Pek mübarek aydınlarımız ve hocalarımız, Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’ne sataşmaktan, bu iki değere kılıç sallayıp durmaktan vazgeçin. Bu huyunuz size, öğrencilerimize ve halkımıza hiçbir katkı sağlamıyor.
Konya’da, Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi adında özel bir üniversite, Konya Aydınlar Ocağı denen bir dernek var. Bu üniversitenin hocalarından bazısı bazen Konya Aydınlar Ocağı’nda konferans veriyorlar.
Üniversitenin bazı hocaları ile Aydınlar Ocağı’nın Başkanı Mustafa Güçlü ve bazı arkadaşları Aydınlar Ocağı’ndaki konuşmalarında, hocalar üniversitedeki derslerinde sıklıkla Atatürk ve T.C. aleyhinde konuşuyorlar. Bu tür konuşmaları dinledikçe, duydukça Mustafa Güçlü ile hocaların asli ve öncelikli görevleri bu mu diye düşünürüm.
Örnekler vereyim. Karatay Üniversitesi’nin hocalarından Prof. Caner Arabacı öğrencilerine diyor ki: “Osmanlı’nın arşivleri 1931’de, Atatürk’ün bilgisi dâhilinde Bulgaristan’a satıldı.” Bunu duyan bir öğrenci Türkiye Cumhuriyeti’nin yöneticilerini arşivin kıymetini bilmeyen, Kâğıt tüccarları sanır. Bu kişi gençleri böyle mi yetiştirmeli? T.C. nin kurucuları millî ve tarihi değerlerimizi satmadılar, Osmanlının sattıklarını (verdikleri) kapitülasyonları para vererek kaldırdılar.
Bunlardan birisi, “Osmanlı olmasaydı Türkiye sömürge olurdu” diyor. İnsanda biraz vicdan, unvan ve derneğinin adına layık olmalı. Yaşadığımız coğrafyanın zenginliklerini sömürten, Türk milletini Arap-Acem hayranı yapan Osmanlı mıydı, Türkiye Cumhuriyeti miydi?
Karatay Üniversitesi’nin bazı hocaları öğrencilerine Atatürk-Cumhuriyet karşıtlığı ile bilinen Yavuz Bahadıroğlu’nu anlattırıyorlar, gençleri zehirliyorlar. Öğrencilerimize bir sorunlu adam öğretilirken velilerimiz susmamalılar. Yoksa gençlerimiz yarın ailelerinin ve toplumumuzun en büyük sıkıntısı olurlar.
Konya Aydınlar Ocağı’nın bir üstadı, “Avrupa diye bir kıta yoktur” diyor. Avrupa karşıtlığı adına gülünçleştiğinin farkına varmıyor. Olayın ilginç yönü nedir biliyor musunuz? Orada “akademisyen”, “eğitimci”, “milliyetçi, “aydın” adı altında bu saçmalığı duyan, ama ağzını açmayan bir sürü kişi var ama hiç birisinden ses çıkmıyor. Bilimin, aklın, eğitimin, Türk milliyetçiliğinin çiğnendi bir yerde kişiler seslerini çıkarmıyorlarsa, hepsi yok hükmündedir.
Adı geçen üniversitenin hocalarından birisi diyor ki: “Dilencilik bize Batı’dan gelmiştir. Atasözlerimiz ya hadislerden ya ayetlerden alınmıştır.” Bu kafa medrese kafasıdır. Bu kafa Türk kültür ve tarihine kapalıdır. Konya Aydınlar Ocağı’nın aydınlarından olan bu hoca Batı’yı ve Türk tarihi bilmiyor mu? İnsan bu kadar mı dar düşünür. Dindar görünümlü bu hoca geçmişte, Medine sokaklarının dilencilerle dolu olduğunu, Peygamber’in onlara “Gidin çalışın” dediğini ayet ve hadislerde “Dilenciye verin” dendiğini, dünyanın dilencisi en çok olan ülkelerin İslam ülkeleri olduğunu hiç duymadı mı?
Yazılacak daha çok şey var ama bu kadar yeter. Sonra devam edeceğim. Yazdıklarımı şöyle toparlayayım:
Pek mübarek aydınlarımız ve hocalarımız,
Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’ne sataşmaktan, bu iki değere kılıç sallayıp durmaktan vazgeçin. Bu huyunuz size, öğrencilerimize ve halkımıza hiçbir katkı sağlamıyor.
Mustafa Kemal ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları sizin, bizim, hepimizin analarını öldürmediler, karı ve kızlarımızı kirletmediler. İstiklal Savaşı’nda on binlerce insanımızı öldüren Mustafa Kemal ve arkadaşları değildi. Namus, can ve yurdumuzu İngiliz, Fransız ve Yunanlılardan kurtaran Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarıydı. Bu kahramanlarımızdan ne istiyorsunuz?
Bozgunculuk yapıyorsunuz. Artık bu bozgunculuğa tahammülümüz kalmadı. Devlet ve milletimizin önemi sizden daha önemlidir.