Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Dört Parmaklılar ve Sultanlık

Dört Parmaklılar ve Sultanlık

Bir akılsızlar grubu üç yıldır Anıtkabir’e geliyor, Atatürk’ün büyüklüğünü gölgelemek, Recep Erdoğan’ın propagandasını yapmak için dört parmak işaretiyle bağırıyorlar: “Her yer Recep, her yer Erdoğan!” Akılları sıra Atatürk’ü sıradanlaştırıyor, Recep Erdoğan’ı yüceltiyorlar.

 

Hep dikkatimi çekmiştir, Recep Erdoğan DÖRT PARMAKLI bu serserilere anında veya sonrasında: “Bunu yapmayın, akıllı olun” demiyor. Yani burada sükût ile ikrar var. Bu vesileyle şunları hatırlatayım:

 

Atatürk’ten sonra bize bugüne kadar: Atatürk kadar zeki, Atatürk kadar başarılı, Atatürk kadar erdemli bir devlet başkanı gelmemiştir. Kimse çocuksu ve egoist duygularla Atatürk’ü gölgede bırakacağını sanmasın. Atatürk gölgelenmez.

 

Erdoğan bu olay karşısında susmakla “itibar” kazanmıyor. Devlet adamları sağduyulu düşünmeliler, övülme ve gövde gösterisinden kaçınmalılar.

 

Erdoğan Mısır’ın Rabia Meydanı’ndaki olaylardan hareketle Türkiye’ye DÖRT PARMAK işaretini soktu. Dört parmağın insan eliyle, inancımızla ve kimliğimizle hiç ilgisi yok. Dört parmakta ithal kültür ve özenti hastalığı var. Yöneticiler uluslarına kişilik ve düzey kazandırmalılar.

 

Anıtkabir’deki bu ahmaklık aynı zamanda suçtur. Bunun birkaç yıldır tekrarlanması ve müdahalesiz kalması oradaki askeri makamların ihmallerini, Atatürk’ün saygınlığını koruyamadıklarını gösterir. Görevini yapmayan, politikaya nefer olan subaylar güven kaybederler. Bugünkü subaylar, Kurtuluş Savaşımız sürerken Atatürk’ün Afyon’da “zabitana” yaptığı konuşmayı okurlar ve asıl Başkomutanlarına gönül verirlerse saygınlıkları artar.

 

Türkiye’nin padişah özentili yöneticileriyle padişahçı zavallıları II Abdülhamit ve Vahdettin gibilerini hatırlamalılar. Bu padişahlardan birisi özgürlükleri kısıtlarken öbürü Mustafa Kemal’in ölüm fermanını imzalamıştı. Bunlara rağmen “reaya” kafalı halk: “Padişahım çok yaşa!” diye bağırıyordu. Sonra ne oldu? Padişahlar saraylarını, reaya da hürriyet ve namusunu kaybetti.

 

Şunları hatırlatarak yazımı bitireyim: Padişah ruhlular II Abdülhamit ve Vahdettin’in yaşadıkları acı sonuçları düşünmeliler, padişahlık ruhunu bırakmalılar, Atatürk’ün ruhundan özür dileyerek Cumhuriyetimizi güçlendirecek adımlar atmalılar. Köle ruhlu, Osmanlı özentili yurttaşlarımız da kendi kişilik ve namuslarına sahiplenmeliler, “Hür insanlar ülkesinin yurttaşları” olmak için sıraya girmeliler. Bunlar yapılmazsa; dünyanın gidiş yönü, Türk halkının genel yapısı onları bu çizgiye getirecektir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!