Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Fitne, Fesat Şebekesi

featured

Hz. Muhammed bir rahmet elçisi olduğu için kötülüklerin sahiplerine kolay kolay beddua etmezdi. Ancak, fitne ateşinin şiddetini bildiği için fitnecilere beddua etmiştir. Demiştir ki: “Fitne uykudadır, uyandırana lanet olsun.”

Fitne: Ayırma, ara bozma, karıştırma, sıkıntı, eziyet, işkence, kötülük,

 Fesat: Bozulmak, yok olmak, mahvolmak,

 Şebeke: Karışık, müşkül, anlaşılmaz, çıkar örgütü demektir.

Evren, insan ve ulusların doğal yapısı ve işleyişleri esasta düzenli ve uyumludur. Bu uyumu bozulunca dünya çekilmez oluyor.  İnsanların pek çoğu iyi, çok azı kötüdür. İyi çoğunluk kötü azınlığa engel olursa insanlık mutlu olur. Bu yüzden iyilerin görevi sırf iyi yaşamak değildir, kötüleri engellemektir.

Biz, Anadolu işgal edildiğinde Kurtuluş Savaşı yaptık. O savaşı kazandık, bugünkü devletimizi kurduk. Yaralarımızı sardık, uluslaştık, mutlu yaşamaya başladık. Ama düşmanlar içimizdeki köle ve kötü ruhluları kullandılar. Her yer, her il, her mahalle, her düzey ve renkte “Reis, Müslüman, milliyetçi, devrimci, gazeteci, akademisyen, analist” denen meymenetsizler türedi. Bunlar fitne, fesat üretti.

Türkiye’deki fitne ateşini çokça bunlar yaktı. Peygamber dönemindeki dinci Sebe oğlu Abdullah (Yahudi mayalı casus) ne yaptıysa, günümüz Türkiye’sinin Sebe oğlu Abdullah yapılı bazı devlet büyükleri, kamu görevlileri, bazı dinci oluşumlar aynısını yapıyorlar. Buraya not düşelim; dincilerin çoğu Cumhuriyet, Atatürk ve uygarlık düşmanıdır. Dünkü Lawrens ne ise bunlar aynıdır. Son yıllarda Irak, Libya, Suriye gibi ülkelerdeki akan kanlarda bunların da elleri var. Bunların öncüleri, Haçlı ve Siyonistlerin madalyalı köleleridir.

Makam ve dünyalık hastalığı, aile ve yakın çevreyi zengin etme tutkusu, yetkiyi kötüye kullanma keyfiliği, özgürlükleri kısma, bağnazlık ve ebedileşme huyları yanlıştır, hepsi fitne, fesat, şebeke yaratır. Bu kötü huylar insanları üzer ama günün birinde sahiplerini yakar. II. Abdülhamit, Halife Osman gibilerinin huylarından büyük fitne, fesat ve şebekeler üretmişti. Milletimiz ve İslam dünyası hala o yanlışlıkların acısını çekiyor. Bugünlerde Türkiye’deki bulanık dalgaların baş sorumluları Türkiye’nin yöneticileridir. Bunlar geçmişten ders çıkarmalılar, yaktıkları ateşi söndürmeliler, kendi geleceklerini de düşünmeliler.

Sultan Süleyman’a kalmayan dünya” kimseye kalmaz.

Türkiye’de hür düşünce ve özgürlük karşıtı (kral ruhlu) yöneticiler var. Bunlar, ülkemizin düşünen, üreten, yol gösteren, aydınlatan insanlarını itibarsızlaştırıyorlar, kazanımlarımızı tüketiyorlar. Zaten despotlar böyle olur. “Krallar bir ülkeye egemen olunca orayı mahvederler, halkın sevdiği kişileri aşağılarlar.” (Kuran: Neml/34)

Fitne ve fesatçılar genelde çıkarcı, makam ve maddenin kölesidirler. Uşağı oldukları objeleri büyütmek için (dünkü Karunlar gibi) kargaşa çıkarırlar, millî değerleri çiğnerler, yaşam kaynaklarını bitirirler. Bu düşüncemin kaynağı şu ilahî beyandır: “İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatı hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Kalbinde olana da Allah’ı şahit tutar. O hasımların en yamanıdır.” (Kuran: Bakara/204)

Hz. Muhammed bir rahmet elçisi olduğu için kötülüklerin sahiplerine kolay kolay beddua etmezdi. Ancak, fitne ateşinin şiddetini bildiği için fitnecilere beddua etmiştir. Demiştir ki: “Fitne uykudadır, uyandırana lanet olsun.”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!