Altılı Masa’nın Mayıs 2023’teki seçim hazırlıkları bir yıl önce başladı. Altı partinin genel başkanları bir araya geldiler, “Millet İttifakı”nı oluşturdular, aldıkları kararları açıkladılar. Bu altı partinin Konya il başkanları genel başkanlarına uyarak, gerektikçe bir araya gelmeleri, genel başkanlarının kararlarını halka aktarmaları, kamuoyu oluşturmaları gerekirdi ama yapmadılar, birbirlerine mesafeli durdular; “Biz şundan başkayız. Falan Cumhurbaşkanı adayı olursa oy veririz, şuna oy vermeyiz.” gibi bencil, takıntılı, cahilce sözlerle o masayı salladılar.
Durumdan vazife çıkararak her partinin il başkanına (yahut yardımcısına) gittim, “Yukarıyı örnek alın, bir araya gelin. Türkiye’nin buna ihtiyacı var” dedim ama nafile. Bir partinin il başkanı, “İyi Parti il başkanı toplantıların yarısına katılmadı” itirafında bulundu. İyi Parti il başkanıyla yaptığım görüşmede, “Herkes kendi alanında çalışsın” yanıtını aldım.
Şimdi milletvekili seçilen Gelecek Partisi il başkanının önerileri ciddiye almadığına tanık oldum. Deva Partisi il başkanı Lordlar Kamarası’nın bir asilzadesi gibiydi, yüzünü bilgisayarından hiç kaldırmadı. CHP il başkanıyla ayaküstü iki üç dakika kadar görüşürken gözleri dışardaydı.
Demokrat Parti İl Başkanı Hasan Varlısenet’i kibirsiz, samimi, gelenlere değer veren, gerçekçi düşünen bir insan olarak tanıdım. Günlük düşünmüyor. Şu görüş onun: “Çok bozulduk. En az 30 yılda, iyi bir eğitimle düzelebiliriz.” Bize böyle derin ve gerçekçi düşünen başkanlar lazım. Zafer Partisi’nde heyecanlı ve okuyan bir gençlik gördüm.
Altılı masadan birisi anlattı, CHP İl Başkanı partisinin araçlarını seçim propagandası için bir süre sağa sola göndermiş, sonra bir kenara çekmiş; propagandacılar araçsız kalmış.
İyi Parti’nin Zafer Alanı’ndaki seçim bürosunda, Altılı Masa’nın ortak Cumhurbaşkanı adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun hiç resmi asılmadı. İl yöneticilerinden iki-üç tanesine bunun bir eksiklik olduğunu hatırlattım, sustular. Böyle ortaklık, böyle sığ siyaset olmaz. Tabii ki seçim kazanılmaz.
Bu eksikliklerde altı genel başkanın da payı olsa gerek. Öğrendiğim kadarıyla il örgütlerine: “Siz de bizim gibi ortak oturup kalkacaksınız” dememişler. Teşkilatıyla bütünleşmeyen bir başkan kaybeder.
İki yıldır muhalefet il başkanlıklarına varıp: Bir aylık çalışmayla iktidar olunmaz. Kitleleri bilinçlendirin. Ara sıra milli eğitim, tarım, sanayi gibi konularda halka açık konferanslar verdirtin, paneller düzenleyin. Asıl amacımız bilinçli toplum yetiştirmek olmalıdır. Bunu yapmazsak bir laf cambazı gelir, halkı yine kandırır dedim. Her biri bir mazeret üretti.
Dünyadaki devrimler, kitlelerin bilinçlendirilmesi ve harekete geçirilmesiyle gerçekleşmiştir. Geçmişteki örneklerinde görüldüğü gibi muhalefetimiz beş yıl yatacak, seçime iki ayda iktidar olmaya kalkacak. AKP’nin ardı arkasına seçim kazanmasının sebeplerinden birisi, “Aralıksız çalışma” metodudur. Muhalefet kendini tembellikten kurtarmadan iktidar olamaz.