Konya’da iki türlü Mustafa var. Birisi Padişahçı, iftiracı, ayrıştırıcı Mustafa, diğeri Cumhuriyetçi, birleştirici, sağduyu sahibi Mustafa. İlki zararlı, sonraki yararlıdır.
Zararlı Mustafa/Mustafalar dini silah olarak kullanırlar, bize kimlik, kişilik, saygınlık kazandıran Atatürk ve silah arkadaşlarıyla, onların ana babalarıyla, Cumhuriyet’imizin değerleriyle savaşırlar.
Bir yurttaşımız Atatürk ve ailesinin kötülendiği bir yerde Konyalı Mustafa’ya: “Ben Atatürk ve Annesini anlatayım” deyine: “Sen Konya’da yaşama. Tandoğan’dan bir daire, İzmir’den bir bahçeli ev al. Anıtkabir’i ve Zübeyde Hanım’ın mezarını ziyaret et” der.
Konyalı Mustafa, Atatürk ve İsmet İnönü için düşüncesini soran bir Konyalıya: “Müslüman görünürler ama İslam’a en büyük zararı bu ikisi verdi” der.
Konyalı Mustafa, Konya’yı kana bulayan Delibaş sülalesinden birisiyle evlendiği için sevinir.
Konyalı Mustafa, Deli Mehmet’in müritlerine: “Lozan’ın Sevr’den farkı yoktur. Cumhuriyet kurulmadı, ilan edildi” gibi sloganlar attırır.
Konyalı Mustafa, Kuvayı Milliye karşıtı, “Tövbe ya Rabbi Türklüğüme! Türklükten istifa ediyorum” diyen, Yunanistan, Girit gibi yerlere kaçan Mustafa Sabri’yi çok sever.
***
Konya’nın Mustafaları hep bu Mustafa gibi değildirler. Çoğu yurtseverdir, birleştiricidir, ahlak, ilim ve irfan sahibidir. İki örnek vereyim.
Çanakkale, belki Balkan Savaşları’na katılan bir Mustafa var. Bu Mustafa Bozkırlıdır. Savaşa gider eşi ve üç çocuğunu evinde bırakmış, savaşta şehit olmuş, bir daha dönememiştir.
Mustafa’nın eşi ve çocukları anne babasının yanında kalıp geçim sıkıntısı vermeye başlayınca annesi gelinine “çarene bak” der.
Mustafa’nın eşi Bozkır pazarına gelir: “Kenardan geçeyim yol sizin olsun. Amanin gel, gel Aslan Mustafam!” diyerek yakım yakar.
İkinci Örneğimiz tüm Konyalıların “Evliya” olarak tanıyıp saygı duyduğu Hacıveyisade Mustafa Efendi Hoca’dır. Bu muhterem insan; dedikodu yapmayan, herkesle iyi geçinen, Cumhuriyetimiz ile barışık yaşayan birisiydi. Şapka kanunu çıktıktan sonra birkaç Konyalı Hoca’ya gelmiş; “Hocam bu şapka Gâvur icadıymış, günahmış, ne dersiniz?” demiş. Hoca şu cevabı vermiş: “Gidin işinize gücünüze bakın. Şapka Müslüman olalı çok oldu…”
***
Bizim inancımızda gerçekçi olmak var, ölmüşlerle uğraşmak yoktur. Durum bu iken, Konya’nın kimi “dindar ve milliyetçi” aydınları ölülerle uğraşan, bilim değil dedikodu üreten Mustafaları ayakta tutmak, O’nun din ve insanlık dışı öğretilerine payanda olmak için ömür harcıyorlar.
Ne olur biraz kendiniz olun; Zeynelabidin’in mütirtleri, FETÖ’nün elemanları gibi olmayın. İllaki birisini sevecekseniz Hacıveyiszade Mustafa Efendi’yi sevin. İllaki birisine hayran olacaksanız, Bozkırlı Aslan Mustafa’ya hayran olun. Aksi halde, gün gelir, evlat ve torunlarınızın yüzüne bakamazsınız.
Yazımı Hindistanlı Profesör Muhammed Sadık’ın Mustafa Kemal Atatürk için söylediğibir sözüyle bitiriyorum:
“Sömürge yönetimleri altında ezilen herkese ilham verdi. Asya ve Afrika’da büyük bir uyanışın habercisi oldu. Türkiye’nin kurtuluş hareketi sömürgeciliğin ölüm çanını tıkadı.”