“Ey Muaviye! Eğer bu sarayı kendi paranla yapıyorsan israftır, yok eğer halkın parasıyla yapıyorsan ihânettir!”
“Ey Osman! Yoksulları sen yoksullaştırdın ve zenginleri sen zenginleştirdin!”
Hz. Muhammed lüks ve israftan kaçınırdı, adâletli ve güvenilirdi. Müslümanlar O’nun bu güzel yolundan erken ayrıldılar. Bozulma halife Osman döneminde başladı, Muaviye ve Yezit ile çığırından çıktı. Sonraki dönem ve devletlerde haksızlık, aç gözlülük, adam kayırma, yakınları koruma, dinî değerleri çürütme, kamuya zarar verme, bozgunculuk gibi olumsuzluklar İslâm ülkelerinde ve Müslümanlar arasında yaygınlaştı ve kökleşti.
İslâmiyet çalışma ve uygarlaşmayı istediği halde Müslümanlar tembelleştiler, akıl, bilim ve uygarlığa sırtlarını çevirdiler. Bu yüzden gerilediler, ezildiler, Müslümanların içinden ve İslâm ülkelerinden zaman zaman dürüst, çalışkan, ileri görüşlü, yenilikçi, akılcı devlet ve bilim adamları çıksa da; çapsız, yeteneksiz, çıkarcı olanlar da çıktı. Bunlar bilinçsiz kitleleri: “Din, ibâdet, kâfir, takva, âhiret” gibi kutsal duyguları sömürerek sıkıntıları çoğalttılar.
Artık bugünün Müslümanları ikinci bir Vâsıl b. Ata’yı, F. Râzi’yi, İbni Sina’yı, İbni Rüşt’ü, İbni Haldun’u, M. Mâtüridi’yi yetiştiremiyor. İslâm dünyasının bugünkü Ortaçağ kafalıları ve mistikleri doğmakta olan düşün ve bilim adamlarımızı doğarken boğuyorlar. O anda boğamadılarsa sonra çarmıha gerdiler. Biz bu gidişle ayakta bile duramayacağız, çiğneneceğiz.
Ya siyâsilerimiz, ya üst makamlara kurulmuşlarımız? Bunların hali bir başka acı. Koltuklarına öyle yapışmışlar ki, sanki hiç ölmeyecekler. Başkalarına çamur atma, çalma, millî ve manevî değerlerimizi kirletme bunların marifeti. Halife Osman, Muaviye ve Yezit gibilerinde bölme, aslını inkâr etme gibi rezillikler yoktu; bunlarda bölme, yabancılarla işbirlikçilik gibi hastalıklar da var. Bunlar lüks yaşama, servet yığma, yakınlarını zengin etme, karşıtlarını ezme gibi konularda Osman, Muaviye, Yezit gibilerini solladılar.
Muaviye ve yakınları ganimet toplamak için Kıbrıs ve Ermenistan’ın fethini planlamışlardı. Bugünkülerden kimileri İsviçre-Amerikan bankalarını, kimileri adını yeni duyduğumuz Manda-Camız adalarını keşfettiler. Dünkülerle bugünkülerin amaç, ağız, metot ve hırsları aynı. Hz. Muhammed, halife Ebûbekir ve Ömer dönemler gibilerinin inanç ve hayatları ile bugünkülerin inanç ve hayatları da farklı. Bugünkülerin inanç, amel ve söylemleri samimiyetsiz, münâfıkça. Bu yüzden her geçen gün daha kötüye gidiyoruz. Peki ne yapalım ki sıkıntılarımız en aza insin?
Önce dürüst insan olalım. Sonra akıl ve bilime değer verelim. Sırf tüketmeyelim, biraz da üretelim. Ve bir de inanç ve tapınmalarımızı gösterişten temizleyelim. Bunları yaparsak paraya, makama tapmayız, kamunun hakkını yemeyiz, akraba ve yandaşlarımızı kayırmayız, lafla değil davranışlarımızla Müslüman oluruz.
Ben yapacağımız işlerin hepsine birden, MAKAS DEĞİŞTİRELİM diyorum. Ben çoktandır ters yöne gittiğimizi düşünüyorum. Biz doğallığa dönmedikçe sıkıntıdayız. Sanmayalım ki dua seanslarıyla, umre yolculuklarıyla sıkıntılardan kurtulacağız. Öyleyse biz vakit geçirmeden cesur adımlar atalım, düşünce ve davranışlarımızda bir devrim/inkılâp yapalım.
Denebilir ki: “Ashap ile uğraşmayalım. Kendimize bakalım.” Ben böyle düşünmüyorum; insanlık ve uygarlıkların süreci bir bütündür, birbirleriyle ilintilidir. Geçmiş bugünü, bugün yarını etkiler. Muaviye ve Yezitlerin olumsuzlukları olmasaydı bugün Müslümanlar belki bugünkü kadar ayrışık ve sıkıntılı olmazlardı. İmam-ı Gazalî gibi akıl ve düşünce karşıtları olmasaydı İslâm dünyası bugün belki bu kadar geri kalmazdı. Bu yüzden eksiklik ve yanlışlıkları temellerini belirlemek, doğruların yanında olmak gerekiyor.
İlk Müslümanlardan Ebûzer, sarayda lüks hayat yaşadıkları için, yakınlarına haksız kazançlar sağladıkları için Halife Osman ve Muaviye’ye karşı çıkmıştı. Ebûzer’in bu tutumuna dayanamayan Osman Ebûzer’i hiç kimsenin yaşamadığı bir çöle/Rebeze’ye sürmüştü, Ebûzer orada ölmüştü. Ancak Ebûzer kaybetmedi. Baksanıza Ebûzer İslâm’ın yüz akı olarak yaşıyor. Hepimiz bir Ebûzer olmayı deneyelim. Kaybetmeyiz, Muaviye ve Yezit’ler kaybeder.