Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Doğu Anadolu Gezim (5) – Suruç-Halfeti-Nizip Anılarım

featured

Küçük bir esnaf, genç bir seyyar satıcı yahut öğretmen hastalıklarımızı ve tedavisini söylüyorlar. Ustaların, bürokratların ve büyüklerin saltanatları uzadıkça yangın büyüyor. Kütük ve molozlarla birlikte genç fidanlar da yanacak. Yanmayı hak etmeyenler yangını söndürmeliler. “Öbür dünyada herkes başının çaresine bakacak” diyorlar. Öbür dünyaya varmadan burada, “Ölmek istemiyorum” diyenler başlarının çaresine bakmalılar.

08.09.2024 günü Suruç’un Aligar kasabasında bir yurttaşımızla konuşurken beni ısrarla evine çağırdı. Giderken: “Ben Kürt’üm, HDP’ye oy veririm” dedi. “Olsun, bak ne güzel konuşuyoruz, herkesin parti seçme hakkı var” dedim. Evine girdik, kahvaltı yaptık, çay içtik. Kısa süre sonra biz ikimiz, eşlerimiz birbirleriyle, kırk yıllık dost gibi sohbete başladık. Uzaktaki bir ilkokula zorla gidip gelerek ilkokulu bitirmiş tarlalarda çalışarak dokuz çocuğunu büyütmüş; ortaokul, lise mezunu yapmış. Dedim ki: “Devlet ayağımıza kadar ortaokul, lise, yüksek okul getiriyor, okuyoruz, ne güzel.”

Sohbet ederken içini dökmeye başladı; “Türkiye’yi siyasiler geriyor. Yumuşak olsalardı halk birbirini daha çok sever, sayardı. Etrafımız kötü. Irak, İran Suriye karışık. Çok sığınmacı geliyor. Bunda Recep Erdoğan’ın da rolü var. Esat iyiyken kötü oldu. Şimdi barışmaya kalktı”. Libya’yı sordum. “Erdoğan orada da var” diye yanıt verdi.

Aklıma Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) geldi. “BOP’u duydun mu?” deyince durakladı.  “BOP ile 22 İslam ülkesinin rejim, harita ve devlet adamları değiştirilecek. Recep Erdoğan, BOP’un “Eşbaşkanı” olduğunu açıkladı. Dış politikada seninle benzeri şeyleri düşünüyoruz” dedim, şunları açıkladım:

BOP’a göre Ortadoğu’da iki devlet kurulacak. Birisi Büyük İsrail, öbürü Büyük Kürdistan. Büyük İsrail’in içine Güneydoğu Anadolu bölgemiz giriyor. Bunun alt yapısını hazırlıyorlar. İsrailliler buralardan toprak satın alıyorlar. İsrailli kadınlar Güneydoğu’da doğum yapıp gidiyorlar, doğan o çocuklar, yurttaşımız oluyor. Onlar yarın Türkiye’de bazı hak iddia edecekler.” Hayret etti, “ben bunu yeni duyuyorum” dedi. O da şunu anlattı: “Buralardaki hastanelerde doğum yapan bir sürü Suriyeli yahut başka ülkeden kadın var. Çocuklarının kimliği hakkında hiçbir şey bilmiyoruz…”

Adam kızına bir de kahve yaptırttı. Kahvemizi içerken: “İstediğiniz partiye oyunuzu verin. Ben Türk, sen Kürt olabilirsin. Ama vatanımız, bayrağımız bir. Oy verdiğiniz partinin yöneticilerine, yurdumuzu ve yurttaşlarımızı ayrıştıracak siyaset yapmayın, biz bölünmek istemiyoruz deyin” dedim. “Tabii hocam” dedi. Vedalaştık.

