Suriyeli sığınmacılar konusunun siyasi yönü de var. Bazı partiler Suriyelilere sıcak, bazıları soğuk bakıyor. Ben konunun daha çok tarihi, kültürel ve sosyal yönüne değineceğim.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ dedi ki: “Suriyeliler kimlik tehlikesi yaratıyor, göndereceğiz.” Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek buna: “Ümit Özdağ’ı pusturacağız. Ortalıkta dolaşamayacak. Yaptığı iş Amerikan planlarına hizmettir” diye cevap verdi. Pusturmak, ortalıkta dolaştırmamak politikası sakıncalı. Mevcut gücün yanında yer almak yanlış. Asıl konuya gireyim.
1-Suriye iç savaşının başladığı günlerde Suriye’ye gidip gelmiş, Şam’ın büyük meydanında yapılan bir mitingi izlemiştim. Orada görmüştüm; Suriye’nin asıl halkı Beşar Esad’ın yanındaydı, hala öyle. Yurdu terk etmek, oyuna gelmek, otorite boşluğu yaratmak onurlu ve doğru bir iş değil.
2-Suriye’deki iç savaş ve sığınmacılık BOP (Amerika emperyalizmi) projesidir. ABD, Türkiye dâhil Ortadoğu ülkelerinin rejim, harita ve yönetimlerini değiştirmeyi planladı, Türkiye’den bir EŞBAŞKAN buldu. O kişi Suriye’nin iç işlerine karıştı, başka taktikler de uygulandı. Suriye bu hale geldi. Burada Amerikancı kim?
3-Suriye iç savaşı çıkmadan önce Güney ve Güneydoğu’muzdaki illerimizi gezmeye çıkmıştım. AKP iktidarının Reyhanlı’da, Cilvegözü sınır kapısına yakın bir alanı iş makinaları ile düzelttirip çadırlar kurdurttuğunu görmüştüm. Suriye’den otobüs ve taksilerle getirilen insanlara çadırlar gezdiriliyor, kalmak isteyenlerin işlemleri yapılıyor, istemeyenler geriye dönüyorlardı. Bunun anlamı ne?
4-Hatay’ın Anavatan’a katılış sürecini hepimiz biliriz. Atatürk Hatay’ı bin bir plan ve emekle Türkiye’ye kattı. Reyhanlı’dan Kilis’e giderken yol üstünde “Türkistan” köyü diye güzel bir köy görmüştüm. Merakımdan köye sapmış, Atatürk’ün o günkü şartlarda, bölgeye, başka yerlerden Türk nüfusu kaydırarak Hatay’ın vatan olmasını sağladığını öğrenmiştim. Hatay, Kilis, Gaziantep gibi yurt parçalarındaki nüfus dengesinin bozularak ileride aleyhimize gelişebileceğini unutmayalım.
5-Sığınmacı Suriyelilerin ABD emellerine hizmet ettiklerini belirtelim. Esat bu kişilere yıllardır seslenmedi de bir anda mı bunlara bomba kurşun yağdırdı? Oyuna geldiler, gafil avlandılar. Göçmen Suriyeliler gitsinler, devletlerinden özür dilesinler, alsınlar ellerine silahı, Suriye Ordusu ile birlikte düşmana karşı savaşsınlar. Makul olan bu. Böylesi bir durumda, sanırım Esat onları öldürmez, kucaklar.
6-Suriyeli tüm sığınmacılar için demiyorum ama biz dünden bugüne kadar Suriyeliler yüzünden değişik kayıplara uğradık, uğramaktayız. Dikkat edin; dilimiz, kültürümüz, aile yapımız, tüketim ve zevkimiz gibi değişik alanlarda erozyona uğruyoruz. Suriyelilerin çok olduğu yerlerde çok evlilikler artıyor, aileler dağılıyor. İş yerlerine astıkları levhalar o mıntıkayı bir Arap muhiti gibi gösteriyor.
7-Semih Vural’ın ATATÜRK MERSİN’DE kitabından okumuştum (s.19), Mustafa Kemal 17 Mart 1923 günü Mersin’i ziyarete geldiğinde Abdurrahman Carudi adındaki bir Halepli Atatürk’e gelir: “Paşam Suriye’yi de kurtarın” der. Atatürk’ün cevabına bakın: “Milletler mukadderatını kendileri tayin ve hürriyetlerini kendileri elde etmeliler”. Evet, Suriyelilere insan olarak yardım edelim de, vatan kaçkını olmasınlar. Biz vatanımız için çok şehit verdik, onlar da versinler.
8-Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas Gürer’in anılarında okumuştum. Mustafa Kemal askerlerimizle birlikte Çanakkale’de savaşırken, Suriyeli bir Arap Yüzbaşı birkaç Suriyeli Teğmeni cephenin en kritik yerlerine yerleştirmede ısrar eder. Sonra anlaşılır ki, Arap Yüzbaşı casustur, idam edilir.
9-Savaş bittikten sonra Atatürk anlatır (Yine Cevat Abbas’ın anıları): “Ben Halep’teki Baron Otel’de İngilizlere karşı savaşırken, kendilerini kurtarmak için çarpıştığım Halepli Araplar bana evlerinin damlarından bomba, silah attılar. Onlara yine kızmadım, yol gösterdim.” İçimizdeki Arap-Müslüman kimlikli bazı kişilerin hain olmadıkları ne malum?
10-AKP’nin iradesine göre: Suriyeliler/yabancılar 250.000 Amerikan Dolarlık ev aldıklarında T.C. vatandaşı oluyorlardı. Bu rakam şimdi 400.000 dolara çıkarıldı. 400.000 dolar ver, T.C. yurttaşı ol. Sen vergi öde, askerlik yap, eşini dul, çocuklarını yetim bırak, dünyanın kahrını çek; gelsin bir yabancı, bassın parayı, askerlik yapmadan, acılar çekmeden yurduna ortak olsun. Bu doğru mu? Sonra bağır: “Vay Amerikancı vay!” Asıl Amerikancılık, Türk vatandaşlığının Amerikan dolarlarıyla alınıp satılmasına göz yummaktır, bu kapıyı açmaktır.