin yaşaması için köklü devrimlere, devrimleri yaşatacak devrimcilere ihtiyaç vardı. Bu noktada Atatürk halka değer verdi, akıl ve bilimden yararlandı; millî, demokratik, laik, sosyal ve modern Türkiye’yi kurdu.
Devrim; köklü değişim demektir. Osmanlı’nın devlet düzeni bozuk, halkı düşünce ve bilime kapalı olduğu için devrimlerin bir anda yapılması, kitlelerin bunu benimsemesi kolay olmadı.
Atatürk’ün kısa yaşamı, Türkiye’nin geri kalmış Asya ve Afrika ülkeleriyle coğrafî-kültürel bağ ve yakınlıklarının bulunması gibi nedenlerle, devrimler düşmansız kalmadı, devrimlerin karşısında hep karşı devrimciler bulundu. Yani biz dün olduğu gibi bugün de karşı devrimcilerin saldırıları altındayız.
Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılan saldırıların (karşı devrimcilerin) önünde “Dindar” maskeli gericiler (SİYASAL İSLAMCILAR) ve “Osmanlıcılar” (SOYSUZLAR) var. Bunun örneklerini her zaman ve yerde olduğu gibi Polatlı-Eskişehir-Afyon üçgenindeki gezimde de gördüm. Üç örnek veriyorum.
Polatlı’daki Tanıtım Merkezi’ne bazı padişahlarla birlikte II Abdülhamit’in kocaman bir heykeli karşın Atatürk’ün çarpıtılmış ufak bir heykeli konmuş. Bu, karşı devrim hareketinin Osmanlıcılık ayağıdır.
Sivrihisar’ın AKP’li belediyesi yayınladığı kitap ve broşürlerde hep Osmanlıcılık yapmış; Millî, Mücadelemizi ve Atatürk’ü gizlemiş. Atatürk, Ankara dışındaki ilk bakanlar kurulu toplantısını Sivrihisar’daki Zaim Ağa Konağı’nda yapıyor. Bu tarihi olay orada geçiştirilmiş, Atatürk ve bakanlarının çalışma yaptığı odanın bitişiğine bir Osmanlı Arması ile Osmanlı tipindeki bir adamın resmi konmuş. Soysuzluk ve gericiliğin ulaştığı ahmaklığa bakın!
Eskişehir’den Afyonkarahisar’a gelirken Kazlığöl Beldesi’ne saptım. 03 Ekim 2022 günü saat 14.30 gibi, evlerine giden 6. ve 7. sınıfta okuyan iki erkek öğrenciyle sohbet ettim. Soru-cevap şeklindeki konuşmamız şöyle:
-Gençler, biz buralarda Kurtuluş Savaşı yaparken başımızda kim vardı?
-(Biri) “Abdülhamit”, diğeri “Atatürk” vardı.
-Abdülhamit nasıl bir padişahtı?
-Büyük bir padişahtı. Bütün dünyayı oturduğu yerden idare ederdi.
-Siz padişahçısınız öyle mi?
-Evet.
-Atatürk nasıldı, Atatürk’ü sever misiniz?
-Ben sevmem.
-Neden?
-Atatürk kız çocuklarının başını açtırdı.
-Size bunalır kim anlattı?
-Sosyal Bilgiler öğretmenimiz.
-Bu öğretmeniniz, erkek mi, bayan mı?
-Bayan.
-Çocuklar iyi günler, derslerinize iyi çalışın.
-İyi günler amca…
KARŞI DEVRİM BAŞARILI OLURMU
Türkiye’de, bu anlattıklarıma benzeyen yüzlerce-binlerce karşı devrim atağı var. Bu atak tutar mı, Türk halkı karşı devrimi ister veya kabullenir mi? Bana göre istemez ve kabullenmez; günün birinde yok eder. Diyelim ki karşı devrim başarılı oldu. Sonra ne olur? İki-üçünü yazayım.
* Sultan Şaban; TBMM, TSK, ANAYASA gibi kurumları hemen kaldırır. Tek adam yönetimi (diktatörlük) başlar.
* Sultanlar Arnavut, Arap, Acem, Alman, Amerikan kız yahut kadınlarıyla evlenmeye başlarlar. Bir tane ile yetinmezler, çok eşli olurlar. Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’ün OSMANLI’DA HAREM kitabına baktım ve saydım; Osman Bey hariç, diğer 32 Osmanlı padişahlarının toplam 235 karısı (Kadın Efendi, Zevce, İkbal vb.) var. Yani bizim kadınlarımız çok kumalı olur, çocuklarımız boğulurlar.
* Teknik Üniversitelerimiz, Fen Fakültelerimiz kapatılırlar; Türkçe, matematik, fizik, kimya gibi derseler kaldırılır, fıkıh tasavvuf gibi dersler (medreseler) gelir.
* SULTAN’IN SARAYLARI çoğalır. Sultan Şaban ve çevresini beslemek için ÖŞÜR vergisi geri gelir. Herkes REAYA (sürü) muamelesi görür.
* SULTAN ve sülalesini doyuramazsak; ŞEYH ÜL İSLAM Ali veya Abdullah bir CİHAT FETVASI hazırlar, gençlerimiz “İLAYI KELİMETULLAH için ölürler ama üzülmeyiz çünkü “KADER” inancı imdadımıza yetişir, ozanlarımız yeni Yemen türküleri söylerler.
* Sonunda Türkiye ikinci Osmanlı olur, ikinci Sevr ve Mondros Ateşkes Antlaşmalarını imzalar. O anda Sultanımız pılı pırtısını toplar, eşlerini işgalcilerin komutanına emanet eder, bir Amerikan gemisiyle Amerika yahut bir Arap ülkesine sığınır.
Bunları laf olsun diye yazmıyorum. Türkiye’de KARŞI DEVRİM başarılı olursa bunlar olur. Düşüncelerimin kanıtı yıkılan Osmanlı’dır.
Öyle ise KARŞI DEVRİM tehlikesini ciddiye alacağız.
Zaim Ağa Konağı’nda çektiğim bir fotoğrafla yazımı sonlandırıyorum.
Devamı var.