Yönetici ve millî eğitimcilerimizin millî tarihimize karşı gösterdikleri böylesi ilgisizlikler, düşman işgalinden daha tehlikelidir. Anlaşıldığı kadarıyla, AKP yönetimi en çok eğitim sistemimizi yıktı, millî eğitimcileri çürüttü. “Raflar dolu, kitaplık yaptırmaya para yok. Onun için kitapları yok edelim” düşüncesi çok acı. Bu düşünceye hizmetin faturası ileride çok acı ve kabarık olacak
Doğu Anadolu’dan dönerken iki gün Pozantı’nın (Adana) Belemedik mevkiinde kaldım. Pozantı’ya 15 km olan Belemedik, Almanların Toros tünellerini yaparken yerleştikleri, Fransızların Kurtuluş Savaşı öncesinde karargâh kurup halkımıza zulmettikleri yerdir. Adana ve çevresi Fransız işgalinde iken Mustafa Kemal 5 Ağustos 1920 günü Pozantı’ya gelmiş, halkı özgürlük için savaşa çağırmıştır.
Bugün Belemedik’te Almanların ve İngilizlerin yaptığı idare merkezi, hastane, hapishane gibi tesislerin yıkıntıları var. Oradaki savaş tarihimizle ilgili bilgi, belge edinmek, biraz dinlenmek için 10-12 Eylül 2024 günlerinde; Pozantı Belediyesi, İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü ve Kütüphanesinde temaslarım oldu, İstiklal Savaşı şehidimiz Kasım Hoca’nın mezarını ziyaret ettim. Gördüm ki, orada görev yapan atanmış ve seçilmişlerimizin bir bölümü tarihimize karşı ilgisiz ve duyarsızlar.
Pozantı’da, Millî Mücadelemizle ilgili harita, broşür, kitap vb. yayın varsa alayım düşüncesiyle belediyeye gittim. Bir şef, “ben öyle şeyleri bilmem” dedi. Başkan Yardımcısı, “böyle bir şey yok” dedi. Nasıl olur deyince, “biz yeni geldik, önceden varsa götürmüşlerdir” gibi bir söz etti. Ben burası sürekliliği olan bir kurum, öncekiler kim, siz kimsiniz deyince: “Biz cumhur ittifakıyız, millete hizmet ediyoruz” demesin mi? Alt düzey yöneticilerden birisini buldum. Yeni de gelmiş olsa adam bana belediyenin önceden bastırdığı iki tane tarihi kitabını bulup verdi. Teşekkür ettim.
İlçe kütüphanesine gittim. Görevli memur bilgisayarını taradı, “hiç böyle bir kitap yok” dedi. Olur mu? Geçmişte belediyeniz konu ile ilgili kitaplar bastırmış, kütüphanenizden emekli birisi onların adını verdi deyince şu cevabı aldım:
“Amca, kütüphanemiz dar. Raflar doldu. Koyacak yer yok. Birçok kitabı düştük, dönüşüme verdik” demesin mi? Hayretler içinde kaldım, oradan da çıktım.
Pozantı İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünü buldum. Odanın birisinde ikisi müdür yardımcısı, birisi öğretmen, üç kişi ile konuştum, amacımı anlattım, yardım istedim. Bu eğitici ve öğretmenlerimizin cevaplarına ve bana sorduklarına bakın:
“Böyle kitaplar var mı yok mu bilmeyiz. Sen nerelisin, ne iş yapan…” Konyalıyım, öğretmen emeklisiyim deyince, birisi: “Bu bilgileri ne yapacaksın, niye lazım?” dedi. Sen, ben, biz öğretmeniz. Çocuklarımıza tarihimizi öğreteceğiz. Bu bir görev. Bu görevi biz yapmazsak kim yapar dedim, bu duyarsızlığa çok canım sıkıldı.
Bana iki tane kitap temin eden adamın yanına tekrar vardım. Pozantı’nın tarihi hakkında bilgisi olan tanıdığın bir iki kişi varsa söyle, tanışayım dedim. Adam bana: “Emekli imam … var. O çok kitap okur. Size yardımcı olabilir” dedi. Verdiği telefon numarasından o kişiyi aradım. Buluştuk, meramımı anlattım.
“Kitap kurdu” derler ya, hoca böyle birisiymiş. Kendine göre bir yol bulmuş, çok kişiye kitap okuma alışkanlığı kazandırmış. Çukurova’daki Millî Mücadele ile ilgili epeyce bir sohbet ettik. Mustafa Kemal hakkındaki düşüncelerini sordum. “O öncülük etmeseydi işimiz zordu. Allah rahmet eylesin” dedi. Bir anda kızgınlıklarım gitti. Kendisine, keşke her imamımız sizin gibi olsaydı dedim, vedalaştık.
Yönetici ve millî eğitimcilerimizin millî tarihimize karşı gösterdikleri böylesi ilgisizlikler, düşman işgalinden daha tehlikelidir. Anlaşıldığı kadarıyla, AKP yönetimi en çok eğitim sistemimizi yıktı, millî eğitimcileri çürüttü.
“Raflar dolu, kitaplık yaptırmaya para yok. Onun için kitapları yok edelim” düşüncesi çok acı. Bu düşünceye hizmetin faturası ileride çok acı ve kabarık olacak.
Fransızlar Adana bölgesini işgal ettiklerinde, Pozantı’nın köylerinde bir taraftan fahri (karşılıksız) imamlık yapan, bir taraftan bağ bahçe işlerinde çalışarak geçinen Kasım Hoca adında iyi bir insan var. Fransızlara karşı Millî Mücadele’mizin saflarına katılır. Hem savaşır hem savaşçılarımıza imamlık yapar. Cephede şehit olur, Belemedik Mezarlığı’na konur. Mezarını ziyaret ettim, fotoğrafını çektim. Kasım Hoca vb. şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
Doğu Anadolu Bölgemize yaptığım geziyle ilgili yazı serim bitti.