Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Filmi Baştan İzlemek

Filmi Baştan İzlemek

5-6 gündür İstanbul’daki terör saldırısını konuşuyoruz. Yandaş medyanın: “Bombacı yakalandı. Türkiye başarılı” gibi açıklamalarıyla avutuluyoruz.

Filmin oyuncularını tanımazsak yanılırız. Biz hala: “Ehli kitap, İslam, Komünizm, Sağ-sol” narkozlarının sarhoşuyuz. Bu filmi kavramak için şeridi başından itibaren, önyargısız izlememiz gerekiyor.

I. Dünya Savaşı Batı’nın Ortadoğu ve Asya ülkelerini sömürmek emeliyle çıktı. O zaman Amerika yeni güçleniyordu, Afrika-Asya ülkeleri kendilerini koruyabilecek durumda değillerdi. Osmanlı, Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin halkları edilgendiler, “dinsizliğe karşı” Hristiyan dünyanın yanında yer aldılar. Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin kimi hocaları ve yöneticileri Amerika dostu, Amerika askeri oldular.

Said Nursi “Ehli kitap” ile diyalog kurmamızı istedi. Amerika’nın Uzakdoğu, Asya ve Afrika’da; “Aydınlar Ocağı, İlim Yayma Cemiyeti” gibi adlarla açıp faaliyet gösterdiği örgütler Türkiye’de de faaliyete geçti. İlim Yayma Cemiyeti’nin ilk başkanlarından (Y.T.) bir Masondu. 

“Dinsiz Rusya’ya karşı Amerika’nın yanında yer alan Komünizmle Mücadele Derneği’nin başkanlarından İ.D. Batıcıydı. Necip Fazıl Kısakürek bizden: “Amerikan deniz piyadelerinin bacakları arasında duran nazlı bir kadın olmamızı” istemişti. “Dindar” Adnan Menderes Atatürk’ün millî ve tam bağımsız ilkesini terk etmiş, Türkiye’nin “Küçük Amerika” olması için adımlar atmıştı.  

Türkiye’de şimdi bir İsmail Kahraman var. “İstiklal Savaşı filan yapmadık” diyecek kadar bilincini kaybeden bu adam, Milli Türk Talebe Birliği’nin Başkanı iken derneğin gençlerini etrafına toplamış, Amerika’nın 6. Filosunu karşılamıştı. 

“Dindar” ve “Ehli tarik” bir Turgut Özal vardı. Başbakan olduktan sonra Amerika’ya giderken uçakta: “Benim damarlarımda Kürt kanı dolaşır” demiş, milli bütünlüğümüzü bozmuş, liberal ekonomiyi pekiştirmişti.

Türkiye’de Abdullah Gül denen “muhafazakâr ve mütedeyyin” birisi var. Bu kişi Türkiye’nin Dışişleri Bakanı iken, ABD Dışişleri Bakanı ile iki sayfa dokuz maddelik “gizli” bir antlaşma yapmış, Amerika’nın Irak’ı bombalamasına yardımcı olmuştu.

Bugün Türkiye’nin Recep Tayip Erdoğan adında İmam-Hatip çıkışlı “dindar” bir Cumhurbaşkanı var. Bu Erdoğan Türkiye’yi yönetirken Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi’nde  “EŞBAŞKAN” olarak görev yapmış, bu süreçte Amerika (Türkiye’nin de desteğiyle) Irak, Suriye ve Libya’yı bölmüş, Saddam ve Kaddafi ile birlikte on binlerce Müslüman öldürmüştü.

Dün AKP’nin beyni Türkiye-Suriye hududundaki mayınları temizletme işini İsrail’e vermeye kalkın, gelen tepkiler özerine geri adım atın, mayınları başka bir yolla temizlettikten sonra bu hudut gelip geçen hanı olmuştu. AKP’nin beyin takımı bugün: “Teröristler Suriye hududundan girmiş. Bunun arkasında İsrail-Amerika var” diye bağırıyor. Sözün bittiği yerdeyiz. 

Türkiye’nin, Parti kurmadan önce ve hükümet olduktan sonra; Amerika-İsrail lobileriyle görüşen, İslam coğrafyalarının yıkılmasına göz yuman “muhafazakâr, dindar, yerli, millî ve milliyetçi” politikacıları var. Bunlar çökmeye başladıklarını görünce efelenmeye başladılar. Kimileri de buna kanıyor; “dünyada tekten be” diye seviniyor. “Kel başa şimşir kaşık” böyle olur. 

Aklını kullanan, bir yerlere boğazından bağlı olmayan kimseler bu senaryodan dersler çıkarmalı. Benim şu düşüncem asla değişmez: Birileriyle işbirliği yaparak, bazı güçlerden destek alarak öne çıkanlar tutsak olurlar, hep tutsak kalırlar. Kaybedilen hürriyetin kazanılması zordur. Şair diyor ki:

 “Bir geçti mi hür boyna, asırlar kıramazmış.

Bir secde eden bir daha başkaldıramazmış.” 

Amerika Aylan bebekleri, Yağmur kızları tek başına katletmedi. Amerika’nın ahmak ve muhteris-belki kasıtsız-suç ortakları da var. Bunları tanıyıp teşhir etmeden mutlu olamayız.

18.11.2022

Yusuf DÜLGER

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!