Türkler Anadolu’yu aldıktan sonra Batılılar: “Şark Meselesi” diye bir problemi yarattılar. Bu problemin aslı ve çözümü şudur: “Anadolu Hıristiyan Batı’nın kutsal yurdudur. Türkler Türkiye’de işgalcidirler. Bu mesele ancak Türklerin Anadolu’da tümden imhası yahut geldikleri Asya’nın bozkırlarına toptan sürülmesiyle çözülür.”
Haçlı seferlerinin ana nedeni budur. Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşadığı sıkıntı ve acıların altında bu düşünce var. Biz, “Anadolu’dan başka yurdumuz yok” inanç, kararlılık ve mücadeleleriyle bugünlere geldik.
Batılılar bizi Anadolu’dan çıkaramayınca strateji değiştirdiler, farklı taktikler uygulamaya başladılar. Örneğin Türkiye’deki Türk kimliğini (biyolojik, dil, kültür, tarih, aidiyet duygusu vb.) kirletmek için çalışmalar yaptılar, “evrensel değerler, ekonomik nedenler” dendi, yurdumuz ortaklığa açıldı, parayla satılır oldu. Ayrıca Batılılar kendileriyle fikir ve proje ortaklığı yapan Türk-ırk karşıtı dincilerin yolunu açtılar.
Türkiye, 1990’ların ikinci yarısından itibaren tasarlanan, 2002’den sonra uygulamaya konan BOP ile GÖÇ MERKEZİ yapıldı. Kimliğimizden ahlâkî ve ekonomik yapımıza varıncaya kadar nemiz varsa, hepsi bozulmaya başladı.
Biz, 1071’den beri Anadolu’da, her kuşaktan, her il ve aileden askere gittik, şehitler verdik, vergiler ödedik, yurttaşlık görevimizi yaptık. Ancak, başta Suriyeliler olmak üzere milyonlarca yabancı Türkiye’ye geldi, askerlik yapmadan, vergi vermeden bizim alın teremizle yaşamaya başladı. Anadolu’da biz ikinci sınıf, yabancılar birinci sınıf insan oldu.
Muhalefet bir süredir bu sorunu orta halli dile getirirlerken, Zafer Partisi Genel Başkanı Sn. Ümit Özdağ, sorunu ilmî, sosyal ve stratejik yönleriyle ortaya koydu, net ve kararlı bir dille milletimizi uyandırmaya başladı. Sömürgecilerin yıkadığı beyinler, bazı ileri genler, “Türk milliyetçisi” görünümündeki sarı milliyetçiler Özdağ’a savaş açtılar. Durun, size soralım: Kimlerden yanasınız?
Türkiye’nin Siyasal İslamcıları: “Suriyeliler Müslüman. Din kardeşiyiz. Ensar-muhacir geleneğimiz var.” I. Dünya Savaşı’nda, hangi Müslüman ülke padişahın “Cihat fetvası”na uyarak bize yardım etti? Kurtuluş Savaşı’nda biz Müslüman Arapların ihanetini yaşadık. Malazgirt’te, Bizans ordusundaki Türk asıllı askerlerin bize katıldıklarını hatırlarsak, kan kardeşliğinin önemli bir faktör olduğunu görürüz. Naslarda “İslam kardeşliği” var ama, uygulamada yok. “Ensar”cı kafa şimdi Konya’daki Suriyelileri (yabancıları) belediye otobüslerine parasız bindiriyor ama Türklerden para alıyor. Şu mantığa bakın!
Şark meselesi duraksamadan sürüyor. Çünkü bu mesele sıradan bir mesele değildir. Bu mesele bir ırk/Türk meselesidir. Şark meselesinde Batılılar düne ilaveten bugün içimizden buldukları “Müslüman kaftanlı” kişilerle birlikteler. Eller ücretsiz otobüse binerlerken bizim ücret ödememiz bunun göstergesidir.
Şartlar çok ağır ve acı da olsa umutsuz değiliz. Şark meselesinin kazananı yine biz olacağız. Çünkü Anadolu’nun asli unsuru ve sahibi biziz. Moğolistan’a filan gitmeyiz. Birilerinin bize Altayları hatırlatma hakkı yok. Bize Altayların arkasını gösterenler, ateşle oynuyorlar.