Konya Bataklığı derken, bir durgun suyun kenarında; sivrisineklerle dolu, kokan balçıkların arasında kalmış Konya’dan söz etmiyorum. Kastettiğim bataklık, Konya halkını yöneten kimi yerel yöneticiler ile Konya’ya merkezden atanan bazı yöneticilerin Derde dermen olmayan, Konya’nın gelirlerini boşa harcayan, Konyalıların beyinlerini kirleten, hurafeci, tekkeci, zâviyeci, hizipçi, tarafçı, israfçı, vicdansız kişilerin kirlettiği Konya’dan söz ediyorum. Örnekleriyle anlatayım.
1-Tarih 19.11.2021. Konya Tren Garı’nın karşısında kesme taşlarla yapılmış güzel bir tarihi binanın yanından geçiyorum. Yıllardır Konyalıların hizmetinden uzak tutulan bu binaya, Konya Büyükşehir Belediyesi “5. İslam Dayanışma Oyunları Koordinasyon Merkezi 2021” levhasını astı duruyor.
‘Burada ne yapıyorlar, ilgililerden bilgi alayım’ diyerek içeri girdim. İki özel güvenlik görevlisi beni karşıladı, niçin girdiğimi sordular. Düşüncemi açıkladım. “Girmek, gezmek yasak” dediler. Niye yasak, burası özel mülkiyet değil. Bir yetkiliyle görüşeyim. Hiç değilse katları bir göreyim…” Cevap: Yok yasak, kimse yok…”
Baktım giriş salonunda birkaç levha var, ilginç. Onların kuşkulu bakışlarına rağmen levhalardan birisinin resmini çektim, binadan çıktım. Aşağıya o resmi koyuyorum. Şimdi buraya kadar olanları değerlendirelim.
a-Burası Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulmuş bir merkez. Belediye Resmi bir kurum. Depo, güvenlik problemi, arşiv gibi nedenlerle bir yere girmeyi yasaklayabilirsiniz, kapısına da “GRİLMEZ” levhasını yazarsınız. Aksi halde kamuya açık bir yere yasak koyamazsınız. “Gezilmez, kimse yok” derseniz kuşku yaratırsınız, yurttaşlarımız: “Niye girilmez ki, yoksa burada bir şey mi var” demeye başlar, güven kaybedersiniz.
b-Çektiğim levhadaki yazılar üzerinde biraz durayım. Bakın: Temaşa, Arz kapısı, Tekbir, Maarif, Bab-ı Alem, Âti, Cedâvil, Hanegâh, Efâzıl, Danende, Babül Hikme gibi sözcüklerin hiç birisi Türkçe değil. Yurttaşlarımız Tekbir sözcüğü hariç hiç birisinin ne anlama geldiğini bilmezler. Siz anlaşılmamak, Türkçeyi unutturmamak; Farsça, Arapça, Rumca gibi yabancı sözcüklerden oluşan Saray’ın soysuz dilini hortlatmak için mi bunu yapıyorsunuz? Ayıptır. İnsanda biraz ana dil sevgisi olur. Siz anadilimiz Türkçeyi kullanmak ve sevdirmek zorundasınız. Bugün bunu yapmıyorsanız, gün gelecek; Karamanoğlu Mehmet Bey ve Mustafa Kemal’in takipçileri bunu yapacak.
c-Tablodaki sözcüklere göre; Bodrum TEMAŞA yeri imiş. Bodrumda kim neyi yahut kimi nasıl temaşa edecek? Binaya girerken Tekbir mi getirilecek? Birinci kat Bab-ı Alem imiş. “Yapacağınız alem neyin nesi?” İkinci katta Cedavil (Cetveller) varmış. Cetvellerle hangi “İslami oyunlar” oynanır? Çok komiksiniz. İslami Dayanışma Oyunları ile bunların ilgisi yok. Yatıp kalkıp her gün, İslam adına safsatalar ve komiklikler yaratıyorsunuz.
