Bu gelişmeler bir felâkete işarettir. Konya’nın birçok kişi, yer ve oluşumunda görülen bu akılsızlık, Konyalıların zehirlendiğini gösteriyor. Bu zehirleme çokça kapalı alanlarda, her kesimde var. Bize çok kirli bir havayı teneffüs ettiriyorlar. Hem ciğerlerimiz hem beynimiz zehirleniyor. Konya kapalı bir kutu, bu kutu kapalı kaldıkça içindeki havanın zehri yoğunlaşıyor. Kutuyu açmak, zehirli havayı dağıtmak mecburi olmuştur. Yoksa bir gün kokuşmuş hava hepimizi yatağa düşürür.
Adamın biri Atatürk’e öylesine karşıki, Atatürk’ün fotoğrafını görünce çehresi değişiyor, Atatürk’ü seven birisiyle karşılaştığında, “sen git Atatürkçü Düşünce Derneği’ni çalıştır” diyor. Senin derdin ne böyle? Atatürk’ün başlattığı Millî Mücadele olmasaydı, o mücadele başarısız kalsaydı, sen bugün ya bir vatansız ya bir tebaa olurdun. Kendine gel. Türkiye ve Türk milleti ile Atatürk iç içedir; birisi olmazsa öbürü de olmaz.
1920’lerde Kuvayı Milliye’ye karşı başlatılan Bozkır-Konya isyanları ile ilgili bilgi ve belge edinmek için Konya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı iki ayrı kurumun ilgili birimlerine gittim. Muhataplarımın ikisi de Cumhuriyetimizin kurucularını suçladılar. Birisi, “isyanlarda haksız yere çok Müslüman idam edildi”, öbürü, “Kuvayı Milliye’yi başlatanlar DARBECİ” dedi. “Ne darbesi?” dedim. “Padişah’a darbe yaptılar. 15/16 Temmuz 2016 gecesi yapılan darbe teşebbüsüyle 1920’deki Kuvayı Milliye hareketi aynı” dedi.
İçimize sokulan bu fitne-fesadı, kendi kendimize yaptığımız bu düşmanlığı kim yaratıyor, bir insan yahut bir kesim bu kadar mı kuş beyinli olur?
Bu gelişmeler bir felâkete işarettir. Konya’nın birçok kişi, yer ve oluşumunda görülen bu akılsızlık, Konyalıların zehirlendiğini gösteriyor. Bu zehirleme çokça kapalı alanlarda, her kesimde var. Bize çok kirli bir havayı teneffüs ettiriyorlar. Hem ciğerlerimiz hem beynimiz zehirleniyor. Konya kapalı bir kutu, bu kutu kapalı kaldıkça içindeki havanın zehri yoğunlaşıyor. Kutuyu açmak, zehirli havayı dağıtmak mecburi olmuştur. Yoksa bir gün kokuşmuş hava hepimizi yatağa düşürür.
Bunu söyleyince bazı tanıdıklarım; “Geçmişte beraberliğimiz var. Birlikte nefes alıp verdik, büyüdük” gibi hatırlatmalarda bulunuyorlar. Kirletmeye göz mü yumalım, kirlenelim mi? Devlet ve milletimizin sağlığı saçılan mikroplardan, felç edilen beyinlerden daha önemlidir. Devlet ve milletimizin bekası akrabalık, arkadaşlık, yoldaşlık hukukundan önce gelir. Ön yargılardan kurtulacağız. Devlet ve milletimiz tüm dernek ve partilerden daha kıymetlidir. Şeyh, bey ve reislerin gözdesi olacağıma Türkiye Cumhuriyeti’nin sade ve sadık bir yurttaşı olayım.
