Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Diyanetin Tarikatlar Raporu -2

Diyanetin Tarikatlar Raporu -2

TGRT HABER, 09.03.2006’da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Türkiye’deki Tarikatlar ve Dini Akımlar” ile ilgili bir raporunu yayınladı. Safure Cantürk  imzasıyla yayınlanan raporda şu tespitleri okuyoruz:

“Türkiye’de 5.000 tane tarikat şeyhi ve dini akım lideri var. İran, İslam devrimi Türkiye’ye ihraç etmek için bölücü tarikatları destekliyor. Yunanistan, mezhep çatışmalarıyla Türkiye’de iç çatışma çıkarmak istiyor. Türkiye’yi bu tehlikelerden Atatürk yolu kurtarır. Dini akımlar, Nurculuk ve Süleymancılık olarak iki başlıkta toplanabilir.” 

Diyanet tespitlerinde şu açıklamalarda bulunuyor:

Nurcular; Yeni Asya Grubu, Şura Grubu, Fethullah Gülen Grubu, Mehmet Kurdoğlu Grubu,  Med Zehra Grubu, Acz-i Mendi Gruplarına ayrılır. Nurculuk Said i  Nursi tarafından, Süleymancılık Bulgaristan’ın Silistre şehrinden Türkiye’ye 1908’de gelen Süleyman Tunahan tarafından kurulmuştur. Nurcular, Bitlis Bitlis’in Hizan kasabasında doğan Said i Nursi’nin “Risale-i Nur” külliyatının verdiği fikirler etrafında toparlanırlar. Said i Nursi İstiklal Savaşı yıllarında Kürt Teali Cemiyeti’nin kurucuları arasındadır. Süleymancılığı Süleyman Hilmi Tunahan’ın damadı Kemal Kaçar sürdürmektedir. Kaçarın vefatından sonra yakınlarından eski Ulaştırma Bakanı Ahmet Arif Denizolgun Süleymencılığın liderliğini yapmaktadır. Nurcular 6 grup halinde faaliyet gösteriyor. Bunlardan Mehmet Kutlular grubu Yeni Asya Gazetesi gibi yayın faaliyetiyle, Fethullah Gülen Grubu gazete, TV yayını ile faaliyetlerini sürdürmektedir. Süleymancıların Avrupa’daki İslam Kültür Merkezi Avrupa Kiliseler Birliği’nin Üyesidir. İstanbul’da Vahdet Cemaati olarak bilinen oluşum Pakistan’daki Tebliğ Cemaatiyle bağlantılıdır, Tebliğ-Vahdet Cemaati İngiliz Muhipleri Cemiyetiyle bağlantılıdır.

RAPORU DEĞERLENDİRME

Diyanet’in 2006 ve 2016 tarihli raporlarını okuduktan ve 2006 raporunu özetledikten sonra şu tespit ve değerlendirmeleri yapıyorum:

1-Türkiye’de 5.000 civarında tarikat şeyhi ve dini akım liderinin bulunması demek; o şeyh ve dini oluşumların Kuran’dan/İslam’dan kopmaları demektir. O kadar şeyh ve mensupları Kuran’da neyi bulamadılar ki bu kadar kişi ve oluşumların arkasına düştüler. Demek Türkiye’deki İslam anlaşışı Kuran merkezli değil, şahıs ve grup merkezlidir.

2-Bu durum merkez ve taşra örgütleriyle birlikte Diyanet’in Başkanlık, Müftülükler ve Vaiz, İmam-Hatip olarak bize İslam dinini anlatamadıklarını, görevlerinde başarısız olduklarını gösteriyor. Eğer Diyanet başarılı olsaydı, o şeyh ve oluşumlar bu kadar taraf bulamazlardı. Öyle ise Diyanet Müslümanları doğrudan İslam’a çekecek. Diyanet bunu yapamazsa, devletin yetki ve sorumluluk sahipleri Diyanet’in bu beceriksiz yapısını dağıtacak, mert ve tarafsızca görev yapacak kadrolara görev verecek.

3-İran İslam devrimini Türkiye’ye taşıyacak kişiler olabilir. Ancak, kanaatime göre böyleleri Türkiye’de bir devrim yapacak güce erişemezler. Diyanet gençleri ve halkı iyi aydınlatırsa bu tehlike en az düzeye iner. Ben, Diyanet raporunun bu kısmının biraz abartıldığını düşünüyorum. Bu iddianın arka yüzünde-farkına varılmadan-başka bir mezhebe karşı-duyulan tepki, “Sünnilik taassubu” gibi bir evhamın olabileceğini düşünüyorum. “Bize İran’dan rejim ithal edecekler” iddiası İran ile aramızın açılmasına, sömürgeci güçlerin İslam dünyasına parçalamasına neden olabilir.

4-Yunanistan’ın Türkiye’de mezhep çatışması yaratacak kadar bir gücü ve etkin çalışması var mı? Varsa burada Türkiye Cumhuriyeti’nin yetersizliği vardır. Yunanistan mezhep üzerinden Türkiye’yi bölecek bir birikime sahip mi? Türkiye’ye Batı’dan gelecek dinsel veya mezhepsel düşünce, Yunanistan’dan daha çok Almanya, Amerika gibi ülkelerden gelir. 20-30 yıllık gelişmeler bunu gösteriyor. 

5-Raporda Türkiye’ye dini akımlar yönünden gelecek tehlikeyi Atatürkçülüğün önleyeceğine vurgu yapılıyor. Doğrudur. Zaten Atatürk, cumhuriyet devrimlerinin başında tekke ve zaviyeleri kapatmış; “şeyhlik, dervişlik, müritlik, mensupluk” gibi akıl ve din dışı unvanları yasaklamıştı. Diyanet’in 2006’da “Türkiye’yi Atatürk devrimleri ayakta tutar” raporu yerinde bir tespittir. Demek Diyanet’te o zaman böylesi aydın görevliler varmış. Bugün Diyanet’te Türkiye’yi Atatürk ile savunan kadrolar yok. Aksine bugün Diyanet’te bütünüyle bir Atatürk-Cumhuriyet karşıtlığı var. Diyanet’in 2016 raporunda bunun örneklerini vereceğim.

6-Diyanet 2006 Tarikatlar Raporu’nda Sad i Nursi ve bazı dini oluşumları “bölücü, işbirlikçi” ilan ederken; 2016 yılındaki raporunda o suçlamaları bırakmış. Diyanet dün yerdiklerini bugün övüyor. Bir örnek: Dün tehlikeli olan Said i Nursi bugün “iyi, alim” oldu, Said i Nursi’nin kitabını bastırıp dağıttı.  

Devamı var.

 

 

 

 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!