Türkiye’nin siyaseten yönetilmesinde umut olmaya başlayanların bilmeleri gereken önemli konulardan birisi, Atatürk’ün askerlerine sahiplenmektir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında, yaşatılmasında ve savunulmasında emeği geçen, yukarıdaki Albayımız gibi davranan tüm subay ve Generallerimize selam olsun.
Sosyal medyadan arkadaşım emekli bir Albay var. Bazen telefonla konuşuruz. Son günlerde paylaştığı bir yazıyı çok beğendim. Telefon ettim, o yazı nedeniyle teşekkür ettim, cesaretinden dolayı kutladım. Dedi ki:
“Hocam, geçmişte Malta’ya sürgün vardı. Şimdi mahkûmları Türkiye’deki hapishanelere gönderiyorlar. Hapishaneler de benim vatanım, gider yatırım…”
Bu albayımız konuşmamızın arasında bir şey daha söyledi:
“Diri cenaze olmak istemiyorum…”
Mustafa Kemal’in askeri olmak budur işte.
Mustafa Kemal, vatan ve millet için Anadolu’ya geçtikten sonra ölüme mahkûm edildi ama ölümü ciddiye almadı. Mustafa Kemal, İstiklal Savaşı kazanılmadan önce, 31 Temmuz 1920 günü Afyon’da subaylara yaptığı bir konuşmasında dedi ki:
“Millet, istiklalinin muhafazasından ibaret olan hayati gayesinin teminini ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler. Subaylar istiklal mücadelesinde, birinci derecede faal ve fedakâr olmak mecburiyetindedirler.”
Keşke Türkiye’de her subay ve Generalimiz Atatürk ve yukarıdaki Albayı örnek alsaydı. Ama böyle olmadı, kimi subay ve generallerimiz Mustafa Kemal’e, T.C. ve Türk halkına ihanet ettiler. İçlerinden: “Bana asker selamı vermeyin, selamünaleyküm deyin” deyin, kozmik odamızın anahtarını koruyamayan, birisini tepemize oturtmak için “posta” olan Orgeneraller çıktı.
TSK’nin tüm subay ve generalleri hapishaneleri “vatan” olarak görselerdi, bazısı “canlı cenaze” olmasaydı, bugün daha mutlu olurduk. Ama unutmayacağız, T.C. ve ulusumuzu savunmak sırf TSK’nın değil, hepimizin görevidir.
Türkiye’nin siyaseten yönetilmesinde umut olmaya başlayanların bilmeleri gereken önemli konulardan birisi, Atatürk’ün askerlerine sahiplenmektir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında, yaşatılmasında ve savunulmasında emeği geçen, yukarıdaki Albayımız gibi davranan tüm subay ve Generallerimize selam olsun.