2-19.11.2021 günü Belediye otobüsünde bir ilan gördüm, resmini çektim. İlanın başlığı: “TİSA-Türk İslam Sanatları Akademisi TİSA”. İlanda, KOMEK bünyesinde açılan kurs çeşitlerinin adları ve Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay imzası var. TİSA’da şu kurslar açılacakmış: Musiki, Hüsn-i Hat, Tezhip, Kalem işi, Resim, Farsça, Osmanlı Türkçesi, Divan Edebiyatı, Sanat Felsefesi. Şimdi bu yazılanlar ile ilgili birkaç düşüncemi belirteyim.
a-Başlığa bakın, “AKADEMİ”! Bir kursa atılan ilk adımın yeri akademi olamaz. Akademi ve akademik çalışmaları bu kadar küçültmeyin ve övüncek olmayın. İnternette baktım, TİSA’nın verdiği kursa katılım belgeleri MEB onaylı değil, TİSA belgesi alanlara sertifika filan verilmiyor. Bu nasıl akademi?
b-TİSA’da yapılan harcamaların (İster belediye, ister kursiyerler hiç birisi) hepsi ölü yatırım, aile, toplum ve devlet yararına bir üretim yok. Bu kaybı niye yaratıyorsunuz? Bu kursların içinde Farsça ve Osmanlıca var, Türkçe yok. Demek Farsça ve Osmanlıca İslami, Türkçe değil, öyle mi? Yazık şu kafaya! Sapıklıklarını örtmek ve büyük görünmek için olsa gerek, oraya bir de Sanat Felsefesi koymuşlar. Felsefeye temelden karşı olan, İmam-Hatip, Lise ve İlahiyatlardaki zorunlu felsefe dersini kaldıran (yahut seçmeli ders yapan) bir beynin hücreleri sanatın felsefesini anlamaz, yapmaz ve yapamaz.
Sonuç Olarak:
A-Konya Büyükşehir Belediye Başkanı ve yakın çalışma arkadaşları belediyenin ve kursiyerlerin ömür ve paralarını boşa harcamaktadır. “Din/İslam” adına yapılan işler göz boyamaktan başka bir işe yaramıyor. Bunun dindeki adı “İsraf ve günahtır.” Konya halkı uyutulduğunun ve kandırıldığının farkına vardığı an sözünü ettiğim zararlardan kurtulacak.
B-İslam Dayanışma Oyunları Koordinasyon Merkezi 2021 katları ve arkasındaki bahçesi ile birlikte büyük bir alana sahip. Bu bina basit ve şov yapmaya yönelik gerekçelerle, Konyalıların işine yaramadan durduruluyor. Bu merkezin azıcık ilerisinde KONYA ŞEHİT AİLELERİ DERNEĞİ var, Belediye’ye ait ufak bir dairede sıkışmış haldeler. Aslanlı Kışla’nın yanında KONYA HARP MALULÜ GAZİLER YEHİT DUL VE YETİMLERİ DERNEĞİ var, belediyenin tahsis ettiği ufacık bir dairedeler. Büyükşehir Belediyesi bu binayı bu iki derneğe verse, birer katında geniş geniş otursalar, misafirlerini ağırlasalar, arka bahçede sosyal etkinliklerde bulunsalar veya belediye daha büyük bir adım atsa, bu derneklerimiz için büyükçe bir bina yaptırsa, o binanın geniş salonları olsa, şehit aileleri ve gazilerimiz o salonlarda nişan ve düğünlerini yapsalar olmaz mı? Olur. Peki Büyükşehir Belediyesi niye bu hizmeti yapmıyor? Demek “Şehitlerimize saygı, şehit ailelerine hizmet” gibi açıklamalar lafta kalıyor, şehitler üzerinden politik çıkar sağlıyorlar. Her şey bitmiş değil: Büyükşehir Belediyesi ve hatta Konya Valiliği böylesi güzel bir hizmet için adım atmalılar, şehitlerimizi değer vermeliler.
Devamı var.