***

Oradan Halfeti’ye gittim. Halfeti; tarih ve coğrafyasıyla güzel bir yurt parçası. Tekne turu yaparken, rehber eski dönemlerdeki mabet ve yerleşim kalıntılarını anlattı. Ses cihazından yöre türküleri dinledik. Kıyıdaki küçük esnafla kısa konuşmalarım oldu. Birisiyle yaptığım bir sohbet var ki, özetlemeden geçemeyeceğim.

30 yaşlarında, eşiyle birlikte hediyelik eşya satıyor. Türkiye ve yöre hakkındaki düşüncelerini sordum. Özetle: “Birecik tamamen, Urfa büyük oranda, Halfeti tümden Türk asıllı. Arap asıllılar Türkleşmişler. Halfeti fanatik değil. Beğenmediği siyasiyi anında değiştirir. Burada din öne çıkarılmaz. Birecikliler Kürtçe bilmezler, Dulkadiroğulları döneminde vergi vermedikleri için Konya’dan buraya sürülmüşler. Oğuz Türkçesi konuşurlar. Halfeti ve Birecik’te terör yok. Birecik’te bir terör denemesi yapıldı, halk buna müsaade etmedi…”

Atatürk hakkındaki düşüncelerini sordum. Şunları söyledi:

Atatürk’ün de hatası vardır ama O büyük bir kurtarıcı ve Türk’tür. Severim. Dinciler O’nun hatasını bulmaya çalışırlar. Atatürk’ü bize Allah gönderdi. Allah O’ndan razı olsun. Bu topraklar şimdi Atatürk sayesinde Müslüman. Atatürk Kuran bastırdı, tefsir yazdırdı. Kadınların başını açtı diyorlar. Asılsız. Aslı olsaydı anasının, kız kardeşinin başını açtırırdı. Atatürk bize Avrupa’nın bilim, fen ve sanatını alın dedi. Atatürk’ten sonra gelenlerin hepsi hainlik yaptı. Atatürk düşmanlarının bilgileri zayıf ve eksik. Bakın şimdi Gazze’de ezan yok, huzur yok. Gazze’nin bir Mustafa Kemal’i olsaydı bugün Filistinliler böyle olmazlardı…”

Bu genci dinledikçe heyecanlandım. Şu genç esnafa bakın; tarih, siyaset, sosyal, kültürel konularda ne kadar bilinçli ve gerçekçi. Siyasilerin söktükleri temel ve köşe taşlarımızı yerlerine koyuyor. Üniversite ve okullarımızdaki akademisyen ve öğretmenlerimizin yüzde kaçı bu gencimiz kadar bilgili, bilinçli ve yurttaşlık, aydınlatma görevini yapıyor?

***

8-9.09.2024 gecesini Nizip (Gaziantep) öğretmenevinde geçirdim. Sabah, Nizip’le ilgili kültürel bilgi, harita, kitap edineyim düşüncesiyle kaymakamlığa gittim. Orada Adanalı genç bir kimya öğretmeni ele tanıştım. Kendisine, Türkiye’nin kimyası ve fiziği nasıl deyince, üzgün bir dille şunları konuştu:

Adana’nın toprakları çok verimli. Ama Adana Havaalanı’nı verimli topraklar üzerine yaptılar. Yazık oldu. Bizi ekonomik sıkıntıya sokuyorlar. Havaalanı arazisi verimsiz bir yere yapılmalıydı. Bilmem bunu niye düşünmüyorlar.”

Küçük bir esnaf, genç bir seyyar satıcı yahut öğretmen hastalıklarımızı ve tedavisini söylüyorlar. Ustaların, bürokratların ve büyüklerin saltanatları uzadıkça yangın büyüyor. Kütük ve molozlarla birlikte genç fidanlar da yanacak. Yanmayı hak etmeyenler yangını söndürmeliler. “Öbür dünyada herkes başının çaresine bakacak” diyorlar. Öbür dünyaya varmadan burada, “Ölmek istemiyorum” diyenler başlarının çaresine bakmalılar.

 

Devamı var

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!