2022-2023 eğitim öğretim yılı başladı. Herkes, “hayırlı olsun” diyor. Hayırlı filan olmaz. Çünkü bugün Türkiye’de uygulanan eğitim sistemi millî ve ayrıca insani değil. “Çocuğu okula yazdırdım. Oğlan/kız liseyi bitiriyor, üniversiteye gidecek” diye sevinen ana babalar kendinizi avutmayın; bu eğitim sistemi soysuz, ahmak, asalak, hırsız, cani kuşaklar yetiştiriyor.
Bakın, Türkiye’de çocuklarımızın, “Türküm, doğruyum” demeleri bile yasaklandı. Çünkü Türkiye’yi yönetenlerin çoğu Türk milletine, Türk tarihine, Türk kültürüne karşılar, sahtekârlar. Adında TÜRK sözcüğü bulunan bir eğitim sendikası açtığı davayı kazanmasına rağmen andımızın yasaklanmasına ses çıkaramıyor. Adında MİLLİYETÇİ sözcüğü bulunan bir parti kendini çiğnetiyor, milliyetçiliği sömürüyor, milliyetsizlere lokma oluyor.
Azerbaycan çocukları andımızı okuyor diye seviniyoruz. Şu drama bakın. Demek ki Türk ve Türkiye düşmanlarının, sahte milliyetçilerin istilasındayız.
Genç ve yetişkinlerimizin dinî düşünce ve yaşamlarına bakın; ezberciler, taklitçiler, tüketiciler, hurafeciler, ikiyüzlüler, saygısızlar, yobazlar, hırsızlar. Tarih ve sosyoloji böylesi milletlerin kısa ömürlü olacağına işaret eder.
Şu öğretmenlerin görünüşlerine bakın, çoğu Deli Recep, Derviş Vahdeti gibi. Bunlara “eğitimci” diyemezsiniz. Öğrencilerimize bakın, çoğunda görünüş ve davranış bozukluğu var. Birkaç küçük örnek üzerinden sonuca gidelim.
Yazıma iki resim ekliyorum. Biri ilkokul ikiye giden torunumun elindeki kitabın kapağı, diğeri Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ilanı. Bu resimler çocuk-yetişkin, hepimizin beyni İngiliz kültürü ile kirletiliyor. Uşaklığın, köleliğin, aşüfteliğin, anadil düşmanlığının bundan daha güze kanıtı olamaz.
Hani bunlar “MİLLÎ, YERLİ, DİNDAR” idiler? Belediye Başkanlarından Bakanlarına varıncaya kadar bunların hepsi millî değil gayri milli, ihlaslı Müslüman değil münafık olsa gerek. Demek, “kamus namustur” sözü çok doğru. Görüyorsunuz, kamusunu kaybeden namusunu kaybediyor.
Esasen biz bunların biat ettikleri, örnek aldıkları kişilere bakınca, kendilerinden millî bir eğitim, insanî bir dünya, namuslu bir hayat bekleyemeyiz. Bunların ağıt yaktıkları kimi padişahları korkak ve sığınmacı, Necip Fazıl, Fesli Kadir gibileri İngilizci-Amerikancı değiller miydi?
Bir pastacı esnafı anlattı, yanında çalışan yedinci sınıf öğrencisi, tanesi 2,5 TL olan 7 pastanın parasını hesap edip alamamış. Bu örnek akılsız/ezberci bir eğitim sisteminin acı meyvesidir.
Milliyet düşmanlarına davulculuk yapan TÜRKÇÜ bir öğretmen emeklisi, okullarımızda millî eğitim düşmanlığı yapılırken Konya’dan kalktı, İspanyollara “Türk olduklarını” öğretmek için “MADRİT SEFERİ”ne çıktı. Ölmezsek, daha ne garip öğretmen-öğrenci modelleri göreceğiz. Yani tehlike büyük.
MEB çocuklarımıza ne akıl, ne huy, ne bilgi, ne millî bilinç veriyor, var olan tüm millî varlığımızı yok ediyor. Bize biraz çaba, biraz cesaret lazım.